İşte Erdoğan'ın tarihi Lozan çıkışının ardındaki 4 neden

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan'da yaptığı 'Tarihi Lozan çıkışı'na sebep olan nedenler belli oldu. 4 ana başlık altında toplanan nedenler Yunanistan'da azınlık durumda bulunan Türkler'in hakkının korunmasını temel alıyor.

Giriş Tarihi 13 Aralık 2017, 00:00 Güncelleme 13 Aralık 2017, 07:45
İşte Erdoğan’ın tarihi Lozan çıkışının ardındaki 4 neden

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan seyahatine eşlik eden aynı zamanda da Gümülcine doğumlu olan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, bir grup gazeteci ile yaptığı sohbetinde Yunanistan temaslarını değerlendirdi. 65 yıl sonra Cumhurbaşkanı düzeyindeki ilk ziyaretin özellikle Batı Trakya'da büyük bir heyecan yarattığını belirten Çavuşoğlu, Erdoğan'ın "Lozan güncellenmeli" açıklamalarının arka planında dört temel konu olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, "Burada bir açmaz var. Lozan'da bazı hükümler var, şu anda uygulanır değil. O zaman zaten defakto şekilde Lozan'ı değiştirmiş oluyorsunuz. Oradaki azınlık aynı zamanda Yunan vatandaşı. Yunan vatandaşı olduğu için her Yunan vatandaşı gibi eşit vatandaşlık statüsüne sahip olması gerekir. Yunanistan vatandaşlık hakları konusunda bir seviyeye kadar geldi ama azınlık hakları konusunda hiç adım atılmadı hatta geriye gidiş var" dedi.

1- 'TÜRKÇE EĞİTİM VEREN ANAOKULU AÇILMIYOR'
İlk konunun "eğitim" olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Batı Trakya'da çift dili ilkokullar vardır. Yıllardır Türkiye'den gitmesi gereken kitapların girişinde sorunlar yaşanıyor. Yunanistan'da anaokulu zorunlu hale geldi. Müslüman ve Türk bir ailenin çocuğu çift dilli bir anaokulu kurulmadığı için tamamen Yunan anaokullarına gitmek zorunda bırakılıyor. Bu çok büyük bir haksızlık. 6 yaşındaki bir çocuğu zorunlu olarak anaokuluna gönderme zorunluluğu tutuyorsunuz, ama hakim kültürü müfredatının uygulandığı Hıristiyan ritüellerinin uygulandığı anaokulunda eğitim almak zorunda bırakıyorsunuz. Bırakın Lozan'ı, hiçbir şekilde uluslararası metinlerde karşılığı olan bir şey değil" diye konuştu.

2- 'AİHM KARARI UYGULANMIYOR'
İkinci konunun, "etnik kimlik" olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "1927'de skeçe'de İskeçe Türk Birliği kurulmuş. Aynı şekilde 1929 tarihli bir kuruluş, Gümülcine Türk Gençler Birliği. 1985'te bir vali kararı ile tabelaları indirmişler. O tarihten itibaren, bir hukuk mücadelesi verdi azınlık. 2008'de AİHM karar verdi, Yunanistan'ı haksız buldu. Bu karar uygulanmıyor. Eylül ayında bir yasa hazırlandı, kıyamet koptu Yunanistan'da. Sonra yasayı geri çektiler" değerlendirmesi yaptı.

3- 'MÜFTÜ ATANMASI SIKINTI VERİYOR'
Üçüncü konunun da, "dini özgürlükler" olduğunu belirten Çavuşoğlu, "1985'e kadar müftüler, seçimle iş başına gelmiş. Daha sonra seçilmiş değil atanmış. Oradaki müftülük makamı birlik, beraberlik, dinin her şeyin sembolü. 240 imam yasası diye, içerisinde bir tane bile Müslümanın bulunmadığı bir komisyon bizim camilerimize din adamı atıyor. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.

4- VAKIFLARLA İLGİLİ SORUNLAR
Dördüncü konunun da vakıflarla ilgili sorunlar olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu şöyle devam etti: "Müslüman Türk azınlığının Lozan'daki anlaşma gereğince her türlü dini, sosyal, eğitim faaliyetleri vakıflardan elde edilen gelirlerle karşılanır. Vakıf yönetimini de müftüler yapar. Siz öyle bir adamı kendiniz seçip oraya getiriyorsunuz ki azınlığın dini özgürlüğüne zincir vuruyorsunuz. Türkiye'de vakıf malları iade edildi, iade dilemeyenlerin tazminatları ödendi. 2013 yılından bu yana, vakıflarla ilgili seçimler yapılmıyor diye sürekli bize bunu dile getiriyorlar. Tamam, biz bunu yapacağız. Çünkü biz şuna bakıyoruz, buradaki yaşayan gayri Müslim azınlık, Rum azınlık bizim vatandaşımız. Eşit vatandaşımız. Çünkü biz bu konuda yüksünmüyoruz, özgüven noksanlığımız da yok. Azınlık toplumu hangi vakfın kime aldığını nerden ne getirdiğini kime satıldığını, satılıp satılmadığını bilmiyor. Yaşamını idame ettirmek dini, sosyal, eğitim hayatını sürdürmek için gerekli olan vakıf mülkleri ile ilgili olarak azınlık toplum bir şey bilmiyor."

'HEP BİZ ADIM ATARSAK OLMAZ Kİ'
Asimilasyon politikaları olmasaydı Batı Trakya'da verilere göre 800 bin nüfus olması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, "150 bin nüfusumuz var. Yunanistan diyor ki, İstanbul'da 3 bin, 10 bin kişi kaldı. Tamam pek güzel, bundan önce yapılmış hata varsa biz telafi etmeye hazırız. Telafi etmek için de her şeyi yapıyoruz. Vakıflar Kanunu çıkardık. Gökçeada'da 4 kişiye
bir okul açtık. Sonra o ilkokul yetmedi ortaokul ve lise açtı. İnsanların geri gelmesi için onlara imkan sağlandı" dedi.

'GÜZEL GÜZEL DİNLİYORLAR'
Cumhurbaşkanı'nın, "Lozan güncellenmesi" ifadelerini tüm bu çerçevede okunması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Çok güzel herkes bir birini dinliyor. Ama adım atmaya geldiğinde yok, olmuyor. Bire bir görüşmelerde bile güzel güzel dinliyorlar. Heybeliada Ruhban Okulu'yla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımız, 2012'de tahmin ediyorum ekim ayındaki bir grup toplantısında çıktı, 'Ruhban okulunun açılabilmesi için biz yaptık, yaptık, yaptık tamam ama artık Ruhban Okulu'nun açılmasını istiyorsanız Atina'da cami meselesi ve müftülükler meselesi' dedi. Bunu açık açık söyledi. Şimdi siz hiç adım atmayın hep biz yapalım, böyle olmaz ki? Bu doğru değil" diye konuştu.