Başkan Erdoğan Meclis'te konuştu

TBMM'de Yeni Yasama Yılı Açılış Töreni için Meclis'e gelen Başkan Erdoğan, resmi tören ile karşılandı. Erdoğan Meclis'te bir konuşma gerçekleştirdi. Önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, Sincar için operasyon sinyali verdi.

Giriş Tarihi 01 Ekim 2018, 00:00 Güncelleme 01 Ekim 2018, 15:22
Başkan Erdoğan Meclis’te konuştu

İÇİNDEKİLER

Başkan Erdoğan Meclis'in Yeni Yasama Yılı Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Çok önemli konulara değinen Erdoğan, ABD'nin Türkiye'yi hedef alan ekonomik saldırıları için "Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Allah'ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz." dedi. Ayrıca Erdoğan Sincar'a operasyon sinyali vererek; "Hedefimiz en yakın zamanda oraları da temizlemek." dedi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Meclis'imizin ilk başkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere rahmetle anıyorum. Bin yıldır bu coğrafyada milletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize yüce mevladan rahmet diliyorum.

16 nisan halk oylaması yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, devrimin adıdır. Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin akışı içinde halkımızın rızasıyla gelişen sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık.

"YENİ BİR REFORM KAÇINILMAZ HALE GELMİŞTİR"
Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. Özellikle 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirmiştir.

Milletimiz 2007 yılından beri adım adım ilerleyen bu sürecin her aşamasında, sağ duyu ile ve ferasetle hareket etmiştir. Bu kritik dönemde ülkemizi raydan çıkartmak, kaosa sürüklemek, içeriden ve dışarıdan başarısızlığa uğratmak isteyenlere fırsat vermedik. Tuzaklar bu defa işe yaramadı. Milletimizin birlik ve beraberliğine sahip çıkmasıyla, devletimizin dayanışmasıyla tüm engelleri aşarak bugünlere geldik.

"EKONOMİMİZİ ÇÖKERTMEYE ÇALIŞTILAR"
Her hal ve şart altında çareyi milletimizde, milli iradenin üstünlüğünde aradık. Ülkemizi vesayet bataklığına itmek istediler. Çözümü milletimize gitmekte bulduk. Sokakları karıştırarak halkımızı birbirine düşürmeye çalıştılar. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar. Buna da eyvallah etmedik. PKK'sından FETÖ'süne hep birlikte başını ezdik. Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Allah'ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz.

"YÜRÜTMENİN TEK MUHATABI CUMHURBAŞKANIDIR"
Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir. Elbette her geçiş dönemi gibi bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.

Ancak ekonomide asla hak etmediğimiz dalgalanma bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Aldığımız tedbirler, geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. Gerek milletimizden, gerek kurumlarımızdan aldığımız geri bildirimlere göre hem yaptığımız çalışmaları gözden geçiriyor hem de kendimize yeni hedefler belirliyoruz.



Bildiğiniz gibi yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanı'nın Meclis'e bütçe dışında kanun teklifi ya da tasarı sunma imkanı yok. Kanunlar ancak sizlerin teklifiyle Meclis gündemine gelebiliyor. Gerek AK Parti grubundaki, gerekse diğer partilere mensup milletvekillerimizin kanun teklifiyle ülkemize çok önemli hizmetler yapacağına inanıyorum. AK Parti grubundaki arkadaşlarımız, kanun teklifleriyle yasama faaliyetlerine daha çok katkıda bulunacaklardır. Diğer partilere mensup milletvekillerinin de bize destek olacak, yolumuzu açacak kanun teklifleri bekliyoruz.

Türkiye'nin önündeki sıkıntıları ancak hep birlikte çalışıp omuz omuza verirsek açabiliriz. Yeni dönemin ruhu birlikte çalışmayı, birlikte inşayı, birlikte başarmayı gerektiriyor. Gelin Türkiye'yi birlikte hedeflerine ulaştıralım. Gelin ekonomimizi birlikte büyütelim. Gelin milletimize birlikte hizmet edelim. Bu yöndeki gayretleriniz için şimdiden size teşekkür ediyorum.

