AYNI YERE DEFNEDİLDİ
Telli Baba'nın türbe-i şerifi, dünya hayatında iken kendisinin yalnızca Allah-u Teala'ya ibadet ve şükür ettiği yaşadığı yerdedir. Telli Baba adı ile bilinen zaviyesidir ki, alem-i cemale göçünce dervişleri onu aynı yere defnetmişler ve kabr-i münevverini ziyaretgâh haline getirmişlerdir.
İSTANBUL'UN FETHİNE GELDİ
Abdullah adlı Telli Baba olarak tanınan gönül sultanı, Fatih Sultan Mehmet Han ile birlikte İstanbul'un fethine iştirak eden veliyullah safında bulunduğu da söylenmektedir. Bir diğer rivayete göre de, Sultan 2. Mahmud devrinde, Ruslar'ın Karadeniz Boğazı'na saldırısı esnasında, Telli Baba'nın dervişleri ile birlikte düşmana karşı koymak ve savaşmak maksadıyla şimdi türbesinin bulunduğu yere geldiği ve kendisine bir zaviye yaptırarak boğazın bu hakim noktasına yerleştiği, o günden itibaren vatan bekçiliği görevini devam ederek, güzel İstanbul'un manevi muhafızlığına kıyamete kadar devam edeceği anlaşılmaktadır. Türbesinin bulunduğu yer, askeri önemi haiz müstahkem bir ınıntaka olduğundan sivil halka kapatılmış ve bu sebeple zaviyesi ve kabri bir müddet terk olunmuş, sonradan görülen rüya üzerine tekrar küşat edilmiştir.
ADININ HİKMETİ
Kadiri Tarıkatı'nın bir kolunda meşayih taçları, yani başlarına sardıkları tarikat sarıkları üzerine gelin teli takarlardı. Bir başka deyimle, "iklim-i Rabbani arûsu" yani gelini olurlardı. Telli Baba'da yaşarken, tacı üzerine bu şekilde gelin telleri takmayı itiyat edindiğinden, asıl ismi unutulmuş ve "Telli Baba" ismiyle anılmış ve kendisi de bu lakabından memnun kalmış olmalıdır ki, bu lakapla yad olunmaktadır.
RİVAYETLERİ...
Telli Baba, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet döneminde orduda tabur imamı iken şehit olmuştur. 80 yıl önce de hastalıklı bir genç kızın onu rüyasında görmesiyle birlikte mezarı ortaya çıkarılmış ve o günden sonra iyileşen genç kızın peşinden birçok insan bu türbeyi ziyaret etmeye başlamıştır. Telli Baba Türbesi'nde yatan kişi orduda imamken ölmüş olan bir kişidir. Hastalıklı olan bir kızın rüyasında, şuan ki Telli Baba Türbesi'ni o kişinin mezarı olarak görür ve bu olaydan sonra kız iyileşir. O günden bu güne genç kızlar bu türbeye akın etmektedir. Bir diğer rivayete göre Telli Baba, Osmanlı İmparatorluğu'nun 18. yüzyılda yaşamış bomba imha uzmanıdır. İmparatorluk topraklarında birçok bombayı başarıyla etkisiz hale getirmiş, uzun yıllar bomba imha loncasının piri olarak görev yapmıştır. Kendi düğününe yetişebilmek için acele ettiği Rumeli Kavağı'ndaki son görevinde yanlış teli kesmesi sonucu vefat etmiştir.
GENÇ KIZI KURTARMIŞ
Bir diğer rivayete göre ise Telli Baba, boğulmak üzere olan genç kızı kurtaran bir tahlisiye memurudur. Gemilere kılavuzluk hizmeti veren Telli Baba bir gün nöbeti sırasında havanın aniden patladığı, denizin kabarıp dalgalandığını görmüş. Denizde bir kayık içinde zor durumda olan genç bir kız ve bir oğlan görmüş. Çok geçmeden kayık devrilmiş, genç kız ve oğlan denizde kaybolmuş. Tahlisiye memuru olan Telli Baba koşmuş denize genç kızı boğulmak üzere iken yarı baygın halde kurtarıp sahile çıkarmış fakat oğlanı bulamıştır. Yıllar sonra evlenme çağına gelen genç kız, şükran borcunu ödemek ve teşekkür etmek için tahlisiye memurunun bulunduğu yere geldiğinde öldüğünü öğrenip ve mezarı başında ağlamaya başlamış ve telli duvağını mezara bırakıp ayrılmış.
YUŞA VE YAHYA EFENDİ
Başka bir rivayete göre ise, bugün Telli Baba diye bilinen türbede ziyaret yerinde yatanın aslında bir gelin olduğu şeklindedir. Eskiden beri ermişlerin hep erkek olacağı düşünüldüğünden "Telli Gelin" yerine "Telli Baba" adı yakıştırılmıştır. Telli Baba'nın Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdayi, Beykoz'da Yuşa, Beşiktaş'ta Yahya Efendi ile birlikte boğazın dört bekçisinden biri olduğuna inanılmaktadır. 7
YARIN: Hz. Yuşa Efendi
MEVLÜT YÜKSEL / İSTANBUL'UN MANEVİ SULTANLARI 7