Batı, İstanbul’u Hristiyan başkenti yapmak istiyor

Bütün dünya, canlı yayında bir teröristin Yeni Zelanda’daki iki camide Müslümanları katledişini izledi. Tıpkı bir bilgisayar oyunu gibi... İnsan katletmenin ne kadar kolay bir şey olduğunu göstermeye çalışıyordu. Sanki kendi gibi düşünenleri göreve çağırıp Müslümanları katletmenin ne kadar kolay olduğunu ispatlamaya çalışıyordu. Bu katliamı hangi duygular içinde ve neden yaptığını, batı kültürünün bunun içinde katkısı var mıydı? Hepsini Prof. Dr. Kemal Sayar ile konuştuk.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 18 Mart 2019 Güncelleme 18 Mart 2019, 09:26
Batı, İstanbul’u Hristiyan başkenti yapmak istiyor

İÇİNDEKİLER

Yeni Zelanda'daki saldırıyı nasıl tanımlamamız gerekiyor?
Bu bir terör etkinliğidir. Terör, insanları sonuçları itibariyle yılgınlığa düşürmek isteyen, topluma korku ve infial yaymak isteyen kötücül bir eylemdir. Burada çok yeni bir şeyle karşılaşıyoruz. Adeta bir bilgisayar oyunu oynar gibi insanları katleden yeni bir soğuk kanlı katil tipi ile karşılaşıyoruz. İnsan öldürmenin aynı bir video oyunundaki kadar kolay olabileceği hissini yaymaya çalışan birçok şeytani bir şekilde planlanmış bir terör eylemi.

Bu eylem bir modernite sorunu mu?
Ben bu şiddet türünün modernliğe özgü olduğunu düşünüyorum. Daha önce DEAŞ için de benzerini söyledim. Çünkü sergileme amacına matuf. Bir şey seyrettirmeyi önceliyorsa ve başka insanlarda yarattığı dehşeti her şeyin önüne koyuyorsa o, Ortaçağa özgü bir cezalandırma olamaz. O dibine kadar moderndir.

Saldırıda Müslümanlar, Osmanlı, Türkler, Türkiye ve hatta Başkan Erdoğan var. Bu ne anlama geliyor?
Ünlü psikanalist Vamık Volkan, Batı bilincindeki en büyük travmanın 1453 olduğunu söyler. Yani İstanbul'un Fethi. Bu travmadan Batı tam manası ile iyileşememiştir demeye getirir. Bastırılmış olan zaman zaman yeniden hortlar. Bence Batılı, bilinçaltında da yeniden İstanbul'u Hristiyanlığın başşehri yapmak veya orayı yeniden ele geçirmek fikri, ideali saklı olarak duruyor. Günümüzün toplumlarında böyle bir çatışmasızlık hali böyle öncelenir gibi görünse de o dip dalgalar, dip akıntılar birbirleri ile karşılaşmaya, çarpışmaya devam ediyor. Ben son otuz yıldır, İslam dünyasına yönelik çok büyük bir operasyonun cari olduğunu düşünüyorum. Bu operasyonda İslam'ı karalama, gözden düşürme, onu dehumanize etme gayretidir. Dehumanizasyon dediğimiz şey, Müslümanları insanlıktan çıkartma, onları vahşi, barbar, terör destekçisi insanlar olarak lanse etme, onların mensup olduğu kültürel aidiyeti ve dini de aşağılama üzerine kurulu bir pratik.

Bunun sebepleri nedir?
Dünyada kapitalizmin ele geçiremediği son kale İslam coğrafyalarıydı. Bence temel gaye kapitalizmin dünyayı dümdüz edip herkesi tüketen yurttaş haline getirmek istemesidir. Modern Batılı devletler de bunun taşeronluğunu yapmaktadır.

Soğuk Savaş'ın bitmesi, yeni düşmanın İslam ilan edilmesi bundan mıdır?
Yeni bir barbar yaratılması gerekiyordu. Kafasına vurulacak, insanlara öcü olarak gösterilecek yeni bir nesneye ihtiyaç vardı. Batılı akıl, düşmanı olmaksızın var olamıyor. Hep bir düşman arıyor ve o düşman üzerinden kendini tanımlama ve gerçekleştirme istiyor.