Yakın çevremizdeki güvenlik krizleri ve insani trajedilerle bundan beslenen terör eylemleri ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmamış, tam tersine bu yöndeki kararlılığını daha da güçlendirmiştir. Irak ve Suriye'de terör örgütleri her geçen gün mevzii kaybetmektedir. Terör örgütlerinin yeşermesine zemin hazırlayan şartlar büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin bağımsızlık çıkışı, Türkiye'nin net tavır koymasıyla boşa çıkartılmıştır. Yeniden merkezi yönetimin hakim olmasıyla Irak büyük bir sorundan kurtulmuştur. Temennimiz ülkedeki PKK varlığının da aynı şekilde ortadan kaldırılmasıdır.



"HEDEFİMİZ KANDİL VE SİNCAR'I TAMAMEN TEMİZLEMEKTİR"
PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil'i, yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. Irak'ın mezhepçilik hastalığından bir an önce kurtularak, kendi halkı ve tüm bölge için güvenli, huzurlu, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesini istiyoruz. Suriye'deki durum maalesef çok daha acı, çok daha vahimdir.


Kimi rejimle, kimi terör örgütleriyle iş tutan bu güçler Suriye halkının kanı ve gözyaşı pahasına kendi projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bizim seyirci kalmamız söz konusu olamazdı. Her şeyden önce bin yılı aşkın geçmişe, ortak medeniyet değerlerine sahibiz. Bunun için hayatlarını kurtarmak için yaşadıkları yerden kurtulmak zorunda olan milyonlarca Suriyeliye kapılarımızı ve gönlümüzü açtık. Halen 3,5 milyon Suriyeli ülkemizde hayatını sürdürüyor. Suriye içinde yaşanan her çatışma, bizim için yeni kitlesel göç dalgalarının habercisidir.

"ÇABALARIMIZ NİHAYET SONUÇ VERDİ"
Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek amacıyla 2016'dan itibaren Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturmak için harekete geçtik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla 4 bin kmlik alanı DEAŞ'lı ve YPG'li teröristlerden temizledik. Bu bölgelere şu ana kadar 260 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü.

Çabalarımız nihayet sonuç verdi. Soçi'de Rusya ile İdlib çatışmasızlık bölgesindeki 3,5 milyon insanın hayatını doğrudan ilgilendiren mutabakata imza attık. Bu mutabakat aynı zamanda Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler esasına dayalı umutların canlanmasına vesile olmuştur. Böylece Türkiye en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. İdlib'de ülkemizin güvenliğini sağlamayı garanti ettiği bölgeye de şimdiden 60 bin üzerinde Suriyeli geriye dönmüştür.

"AVRUPA İLE SIKINTILI SÜRECİ YAVAŞ YAVAŞ GERİDE BIRAKIYORUZ"
Son yıllarda haksız ithamlarla üzerimize gelmesi sebebiyle AB ile ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Ülkemize uygulanan çifte standartlar karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını iç politika malzemesine dönüştürmesi sıkıntıların yaygınlaşmasına neden oldu. Bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz.

En büyük ticaret ortağımız olan 5 milyon civarında Türk kökenli kardeşimizin, milyonlarca samimi dostumuzun yaşadığı böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz kesinlikle söz konusu olamaz. Bununla birlikte haksızlığı düzeltmek, oradaki kardeşlerimizin hukukunu korumak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Geçtiğimiz aylarda İngiltere'de mutabık kaldığımız bir ziyaretimiz olmuştu. Çeşitli Avrupa ülkelerinden olumlu sesler önümüzdeki aydınlık günlerin bir müjdecisidir. Avrupa ile siyasi, ekonomik ve insani alanlarda mesafe kat ettiğimiz sürece gireceğiz.

Bir başka alanımız ABD ile ilişkilerimizdir. Uzun bir geçmişe sahip olduğumuz, ABD mevcut yönetimin hiçbir mantıki, stratejik tutarlılığı olmayacak şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Terör örgütünün ele başı ve pek çok mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. Suriye'de bölücü terör örgütüyle işbirliğine giden Amerika bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır.

