Küresel sistemi Türkiye zorluyor

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü  Prof. Dr. Muhittin Ataman ABD-Türkiye​ ilişkilerini TAKVİM'e anlattı.  Türkiye'deki 16 yıllık bir iktidar küresel sisteme giderek daha etkili bir muhalefet yürütüyor. Asıl mesele budur. Bugün belki Çin'den Rusya'dan bile daha fazla mevcut sisteme siyasi muhalefet sergilemekte. Türkiye'yi gelecek dönem için, hegemonyanın oluşturulmasında bir tehdit olarak algılıyorlar...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 20 Ağustos 2018 Güncelleme 20 Ağustos 2018, 02:58
Küresel sistemi Türkiye zorluyor

İÇİNDEKİLER

AMERİKA dünyaya ve özellikle Türkiye'ye düşmanca tavır almış ekonomik savaş ilan etmiş durumda. Özellikle Türk ekonomisine son iki haftada çok büyük operasyonlar yapıyor. Ama ABD'nin bu tavrına Türk milleti birlik içinde karşı koyarak, oyunu adeta bozdu. SETA Dış Politikalar Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman ile Amerika ile yaşanan ekonomik savaşı değerlendirdik.

Bizim son haftalarda Amerika ile yaşadığımız hengame nedir?
ZATEN birkaç yıldır Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında sıkıntı yaşanıyor. PKK'ya, Suriye'de PYD-YPG'ye verilen destek ve bu darbe girişimi öncesi ve özellikle sonrasında FETÖ'nün önde gelen kişilerine kucak açmaları iki temel neden. Hava Savunma Sistemi'nin Türkiye'ye verilmek istenmemesi, Türkiye'nin Çin ve Rusya'dan bunları temin etme yoluna gitmesi, Rusya ve Japonya ile anlaşmalar imzalayarak nükleer santral inşa etmesi, İran ile ilgili yaptırımlar konusunda Halkbank'ın hukuksuz bir biçimde cezalandırılmaya çalışılması... Bütün bunlar birikti Trump gerginliği yükseltti.

İç siyasete malzeme mi yapıldı?
TRUMP'IN meşruiyet sorunu var. Hangi şartlarda seçimi kazandığını herkes tartışıyor. Rusya istihbaratının veya başka işbirlikleri ile seçimlere müdahale edildiği biliniyor. Gayrimeşru olarak iktidara geldiği iddiası ABD'de dillendiriliyor. Bu meşruiyet problemi nedeniyle ceza alması söz konusu. Bunun ittifak kurarak üstesinden gelmeye çalışıyor.

Kimlerle ittifak kurdu?
YAHUDİ lobisi ile bu ittifak kurdu. Onların desteği ile kurtulmaya çalışıyor. Kongre içindeki Cumhuriyetçi çoğunluğu kaybederse azil süreci başlayacak. Ülkedeki son zamanlarda sayıları milyonları bulan, Muhafazakar Hristiyanlara ve Evangalistlere yöneldi. Bu insanlardan oy alabilirse Kongre'deki çoğunluğu demokratlara bırakmamış kendini kurtarmış olacak.

Rahip bu kavganın neresinde?
RAHİP meselesi bir nedendir. Zaten gerginlik çıkartmak isteyen Amerika yönetiminin bulduğu bir gerekçedir. Bir buçuk yıldır gözaltında bulunan insan için daha önce neden bu kadar konuşulmadı? Amerika Birleşik Devletleri'nin zamanlaması bu açıdan manidar. Bir şekilde Türkiye'yi kendine göre zor bir durumda yakalamayı amaçladılar.

Amerika dünyadaki emperyal gücünü kaybedince mi agresifleşmeye başladı?
AMERİKA Birleşik Devletleri hegemonyasında zayıflama söz konusu. Bu zayıflama Amerika'yı hırçınlaştırıyor. Gidişat onun istediği şekilde olmuyor. Bu gidişatı değiştirmezse 2030'a kadar Çin dünyanın en büyük ekonomisi olacak ve egemenliği devralacak. Amerika bu hegemoniyi kaptırma niyetinde değil. Bir anlamda Çin ve Rusya'ya erken doğum yaptırmaya çalışıyor. Onun için Amerika onları gerilim hattına itiyor.