Türkler, Osmanlı ve Erdoğan figürleri, Batı açısından ne anlam ifade ediyor?
İslam uygarlığının en büyük yükseliş dönemlerinden birini temsil ediyor ve fetih dönemini temsil ediyor. Ben geçtiğimiz hafta Viyana'daydım. Bir kilisenin kulesinde 1950 yılına kadar nöbetçi tutulmuş, Türkler yine gelebilir diye. 1950 yılında belediye karar almış, artık gelmeyecekler diyerek bunu kaldırmışlar. Türk korkusu veya İslam tarafından fethedilme ele geçirilme korkusu, Batı bilincini rahatsız eden bir şey.




Önümüzdeki dönemde İslam üzerindeki kavga, gerilim ne şekilde devam edebilir?
Bizim tutumumuza bağlı. Bazı şeyler bizim elimizde, bazı şeyler değil. Türkiye ve bütün İslam coğrafyası bir nefret sarmalına sokulmak isteniyor. Dünyayı yöneten efendiler, insanların hep biz ve onlar şeklinde düşünmesini istiyor. Biz, doğru safta olanlar onlar kafirler, barbarlar. Bush'un "Ya bizdensiniz ya onlardansınız" dediği gibi. Onların genetiği ile oynayarak canavara dönüştürdüğü terör organizasyonları da onların ekmeğine yağ sürüyor.

Düşman yaratmadan bahsettiniz. DEAŞ, Batı tarafından inşa edilmiş bir proje midir?
Başından beri böyle düşünüyorum, özel olarak laboratuvarda imal edildiği kanaatindeyim. Fransız bir esir, DEAŞ zindanından kurtarılmıştı. Şöyle bir ifadesi oldu: "Ben zindanda Kuran-ı Kerim seslerinden çok Beatles müzikleri dinledim." Daha sonra DEAŞ'ın özellikle kafa kesme operasyonlarında ön planda olan kişilerin, sonradan sözüm ona dönmüş Avrupalı milletlerden kişiler olduğunu gördük.

Stüdyo görüntüleri de oldu...
İnternet çok mükemmel bir şekilde kullanılabildi. Ayrıca ticaretlerini çok iyi bir şekilde devam edebildiler. Ben bütün bu safahatı izlediğim zaman belli amaçlar için korunup, gözetilmiş ve büyütülmüş bir organizma olarak görüyorum.

Türkiye, Batı'ya bu olayı nasıl anlatabilir?
Türkiye'nin Batı'nın bizi düşürmek istediği kıskaca düşmemesi gerekir. Batı bizi fevri, çabuk öfkelenen, öfke ile hareket eden bir konumda tutup bizimle kedinin fare ile oynadığı gibi oynamak istiyor. Bizim cevaplarımız akıl dolu, basiret dolu olmalı. İslam dünyasına öncülük edebilecek bugün yegane ülke Türkiye görünmektedir. Tamamen barışçıl ve toplulukları töhmet altında bırakmayacak, terörü lanetleyecek, dünya çapında gösterilere ihtiyaç var.

PENTAGON YAYGINLAŞTIRDI

Gençlerin oynadığı birçok bilgisayar oyunu insan öldürme içeriyor?
Pentagon'un ölümlü bilgisayar oyunlarını özellikle yaygınlaştırdığı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra buradaki kastın da insan öldürme konusunda insanın hassasiyetini azaltmak olduğu bazı Amerikan ordusundan ayrılma psikiyatri hocaları tarafından yazıldı. Ben de yazılarımda zikrettim. Temel amaç hissizleşme, yani adam öldürürken gözünü kırpmaması. İki dünya savaşında da karavana ateş ediliyor, yüzüne baktığı insana ateş edemiyor ancak Vietnam Savaşı'nda vahşetin atmasıyla Vietnam Savaşı ile o yüzde artıyor, yüz yüze iken ateş etme. Bütün bu bilgisayar oyunlarında bu vahşete yönelik, haince emele hizmet etme var.

NASIL OLUYOR? / ALİ DEĞERMENCİ