"BİR RAHİBİ BAHANE EDEREK..."
Örneğin Halkbank davası bir hukuksuzluk örneğidir. Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek, ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla diplomasinin ve hukukun sınırları içinde mücadele etmekte kararlıyız. Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti gibi değil de bir kabile topluluğu gibi gören bu zihniyete karşı ülkemizin hakkını, hukukunu korumak bizim en başta gelen görevimizdir. Amerika yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum.

İnşallah en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz. New York'ta üç günde 14 liderle görüşerek ilişkileri ve insanlığın ortak sorunlarını değerlendirdik.

Kıbrıs'ta ve Ege'de Türkiye'ye rağmen hiçbir adım atılamaz.

Özbekistan yeni ve çok önemli bir adımın eşiğindedir. Orta Asya'daki kardeşlerimiz ne kadar güçlü ve müreffeh olursa Türkiye ondan bu derece mutlu olur. Aynı şekilde Türkiye'nin gücü ve zenginliği de Orta Asya'daki kardeşlerimiz için önemli bir güvencedir.

Kudüs meselesi bizim de ümmetin de kırmızı çizgimizdir. Filistinli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerine saldırı anlamı taşıyan hiçbir emri vakiye müsamaha gösteremeyiz. Türkiye olarak sonuna kadar Kudüs davasının takipçisi olacağız. Görüldüğü gibi uluslararası alanda çok önemli süreçleri aynı kararlılıkla yürüterek ülkemizi aydınlık geleceğine hazırlıyoruz.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak sorumluluk sahibi olduğumuz tüm dönemlerde ekonomi hep özel önem verdiğimiz bir konu olmuştur. Türkiye'yi 3,5 kat büyütürken bundan her kesimin faydalanmasını sağladık. Ülkemiz son 5 yıldır çok büyük, tarihi hadiseleri ardı ardına yaşamıştır. İçinden geçtiğimiz bu kesintisiz mücadele dönemi bize daha güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Milletimizin bu mücadeleye verdiği destek meselenin herkes tarafından kavrandığını gösteriyor. Hırslarının kurbanı olanlar milletimiz tarafından tasfiye edilmişlerdir. Ekonomide içinden geçtiğimiz hassas dönem herkes açısından çok daha büyük bir imtihan, ayrıştırma vesilesi haline dönüşmüştür. Bir süredir yaşadığımız, kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin ülkemizin eksikleriyle ilgisi olmadığı çok açıktır. Amerika yönetimi aramızdaki sorunları diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlışa girmiştir.

"TÜRKİYE KİMSEDEN PARA TALEP ETMİYOR"
ABD güvenilirliğini iyice yitirmiştir. Bizim yaşadıklarımızdan sonra dünyadaki hiçbir ülkenin Amerika ile ilişkilerine güvenle bakması artık mümkün değildir. Türkiye ekonomisi saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür. Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplininde asla taviz vermiyoruz. Adımları birer birer atıyoruz. Türkiye kimseden para talep etmiyor. Bizim tüm çabamız uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamak. Bunun için gereken her türlü güvenceyi veriyoruz.

Faizlerden, enflasyondan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz. Finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sıkıntıların öneminin ve aciliyetinin farkındayız. Hiçbir sanayicimizi, tüccarımızı, çalışanımızı, vatandaşımızı, vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisinin kurallarından taviz vermeden her türlü tedbiri uygulayacağız. Yeni bir ekonomik program hazırladık. Yatırımları teşvik edecek, üretime istihdama öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla Türkiye'yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine güvenmesini istiyoruz. En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra daha kolay olacak.

Çıktığımız bu uzun yolculukta, Meclisimizle yürüyecek başarıyı birlikte yakalayacağız. Yeni dönemde Meclisimizin yeni bir anlayışla çalışması ülkemizin en büyük kazanımı olacak. Gerekiyorsa Anayasayı iç tüzüğü değiştirerek Meclisimizin itibarını artırmamız, demokrasimiz bakımından çok önemlidir. Bu konuda ben siz milletvekili arkadaşlarıma güveniyorum."

