77 KM'LİK OPERASYON
Kadın teröristlerle irtibatı sürdüren ekipler, bir yandan da Merve ve Tuğba'nın ailelerine ulaşarak, onlarla da görüntülü olarak konuşmalarını sağladı. Defalarca yapılan görüşmelerin ardından ikna olan teröristler, teslim olmayı kabul etti. Bunun üzerine istihbarat ekipleri 77 kilometrelik müthiş bir kaçış planı hazırladı. Yerel güçlerin de yardımıyla önce PYD/ YPG'nin kontrolündeki Halep'in Şeyh Maksud bölgesinden çıkarılan kadın teröristler, Halep'in kuzeyinde bulunan, Esad rejimi ve muhalif grupların kontrolündeki bazı köylerden geçirilerek, ÖSO'nun elinde bulunan Azez'e ulaştırıldı. Buradan da Kilis sınırına getirilen 3 kadın terörist, kendilerini bekleyen ekip tarafından teslim alındı. Banyo yapmaları ve kuaförde saçlarını kestirmeleri sağlanarak, yeni kıyafetler verilen 3 kadın terörist, 2 gün polis evinde misafir edildikten sonra aileleriyle buluşturuldu. Bu buluşma anında ise duygulu anlar yaşandı. Yıllar sonra kızlarını karşılarında gören anneleri, sevinçten baygınlık geçirdi. İstihbarat birimleri, son 4 ayda, benzer yöntemlerle 2'si kadın 23 teröristi ikna ederek teslim olmalarını sağladı.
BANA DEFALARCA TECAVÜZ ETTİLER!
İşte Türk adaletine teslim olan teröristlerden Halise M.'nin anlattıkları: "5 yıl önce babam, 'Ben yaşlıyım, kardeşlerin de küçük. Sen gidip davaya sahip çıkacaksın' diyerek 16 yaşında beni kendi elleriyle PYD yöneticilerine teslim etti. Bir kamyon kasasında ağlayarak Kuzey Irak'a götürülen 15 çocuk içinde en büyüğü bendim. Hem Kandil'de hem de 2 yıl önce geldiğim YPG saflarında defalarca tecavüze uğradım. Kobani'de üzerimize kurşun yağarken birlikte aynı çukura girdiğimiz erkek terörist, o esnada bile bana sahip olmaya çalıştı. İntihar etmeyi düşündüm ancak, babama, 'Senin dava dediğin benim bacaklarımın arasıymış baba' diyebilmek için teslim oldum."
KENDİNİ ZAP SUYU'NA ATANLAR BİLE VAR
Güvenlik birimlerine teslim olan 23 terörist arasında yer alan Bazi T. (25) adlı terörist ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Beni zorla kaçırarak Kuzey Irak'a götürdüler. 2 defa kaçmak isterken yakalanıp mağaraya kapatıldım. İşkence gördüm. Kahramanmaraşlı Sinem'in, 'Böyle hayvan gibi yaşamaktansa ölmek daha iyi' diyerek kendini Zap suyuna attığına tanık oldum. Suriye'ye gönderilince de kaçtım."
SABAH