İLK ADIM BAYKAL'A KASET KUMPASI
FETÖ'nün kaset kumpası operasyonuyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal görevinden istifa ettirildi. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal'ı Ankara'daki evinde ziyaret etti. 14 Mayıs 2010 tarihli ziyaretin çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Aday olmayacağım" dedi.
"İLK SÖYLEDİĞİM NOKTADAYIM"
14 Mayıs 2010 tarihindeki açıklamada "Sizin adaylığınız konuşuldu mu" sorusuna Kılıçdaroğlu "Ben de ilk noktadayım" dedi. "Daha önce aday olmadığınızı söylemiştiniz, yine aynı noktada mısınız" sorusuna da Kılıçdaroğlu, "İlk söylediğim noktadayım" dedi. Kılıçdaroğlu ardından, "Dolayısıyla ortaya çıkacağım, aday olacağım diye bir şey yok.
3 GÜNDE ÇARK ETTİ
Güneş'in haberine göre, "Partinin kurulları, gelenekleri, yönetim organları var. Karar verilir, bizler partiliyiz, bizler de bu kararlara uyarız" diyerek kendi adı üzerinde uzlaşma olması halinde aday olabileceği sinyalini verdi. 3 gün sonra aday olduğunu duyuran Kılıçdaroğlu, CHP kulislerinde büyük şok etkisi yarattı. Muhalif sesler kısa sürede bastırıldı. 5 gün gibi kısa sürece organize edilen olağanüstü kurultayla genel başkanlık koltuğu Kılıçdaroğlu'na teslim edildi.
RİCCİARDONE'LE SIR GÖRÜŞME
Kemal Kılıçdaroğlu tarihler 20 Ekim 2013 tarihini gösterdiğinde dönemin ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ile herkesi şaşırtan bir görüşme yaptı. Kılıçdaroğlu alışılmışın dışına çıkarak Büyükelçi Ricciardone ile otelde bir araya geldi.
GİZEMİNİ HâLâ KORUYOR
Gizli toplantıdan CHP yönetiminin bile haberi olmadı. CHP liderinin yanında sadece tercüman yer aldı. Görüşmenin detayları gizemi hala koruyor. Kılıçdaroğlu ortaya çıkan sır görüşmeye yalanlayamadı. Süreç ise adım adım işlerken tarihler 17 Aralık'a doğru ilerliyordu. CHP kaynaklarından Kılıçdaroğlu'nun büyükelçi tarafından ABD ziyaretine ikna edildiği servis edildi. Washington'daki programın detaylarını bizzat FETÖ'yle yakınlığıyla bilinen Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu planladı.
'KONTROLLÜ DARBE' TALİMATI
FETÖ-ABD- CHP üçgeninde başarısız olan 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından Türkiye üzerine kirli planlar yeniden devreye sokuldu. 2 Eylül 2016 tarihinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre sonra dönemin ABD Büyükelçisi John Bass ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu o görüşmenin ardından FETÖ'cülerin oluşturmaya çalıştığı 'kontrollü darbe' propagandasını yayma çalışmalarına başladı. Terör örgütünü temize çıkarmak için her yola başvuran CHP lideri önce darbenin 2 numaralı ismi Adil Öksüz'ü 'MİT ajanı' ilan etti, ardından da Kanun Hükmünde Kararnameler'le görevden alınan FETÖ'cü hainleri savundu.
ORTAK HAREKET ETME KARARI
Tarihler 1 Aralık 2013'ü gösterdiğinde Kılıçdaroğlu beraberindeki heyetle ABD'ye gitti. Washington'da önce FETÖ'cülerle bir araya gelip CHP lideri sonra da Pentagon yetkilileriyle görüştü. Heyette ABD ziyaretini adım adım planlayan FETÖ'cülerle yakınlığıyla bilenen Genel Başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu ve Kılıçdaroğlu'nun prens vekillerinden Aykan Erdemir dikkat çekti. Kılıçdaroğlu ve heyeti sırlarla dolu 4 gün süren ziyaretin ardından Türkiye'ye döndü.
"AYRIM YAPMAYAN BİR PARTİYİZ"
Loğoğlu gazetecilerin FETÖ'cülerle yaptığınız toplantılarda neler konuşuldu sorusuna, "Sana gelirim, sana gelmem gibi bir yaklaşımımız yok. Dışarıda da kucaklayıcı, açık, ayrım yapmayan bir partiyiz" cevabını verdi. Daha sonra Kılıçdaroğlu'nun toplantılarda dershane konusunda örgüte destek verdiği ortaya çıkmıştı.
