Danıştay haddini aştı! "Andımız" kararı güçler ayrılığı ilkesini ihlal etti

Öğrenci andının okullarda okunmasının kaldırılması ile ilgili açılan davada Danıştay yetkisini aştı. Kendisini yürütmenin yerine koyan Danıştay, hükümet gibi davranarak güçler ayrılığı ilkesini ihlal etti.

Giriş Tarihi 19 Ekim 2018, 00:00 Güncelleme 19 Ekim 2018, 11:30
Danıştay haddini aştı! Andımız kararı güçler ayrılığı ilkesini ihlal etti

İÇİNDEKİLER

Danıştay tarafından verilen Öğrenci Andı hakkındaki skandal karar Türkiye'nin gündemine oturdu. Kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayarak kendisini yürütme yerine koyan Danıştay, "hukuka uyarlık yok" açıklaması ile kararı iptal etti.

İDEOLOJİK GERİ KALMIŞLIĞIN GÖSTERGESİ
Türkiye'nin geçmişte totaliter rejimlerden ithal ettiği bu uygulamanın yeniden Danıştay eliyle ve yetki aşımıyla yürürlüğe girmesi Türkiye'yi ideolojik bir geri kalmışlığa götürmeyi amaçlamaktan başka bir şey değil.

DANIŞTAY ANAYASA'YI ÇİĞNEDİ
Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Danıştay'ın verdiği bu kararla "Anayasa'yı ihlal" ettiğini açıkladı.

Bozdağ sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile;

"1)Türkiye,hukuk devletidir (Anys.,m.2)
"İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır."(Anys.,125/1)
"Yargı yetkisi,idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup,hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz."Anys.,125/4)

2)"Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak,idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez."(Anayasa,m.125/4)

3)"Öğrenci andı kararı" ile Danıştay 8. Dairesi;
-hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış,
-kendisini yürütmenin yerine koymuş,
-yürütmenin takdir hakkını yok saymış,
-dahası yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullanmıştır.

Kısaca; anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir."

sözlerini söyledi.

SÜREÇ NASIL İLERLEDİ?
KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇILDI
Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştayda dava açtı.

Danıştay 8. Dairesinin oy çokluğuyla aldığı kararda, "Öğrenci Andı" başlıklı yönetmelik maddesinin, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle kaldırıldığı hatırlatıldı.

Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiği belirtilen kararda, idarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılmasının sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına geleceği bildirildi.

ÖĞRENCİ ANDI'NIN KALDIRILMASI İÇİN BİLİMSEL AÇIKLAMA İSTENDİ
Hukuk güvenliğinin; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, idarenin de düzenleyici işlemlerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı ifade edilen kararda, öğrenci andının 1933'ten bu yana uygulandığı kaydedildi.

Metinde yer alan kavram ve ilkelerin Anayasa'da anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu, milli eğitim sisteminin kanun ve yönetmelikle belirlenen, düzenlenen temel amaçlarını ortaya koyduğu belirtilen kararda, "İdari istikrar oluşturacak biçimde çok uzun zamandır bütün devlet okullarında ve hatta özel okullarda genç nesillerin anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini güçlendiren ve öğrencilerde değer oluşumuna katkı sunan ve her sabah ders başlamadan önce okutulması şeklinde uygulanan öğrenci andının kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir bilimsel gerekçeye dayanması halinde olanaklıdır. Aksi tutum, idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını hukuka uygun kullanmadığı anlamına gelecektir." denildi.

Kararda, dava konusu düzenlemeyle öğrenci andının kaldırılmasını gerekli kılacak idarece yaptırılmış eğitim biliminin gerekleri ve pedagojik formasyon ilkeleri bakımından değerlendirmeler içeren dava dosyasına sunulmuş araştırma, inceleme ve tespit bulunmadığı da bildirildi.

DANIŞTAY: HUKUKA UYARLIK YOK
Söz konusu öğrenci andının uygulanmaya başlamasından itibaren dayanağını teşkil eden anayasal ve yasal kurallarda bir değişiklik olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde de yer alan toplumsal değer yargılarının ve ilkelerin değişmesinin de mümkün olmadığı aktarılan kararda, şu tespitlere yer verildi:

"Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.

Kaldı ki davalı idarenin savunma dilekçesinde dile getirdiği andın uygun olmayan hava koşulları ve fiziki koşullarda dahi söylenmesine ilişkin olarak ileri sürdüğü hususlar, öğrenci andının özüne ilişkin olmayıp icra ediliş şekline ilişkin olup, iddialar andın kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir."