Son dakika: Cumhurbaşkanlığı'ndan 'Metin Akpınar ve Müjdat Gezen' açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından basın toplantısında, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretleri de soruldu. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, bu hakaretin kabul edilemez olduğunu bunun mizahla ifade edilebilecek bir tarafının söz konusu olmadığını belirtti. Metin Akpınar'ın Mendres ve Demirel darbeyle gitti, bakalım sıra kimde sözlerinin maksadını aştığı dile getirildi.

Giriş Tarihi 24 Aralık 2018, 00:00 Güncelleme 24 Aralık 2018, 22:17
Son dakika: Cumhurbaşkanlığı’ndan ’Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’ açıklaması

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklama şu şekilde:

"KEŞKE ÇOCUKLUĞUMUZUN KAHRAMANLARI OLARAK KALSALARDI"

Kalın, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen ile ilgili soruşturmanın sorulması üzerine ise şöyle konuştu:

"Söylenen sözlerin kabul edilmesi mümkün değil. Bunların eleştiri veya mizah adı altında hoş görülmesi de söz konusu bile değil. Bugün zannediyorum Müjdat Gezen ifadesinde 'mizah yapıyordum kimseyi kast etmedim' gibi bir şey demiş. Eğer maksat bu ise bu olmuş olsa bile bu böyle ifade edilmez. Yani kalkıp şimdi ifadeleri okuduğunuz zaman 'işte birini ayağından asarlar, belki mahzenler de zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşarlar, işte kim Rusya'ya döndüyse iktidardan gitti' gibi ifadelerle bunlar bakın Türkiye'deki mevcut iktidarı, yönetimi ve Cumhurbaşkanımızı eleştiri bağlamında söylenen şeyler. Bunlar 1940'lı, 1950'li Türkiyesi ile ilgili bir tarih dersinde söylenmiyor ya da Roma tarihinin bir dönemi ile ilgili söylenmiyor. Bugünün Türkiyesiyle ilgili söylenmiş sözler."

Bu konuda savcılığın resen bir soruşturma başlattığını, Metin Akpınar ile Müjdat Gezen'in bugün ifadelerinin alındığını anımsatan İbrahim Kalın, şöyle devam etti:

"Soruşturmanın gerekçesi de 'Cumhurbaşkanı'na hakaret, darbeye çağrı ve ölüm tehdidi', bunların her biri hem kişisel, hem kamu amme davası konusu olabilecek mevzular. Keşke bu kişiler bizim çocukluğumuzun o masumiyet dönemlerinde izlediğimiz filmlerde hatırladığımız kahramanlar olarak kalsalardı. Keşke bu tür galiz ifadelerle bir Cumhurbaşkanı'nı 'belki iple sallandırılır, belki bir mahzende ölür ve belki zehirlenir ölür' gibi galiz, hakikatten uzak, sanatçılıkla da uzaktan yakından ilgisi olmayan lafları söylemeselerdi. Burada dediğim gibi bunun mizahla ifade edilebilecek bir tarafı söz konusu değil. Bu tür sözleri sarf eden kişiler sadece Cumhurbaşkanının şahsına hakaret etmiş olmuyorlar, aynı zamanda ona oy veren, destek veren, gönül veren milyonlarca insanın hür iradesine de saygısızlık ediyorlar. Bazı ifadeler Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik yapısını, hukuk devleti ilkesini de yok sayan, ayaklar altın alan bir yaklaşımı ifade ediyor."