​Trump neden tüm BM kurumlarına karşı çıkmaya başladı?
BİRKAÇ ay önce UNESCO'nun Namazgahla ilgili aldığı karar nedeniyle ödemelerini kesti. Amerika'yı Amerika yapan, dünyada serbest ticaretin, liberalizmin temsilcisi olması idi. Şimdi dünyada ticaret yapmak isteyen komünist Çin, serbest ticaretten yana. Amerika ise bir çok ülkeye karşı korkunç vergiler getirdi. Amerika'yı Amerika yapan değerlerin önüne bariyerler koyuyor. Amerika ulus devlete doğru mu gitmeye başladı.

Amerika'nın Türkiye'ye düşmanlığının gerçek nedeni nedir?
BİRİNCİSİ, Türkiye'deki 16 yıllık iktidar küresel sisteme giderek daha etkili bir muhalefet yürütüyor. Asıl mesele budur. Bugün belki Çin'den Rusya'dan bile daha fazla mevcut sisteme siyasi muhalefet sergilemekte. Türkiye'yi sorunlu kılan budur. İkincisi Türkiye'yi gelecek dönem için, hegemonyanın oluşturulmasında bir tehdit olarak algılıyorlar. Müslüman ülkelerin umudu olmuş bir ülke. Kendi kontrollerinden çıkmış bir ülke söz konusu. Türkiye'nin küresel muhalefetin en önemli aktörü olması en ABD için büyük problem.

Türkiye son iki haftadır küresel ekonomik saldırı altında. Bu saldırıları kimler yapıyor?
KESİNLİKLE dünyayı elinde bulunduran kapitalist aktörlerin ortak oyunu olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere'deki bir bankanın birkaç milyon dolar parayı açığa aldığını, karşılığı olmadan satın aldığını, Türkiye'de borsa kapandıktan sonra bile bunun Batı borsalarında işlem gördüğünü biliyoruz. Batı'nın, İngiltere'deki ve Amerika'daki aktörleri devrede. Hem devlet dışı aktörlerin birlikte hareket ettiklerini görüyoruz. Türkiye'ye karşı sadece Trump yönetimi değil. Obama yönetimi de Türkiye karşıtıydı. Maalesef Türkiye karşıtı bir tavır takınıyor ve birlikte hareket ediyorlar.

Çin, Rusya, Türkiye, İran, Hindistan bir araya gelip, yeni bir pozisyon almaları söz konusu mudur?
ŞU anda bunu konuşmak için erken. Bu ülkelerle ilişkileri kompartımanlara ayırmak lazım. Bir bütün olarak biz Rusya ile, Çin ile bütün olarak iyi değiliz. Türkiye'nin saydığınız aktörlerle ilişkilerini geliştirmesi kolay olmayacak ancak bazı alanlarda işbirliği yapılmaktadır ve devam edecektir.

Almanya'nın Türkiye'ye yakınlaşmasının anlamı nedir?
TÜRKİYE'NİN siyasetinin ve ekonomisinin batması, istikrarsızlaşması durumunda en başta etkilenecek ülke Almanya'dır. Türkiye Suriye değil, 81 milyonluk bir ülke. Almanya'da yaşayan Türk nüfusu var. Bütün buralarda oluşturulacak istikrarsızlık zaten zor durumda olan Avrupa'yı kaosa itebilir. AB dağılma noktasına gelebilir. AB geleceğini en fazla düşünen ülke Almanya'dır. AB projesi çökerse bundan en fazla zarar görecek devlet o olur. Türkiye'nin çökmemesi için elinden gelen her şeyi yapmak zorunda.

AMERİKA KAYBEDİYOR
AMERİKA Birleşik Devletleri'nin 1940'larda sahip olduğu dünya ticaretindeki payı yarı yarıya düşmüş durumda. Artık liderliği kaybetme aşamasına geldi. Kendi kurduğu kurumlara, platformlara NATO- Dünya Ticaret Örgütü'ne razı olmayan, bunların kurallarını dikkate almayan, bunlara aykırı siyaset üretmeye çalışan bir Amerika Birleşik Devletleri söz konusu. Kudüs konusunda aldığı karar, daha önce Birleşmiş Milletler'de aldığı kararlara ters düşüyor. Diğer pek çok noktada böyle.

