Deprem provokatörlerine 'milleti ve devleti aşağılama' soruşturması!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye’yi sarsan 6.8 büyüklüğündeki Elazığ depremi sonrası provokatif sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili yaklaşık 60 kişi hakkında soruşturma başlattı. Emniyet Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü’nün tespit ettiği sosyal medya hesapları ile ilgili başlatılan soruşturmalar, TCK’nın 213 ve 301’nci maddelerinde düzenlenen ‘halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak, milleti, devleti ve hükümeti aşağılamak’ suçlamalarından yürütülüyor.

Giriş Tarihi 30 Ocak 2020, 12:27 Güncelleme 30 Ocak 2020, 12:52
Deprem provokatörlerine ’milleti ve devleti aşağılama’ soruşturması!

İÇİNDEKİLER

Savcılık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Emniyet Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü'nün tespit ettiği sosyal medya hesapları ile ilgili başlatılan soruşturmalar, TCK'nın 213 ve 301'nci maddelerinde düzenlenen 'halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak, milleti, devleti ve hükümeti aşağılamak' suçlamalarından yürütülüyor. Uzmanlar bu paylaşımların devlete güvensizlik oluşturduğu, kamu düzeni ve güvenliğini bozduğunu belirterek, halkı korku ve paniğe sevk edecek, milleti ve devleti aşağılayan paylaşımlardan uzak durulması uyarısında bulundu.

Elazığ ve Malatya'da 41 kişinin yaşamını yitirdiği, 1607 kişinin de hastanelere başvurduğu 6.8 büyüklüğündeki depremden sonra sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımlar, toplumun tepkisini çekti. Depremi yaşayan insanları aşağılayan yorumlar, kurtarma ve yardım çalışmalarını yapan görevlilere yönelik gerçek dışı suçlamalar, yağma ve talan iddialarına kadar çok sayıda sosyal medya mesajı, kamuoyunda huzursuzluğa neden oldu.

HALKI ENDİŞE PANİĞE SÜRÜKLEMEK SUÇLAMASI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu paylaşımlarla ilgili soruşturma başlattı. Emniyet Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü'nün tespit ettiği yaklaşık 60 sosyal medya hesabıyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturmalar; TCK'nın 'Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır' suçlamasını düzenleyen 231'inci maddesi ile 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır' suçlamasın düzenleyen 301'nci maddelerden yürütülüyor. Türkiye genelinde soruşturmalar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda açılarak, daha sonra dosyalar paylaşımın yapıldığı şehirlere gönderiliyor.

DEVLETE GÜVENSİZLİK OLUŞTURUYOR
Sosyal medya paylaşımlarındaki suç unsurlarının gerçek hayatta olduğu gibi cezai yaptırımı olduğunu belirten uzmanlar, polisin 7/24 takibinde olan sanal dünyada kaynağı belirsiz, provokatif bilgilerin dikkate alınmaması uyarısı yapı.

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Bilişim Uzmanı Mustafa Sansar, depremden sonra olumsuz birçok paylaşım yapıldığını belirterek, şunları söyledi: "Bazen bunlar o anın verdiği stresten oluyor, bazen de tahrik edici, bilerek ve isteyerek, bir grup çerçevesinde hareket ederek yapılan paylaşımlar oluyor. Unutulmamalı ki bu paylaşımların sonucu suç. Günün sonunda ortam sanal olsa da, işlenen bir suç var, gerçek bir suç. Bununla ilgili idari ve adli soruşturmalar mutlaka hemen başlatılır, yapılır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bunu yaptı. Kaynağı belli olmayan, hayal ürünü paylaşım yapıldığında, halk o anın heyecanıyla bunların gerçek olabileceğini düşünerek, bir tahrik havası, devlete güvensizlik oluşturabiliyor. Bunu bilerek, isteyerek yapanlar var. Zaten ilgili siber suçlar birimleri, bunların tespitini kolaylıkla yapabiliyor. Vatandaş her bilgiyi mutlaka süzgeçten geçirmeli, devletin kaynaklarının bilgilerini önemsemeli. Kaynağı belirsiz bir yerden gelen bilgiyi paylaşmamalı, inanmamalı. Biraz daha tedbirli ve sağduyulu olmalıyız. Kolluk birimleri yasalar çerçevesinde interneti 7/24 suça karşı izliyor, denetliyor. Böyle bir provokatif eylemi gerçekleştiren sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili teknik çalışmalar yaparak gerçek şahsı bulabiliyor. Bunlar bulunmaz diye düşünülmemeli, cezai müeyyidesi olmadığını düşünülmemeli."

