"Gül, kimlerin umudu?"

Akşam Gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, bugünkü köşe yazısında, Dışişleri bakanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış olmasında rağmen siyasete dönen Abdullah Gül'ün, hangi hedef veya misyon için yeniden sahalara döndüğüne ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Giriş Tarihi 10 Ocak 2018, 00:00 Güncelleme 10 Ocak 2018, 10:32
Gül, kimlerin umudu?

İÇİNDEKİLER

İşte Kurtuluş Tayiz'in köşe yazısı...

Dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapmış, cumhurbaşkanı olmuş Abdullah Gül, siyasete niçin döner?

Ya da hangi hedef veya misyon için yeniden sahalarda görünmeye başlar?

Abdullah Gül'ün dönüşü için Erdoğan'ı durdurmanın dışında başka bir neden veya ihtiyaç gören var mı?

Abdullah Gül siyasete dönerse şüphesiz AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı durdurmak için dönecektir. Bunu anlamak için Gül'ün adının nerelerde geçtiğine bakmak yeterli; Erdoğan'ı durdurma arayışının olduğu her yerde Gül'ün adı geçmekte. Bu misyon kendisine dışarıdan yüklenmiş gibi de durmuyor; Gül açık bir şekilde kendisini bu role aday göstermiş ve hatta son günlerde bu rolü üstleneceğini ilan etmiştir.

Erdoğan karşıtı arayışların içinde Abdullah Gül'ün ismi geçmektedir. Muhalefet partileri Erdoğan'ı devirme planlarını gündeme getirirken kimin adını anmakta ve en çok kimin yardımını istemekte? Abdullah Gül ismi 16 Nisan referandumunun ardından muhalefetin "çatı adayı" olarak dolaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'na son aylarda en çok sorulan soru "Abdullah Gül'ün çatı adayı olup olmayacağı" sorusuydu. HDPli Garo Paylan, Meclis'te "Gül'e büyük sorumluluk düşüyor" diyerek neyi işaret etti? HDP, niye başkasına değil de Gül'e sarıldı? Bununla da sınırlı değil elbette; FETÖ'nün bütün firari mensupları hâlâ siyasete dönmediği için Abdullah Gül'den sitemle bahsetmekte.

CHP, HDP, Saadet ve İyi Parti'nin "umudu" nasıl olur da Abdullah Gül olabilir?

Bu partilerin "umudu" Erdoğan'ı devirmek değil mi?

"Abdullah Gül kardeşim", ne zamandan beri Erdoğan'ı devirecek olanların umudu haline geldi?

Abdullah Gül, siyasete döner mi, dönmez mi bilinmez; ancak Gül'ün dönüşü için AK Parti ve Erdoğan'ı durdurmanın dışında başka bir neden veya ihtiyaç görülmüyor. Kendisine bu misyon verilmiş olabilir ama daha kötüsü Gül'ün, bu misyonun gereğini yerine getirme arzusu içinde olması.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti camiası, Gül'ün bu duruma düşmüş olmasından dolayı son derece üzgün. Ancak Cumhurbaşkanı, bu gidişata artık bir son verme zamanı geldiğini düşünüyor. Bu yüzden dünkü grup toplantısında AK Parti'ye mesafeli duran, muhalefetin yanında adı anılan Abdullah Gül'e açıkça "hodri meydan" dedi. Erdoğan, açıkça şunu ifade etti: Buraya kadar Sayın Gül! Hem AK Partili görünüp hem AK Parti ve Erdoğan'ın kuyusunu kazanlarla birlikte hareket edemezsin. Hem AK Parti ve Erdoğan aleyhinde tutum alıp, hem de AK Parti üzerinde söz söyleme hakkına sahip olamazsın! Trenden atlayanlar, düştükleri yerde kalırlar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti için Abdullah Gül defteri kapandı. Artık kendisinden "saygıyla" bahsedileceğini hiç sanmıyorum. Abdullah Gül, Erdoğan'ı bu konuşmayı yapmak zorunda bırakmamalıydı. Maalesef Gül hırslarına yenik düştü, yabancı güçlerin kendisine yüklediği misyonu üstlendi. Erdoğan'a ve partisine sırt çevirdi. Gül'ün bundan sonra yapacağı en iyi şey bu kırgınlığı tamir etmek için çabalamak olmalı. Yoksa bu millet kendisini asla hayırla anmaz! Bilgisi olsun.