'AB EKONOMİK DÜŞMAN'
SADECE Türkiye'ye karşı değil, dost olan bütün ülkeleri düşmanlaştırmaya çalışan bir Amerikan iktidarı var. Bunun en çarpıcı örneği AB ülkelerine yönelik kullandığı sözdür. Onları net bir şekilde ekonomik düşman olarak nitelendirdi. Rakip değil, düşman olarak. Bu kadar ötekileştirme, domestic consumption, tüketim amaçlı, Çin'e, Almanya'ya yönelik bu tavırlar bir araçsallaştırma.

ABD HEGEMONYASI BİTİYOR
DÜNYA yeni bir sisteme doğru giderken maalesef kaos oluşuyor. Bu çatışma yaşanmak zorunda, bu çatışmayı Amerika diğerleri ile yapacak. Bu bir geçiş dönemi. İttifaklar çok sık değişiyor. Türkiye bir gün Amerika'ya daha olumlu bakmak zorunda kalabilir, bugün beraber hareket eden ülkeler yarın ayrışabilir. Yaşanan kaos hegemonya sonrası döneme hazırlık. ABD hegemonyası kriz içinde. Çin veya Rusya hangisi buna meydan okuyacaksa savaş kaçınılmaz olacak.

ANKARA MERKEZLİ SİYASET
SOĞUK Savaş'ta tüm Avrupa ülkeleri Sovyetler Birliği tehdidine karşı Amerika ile hareket etmek zorundaydı. Sovyetler Birliği yıkılınca doğal olarak Türkiye ve Almanya serbest davranmak istediler. Özal döneminde de öyle bir çaba oldu. Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'de bağımsızlık çok fazla vurgulanmaya başlandı. Bu onların alışık olduğu Türkiye değildi. Ankara merkezli siyaset, Ankara'nın menfaatlerine, Ankara'nın rolünü aldığınız zaman böyle bir durum ortaya çıktı. Bu da bütün muhattap ülkeleri şaşırtıyor.

​TRUMP BUNU BEKLEMİYORDU
AMERİKA Türkiye'den böyle bir cevap beklemiyordu. Beklemiş olsaydı böyle bir söylem kullanmazdı. Trump önce tehdit eder sonra o tehdit ettiği aktörle masaya oturur. Türkiye de İran da direniyor. Israrla oyunda kalarak, oyunun kurallarını değiştirmeye çalışan, ısrarla Batıya sırtını dönmek istemediğini söyleyen Türkiye. Onların kuralları ile oynuyor. Bence Türkiye'yi diğer ülkelerden üstün kılan bu. Batının kuralları, liberal demokrasi ve iktisat üzerinedir. Bu Türkiye'nin Batıdaki elini güçlendiriyor ve beklenmedik bir oyun oynanmış oluyor.

TÜRK HALKINI DOSTA DÜŞMANA GÖSTERDİK
Dolar 4,5'ten 7 üzerine çıktığı halde bu ülkede bir çalkantı oluşmuyorsa bu siyasal iradenin arkasında durulduğunu, ülkesine karşı oynanan oyunun farkında olunduğunu gösteriyor. Türk insanı bilinçlidir. Kendi karşısına çıkarılan oyunları bozacak bir ferasete ve basirete sahiptir. Türkiye'deki güçlü liderlik bunu arkasına alarak bu oyunu oynamaya çalışıyor. Bunu aslında hem Türk halkına, Müslüman halklara o "one minute" dediği zaman gerçekleştirmişti. Gezi süreci yaşandı, 17 Aralık yaşandı, 7 Şubat ve 15 Temmuz'da zirveye çıktı. Bu ekonomik krizde de hala o yüksek bilinç düzeyinde olduğumuzu dosta düşmana göstermiş olduk.


NASIL OLUYOR? / ALİ DEĞERMENCİ