KAMU GÜVENLİĞİ VE DİSİPLİNİNİ BOZAN PAYLAŞIMLARIN KARŞILIĞI SUÇTUR
Avukat Eren Özden ise Elazığ'da meydana gelen depremin halkta ciddi bir korku ve paniğe sebep olduğunu, böyle bir ortamda da kamu disiplini ve kamu güvenliğinin sağlanmasının çok önemli olduğunu ifade etti. Devletin birimlerinin de bunun için çalıştığını belirten Avukat Özden, şunları söyledi: "İnsanların sosyal medyada fikrini açıklaması TCK'da düzenlenmez, soruşturmaların yürütüldüğü bu maddelerde de düzenlenmiyor. Ancak eğer eylemin, hakaret, aşağılama, halkı korkuya paniğe sevk edecek niteliği varsa TCK'da düzenlenmiş bir husus. Bunun cezai yaptırımı var. Geçmiş davalarda da gördüğümüz tepki şu; insanlar sosyal medyada yaptığı eleştirilerin, ifadelerin cezai yaptırımı olmayacağını düşünüyor. Yargılamalarda böyle savunma yapıyorlar, ben bunu yaptım ama suç olduğunu bilmiyordum. Ayrıca burada suçun oluşması için plan ya da organize hareket edilmesine de gerek yok. Kişisel olarak da işlenebilen bir suç. Bu soruşturmalarda yazılı metnin halkı korkuya ve paniğe sevk edecek içerikte olup olmadığına bakılıyor. Örneğin siz bir tweet attınız ama, halkta bir karşılığı olmadı. Bu durum suçu ortadan kaldırmıyor. Eyleminiz başlı başlına suç oluşturuyor. Vatandaşların böyle bir davayla karşı karşıya kalmamak için, fikirlerini açıklarken eleştiri seviyesinde kalması, hakaret ve aşağılamaya girmemesi konusunda hassas olmalarını tavsiye ediyoruz."

İŞTE O PROVOKATİF PAYLAŞIMLARINDAN BAZILARI
Elazığ'daki depremin hemen ardından siyasi çıkar elde etmeye çalışan siyasetçiler de harekete geçti. CHP'li Tuncay Özkan sosyal medya hesabı Twitter üzerinden manipülasyon amaçlı paylaşımlarda bulundu. CHP'li Özkan "Sağlam olması gereken yerlerin başında hastaneler geliyor fakat durum oralarda da iç açıcı değil" diye yazarak video paylaştı.

Özkan'ın paylaştığı video Elazığ'da değil Şanlıurfa'da tadilat sırasında çekilen bir hastaneye ait olduğu ortaya çıktı. Tamamen maksatlı şekilde, depremden siyaset yapmaya çalışan Özkan'a vatandaşlar sert tepki gösterdi. CHP'li Özkan daha sonra paylaşımını silmek zorunda kaldı.

MANİPÜLASYON PEŞİNDEYDİLER
Tüm Türkiye Elazığ'daki depremle ilgili nasıl yardımcı olabilirim diye düşünürken kendilerine muhalif diyen siyasetçi ve sözde gazeteciler de manipülasyona başladı. Kurum ve kuruluşlar Elazığ ve çevre illerde hasar gören binalar için seferber oldu. AFAD, Jandarma Arama Kurtarma, UMKE ve çevre illerdeki itfaiye ekipleri dahil tüm birimler harekete geçerek Elazığ'a ulaştı. Vatandaşlar ise depremde zarar gören vatandaşlar için battaniye, sıcak yemek ulaştırmaya çalıştı. Devletin ve milletin deprem sonrası anında reaksiyon göstermesi ve gerekli tüm tedbirleri alması bazılarının zoruna gitti. Sinan Oğan, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, CHP'li Tuncay Özkan, gazeteci Ceyda Karan ve oyuncu Berna Laçin sosyal medyadan provokasyona imza attı.

SİYASİ RANT PEŞİNE DÜŞTÜLER
MHP'den ihraç edilen eski milletvekili Sinan Oğan ve gazeteci Ceyda Karan deprem vergilerini gündeme getirdi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, deprem sonrası "Gölcük depreminden bugüne 21 yıl geçti, o günden bugüne Devleti yönetenler ellerini vicdanlarına koysunlar ve sorsunlar: "Kentsel dönüşümle ilgili yaptıklarımız yeterli mi? Ülkemizi ahlaki olarak yönettik mi? Depreme karşı insanımızı ve binalarımızı hazırladık mı? El cevap maalesef!!!" diye yazdı. Daha deprem yeni olmuş ve enkaz altında kalanlar varken siyaset yapılmasına ve bundan nemalanmaya çalışılmasına vatandaşlar tepki gösterdi.

BİR PROVOKASYON DA BERNA LAÇİN'DEN
Sosyal medya hesabı Twitter'dan depremle ilgili paylaşımlarda bulunan oyuncu Berna Laçin, okuyanları hayrete düşüren ifadeler kullandı.

Depremdeki can kaybını bir kenara bırakan Laçin, "Hop güncelleme 6.5... Biliyorsunuz bir dereceden sonra o ilde vergi filan depremden dolayı muafiyet alıyor" dedi. Laçin'in paylaşımı Twitter kullanıcıları tarafından tepki çekti.