"Bu rezalete emeği geçen herkese yürekten teşekkürü borç bilirim"

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, Atatürk'e benzediği için Milli bayram ve etkinliklerde boy gösteren şahsa "Çakma" diyerek yüklendi. Ardıç, köşesindeki "Çakması" başlıklı yazısında şahsın yaptıklarını ve ona karşı gösterilen ilgi ve belediyelerden aldığı paralara da dikkat çekti. Yazısında "Atatürkçü Düşünce Derneği bile dayanamayıp "ticari ve şahsi bir yöne çekti, her gün yapılan bir mesleğe ve ticari bir faaliyete dönüştürdü" buyurmuş." ifadelerine yer veren Adıç, "Bu rezalete emeği geçen herkese yürekten teşekkürü borç bilirim. Yıllardır söylemeye çalıştıklarımı bundan daha güzel hiçbir şey ve hiç kimse kanıtlayamazdı." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 10 Kasım 2019, 19:26 Güncelleme 10 Kasım 2019, 19:38
Bu rezalete emeği geçen herkese yürekten teşekkürü borç bilirim

İÇİNDEKİLER

Bülent Ardıç Sabah gazetesindeki köşesinde, Atatürk'e benzediği için Milli bayram ve etkinliklerde boy gösteren şahsa "Çakma" diyerek yüklendi.

İşte Bülent Ardıç'ın "Çakması" başlıklı o yazısı:

Ortalıkta "Atatürk kılığında" dolaşan bir adam var. Ara sıra piyasaya çıkıyor.
Kılığında dedim çünkü üniforma giymiş.
Kendisi mi akıl etmiş yoksa birileri "şekle mi sokmuşlar", belli değil.
Yok, bu, 19 Mayıs günleri Atatürk kılığına sokulan ve Dolmabahçe'den çatanaya binerken "Samsun'a şeriatçılarla savaşmaya gidiyorum" diye demeç veren çocuklardan değil...
Bu adam Atatürk'e gerçekten benziyor.
Saçları sarı. Arkaya taralı. Gözleri "çakmak çakmak" mıdır, yakından göremedik.
Atatürk'ün son yıllarına... Ellili yaşlarına... Hasta olduğu döneme...
Lakin göbeği sarkıyor.
Madalya, çizmeler falan tamam da, palaska göbeğini fena sıkmış.
Üniformayı çekip ortalıkta geziniyor.
Vatandaşlar da onunla "selfie" çekiyorlar.
Böylece Atatürk'le resim çektirmiş sayılıyorlar. Mutlu oluyorlar.
Bu fotoğrafı bastırıp Yılmaz'ın iki bin beş yüz liralık kitabının arasına koysunlar, güzel bir ayraç olur.
Bu "çakma Atatürk" harmandalı da oynarmış, zeybeği çok severmiş.
Katıldığı etkinliklerden beş bin lira ücret alırmış. Yılmaz'ın çektiği fiyatın iki misli.
Hem "etkinliklerden para almıyorum" demiş, hem de "belediyeler sanatçı çağırıp para veriyor da ben beş bin lira alınca niye rahatsız olunuyor" diye eklemiş.
"Atatürk'ü taklit etmiyormuş"... "Özel olarak Atatürk gibi giyinmiyorum" demeye de utanmamış.
İlber Ortaylı bu olaya "rezalet" demiş. "Turistik vodvil" olarak nitelemiş.
Atatürkçü Düşünce Derneği bile dayanamayıp "ticari ve şahsi bir yöne çekti, her gün yapılan bir mesleğe ve ticari bir faaliyete dönüştürdü" buyurmuş.
Olayı "istismar" olarak nitelemiş.

***
Bu rezalete emeği geçen herkese yürekten teşekkürü borç bilirim.
Yıllardır söylemeye çalıştıklarımı bundan daha güzel hiçbir şey ve hiç kimse kanıtlayamazdı.
***
Bonjour Monsieur
"Atatürk'ü anlamak hepimizin görevi." Kemal Kılıçdaroğlu