YILDIRIM'DAN AÇILIŞ KONUŞMASI
Meclis Başkanı Binali Yıldırım, Meclis açılışında konuştu. Yıldırım; "Bizler gücümüzü milletten alıyoruz. Milletimize, devletimize, demokrasimize yönelen her saldırı bundan sonra da karşısında bu yüce Meclis'i bulacaktır. " dedi.

TBMM Başkanı Yıldırım Meclis açılışında şunları söyledi:
"Milli iradenin temsilcileri olan bizler, yeni yasama dönemine başlamış oluyoruz. Yeni yasama döneminin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Yeni yasama yılında yapacağınız çalışmalar, alacağınız kararların milletimiz, ülkemiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.

24 Haziran seçimlerinin ardından iradesi yenilenen Meclis'in 94 yıl önceki kararlılık, inanç ve idealle çalışacağına inanıyorum. TBMM 142 yıllık bir geleneğe sahiptir. Gazilik unvanı alan yüce Meclis, Türkiye Cumhuriyeti'nin de kurucusudur. Büyük bir alev deryasını andıran o yıllardan ecdadımız 1912 yılından 1922 yılına kadar ayakta kalma mücadelesi vermiştir. Ecdadımız yokluğu bahane etmemiştir.

Kahraman Meclisimiz İstiklal Savaşı'nın en zor günlerinde isabetli kararlar almıştır. Polatlı'da atılan toplar Meclis'te yankılanırken, Meclis bu milletin istiklalini konuşuyordu. FETÖ'cü hainler 15 Temmuz gecesi ağır silahlarla harekete geçtiler. Gazi Meclis o gece dimdik ayakta durdu. Herkes o gece istiklaline sahip çıktı.

Bizler gücümüzü milletten alıyoruz. Milletimize, devletimize, demokrasimize yönelen her saldırı bundan sonra da karşısında bu yüce Meclis'i bulacaktır. Zaman zaman tartışırız. Esas olan müzakere edip, sonunda doğruyu bulmaktır. Bunlar çoğulcu demokrasinin gereğidir. Ancak milli meselelerde asla ihtilafa düşemeyiz.

Aziz milletimiz bu çatı altında yaptığımız faaliyetleri büyük bir dikkatle takip etmektedir. Güçlünün hukukun üstünlüğünün yaygınlaştığı bir dünya düzeni görüyoruz. Türkiye mazlumların haklarını savunmaya devam ediyor. Bizler burada çalışırken, sınırlarımız içinde ve dışında umudunu bizlere bağlamış milyonları göz ardı edemeyiz.

TBMM, istiklalini temin etmek için çalışmalarına başladığından beri çok dinamik bir yöntem belirlemiştir. Türkiye yeni bir sisteme geçmiştir. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Yeni sistemin ilk milletvekilleri de bizler olarak TBMM'de sistemin ruhuna uygun olarak yasama, denetim odaklı çalışmalarımızı yürüteceğiz. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Son zamanlarda ekonomimizde küresel kaynaklı bazı sıkıntılar yaşadığımızı biliyoruz. Ülkemiz benzer sıkıntılarla geçmişte de karşılaşmış, üstesinden gelmiştir. Kısa sürede bunun da üstesinden geleceğine inanıyorum. Yüce Meclisimiz de üzerine düşen görevi yerine getirecek, yürütmeye gereken desteği vermeyi sürdürecektir.

Bu yasama Meclisinde milletvekili sayımız 600 olmuştur. 4 arkadaşımızın icrada görev almasıyla bu sayı 596'ya inmiş, 104 kadın milletvekili görev almıştır. 27'nci dönem yasama döneminde kadın milletvekillerimizin oranı yüzde 25 artmıştır.

TBMM'nin ilk başkanı ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletimiz ve milletimiz için hizmet eden bütün devlet büyüklerine Allah'tan rahmet diliyorum, hayatta olanlara hürmetlerimi sunuyorum, bölücü terör örgütlerine karşı şehit olan bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Etkin ve verimli bir yasama yılı geçireceğimize inanıyorum."