KUMPASIN SİYASİ AYAĞI
Tarihler adım adım ilerlemiş ve tarihler 17 Aralık tarihini gösteriyordu. Türkiye'de FETÖ'cüler düzmece iddianamelerle ihanet operasyonu başlattı. Emniyetteki örgütün polislerine gözaltı emirleri peş peşe gidiyordu. Kumpas deşifre edilememişken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamalarla sürece destek verdi. Örgütün servis ettiği sahte belgeleri kullanan Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün darbe girişiminin hem siyasi ayağını yürüttü hem de propagandasını yaptı. Hedefte o dönem başbakan olan Erdoğan ve Türkiye vardı.
BÜYÜKELÇİ İTİRAF ETTİ
Tarihler 19 Aralık 2014'ü gösterdiğinde FETÖ'nün darbe girişiminin ilk aşaması tamamlanmıştı. CHP lideri Kılıçdaroğlu ABD temaslarında başrollerde yer alan prensi Erdemir ve Loloğlu ile soluğu ABD'nin Ankara'daki Büyükelçilik Rezidansı'nda aldı. 1.5 saatlik toplantının içeriğini gizleyerek çıkışta "Verimli bir görüşme oldu" demekle yetinen Kılıçdaroğlu'nun yanındaki Loğoğlu, "Önceden planlanmış bir yemekti" açıklamasını yaptı. Büyükelçi Ricciardone ise sadece 2 gün sonra kullandığı "İran'a ambargoyu deldiler. İmparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz" dedi. Büyükelçinin yaptığı bu açıklama CHP lideriyle yaptığı görüşmelerin detaylarını gözler önüne serdi.
ÖRGÜT İÇİN YÜRÜDÜ
FETÖ'nün MİT ihanet kumpasındaki görüntüleri Can Dündar'a servis eden CHP Milletvekili Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından panikleyen örgüt ve Kılıçdaroğlu, sözde adalet yürüyüşü başlattı. FETÖ tetikçilerinin eylem çağrısına cevap veren Kılıçdaroğlu, 15 Haziran 2017'de yollarda düştü. Vatandaşların ilgi göstermediği eylemde Kılıçdaroğlu'nun korumaları gazetecileri tartakladı, terör estirdi. CHP'nin yürüyüşü "ana muhalefet FETÖ için yürüyor" şeklinde yorumlandı.
VEKİL KURYESİ TUTUKLANDI
Terör örgütü FETÖ, MİT ihanet kumpasıyla Türkiye'yi dünya kamuoyu karşısında çaresiz bırakarak 'teröre destek veren ülke' ilan etme çalıştı. 17-25 Aralık kumpaslarıyla hain emellerine ulaşamayacağını anlayan FETÖ, 1 Ocak 2014'te savcı Özcan Şişman, 19 Ocak 2014'te de savcı Aziz Takçı ve Jandarma'daki elemanlarıyla MİT TIR'larını durdurdu. Kumpasta etkin rol üstlenen Kılıçdaroğlu, örgütün yayın organı Zaman Gazetesi'ne giderek üst düzey FETÖ'cülerle bir araya geldi. O toplantıya katılan ve ihanet görüntülerini Can Dündar'a veren CHP'li vekil Enis Berberoğlu, 'casusluk'tan tutuklandı.
HEDEF İSTİKRARSIZ TÜRKİYE
Türkiye tüm iç ve dış tehditlerle birlikte FETÖ'nün darbe girişimlerini başarısızlığa uğrattı. 17-25 Aralık kumpasının ABD versiyonu 21 Kasım 2017 tarihinde yeniden devreye sokuldu. Kılıçdaroğlu yeni kumpaslarla ortaya çıkarak algı operasyonu için harekete geçti. CHP'nin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sahte belgelerle ve mesnetsiz iddialarla saldırıp, itibar suikastı yapmaya kalktı. Operasyonların amacı yıllardır değişmediği gibi yine aynı; Hem 17-25 Aralık hem de 15 Temmuz'da olduğu gibi Türkiye'yi ekonomik ve siyasal açıdan sıkıştırmak, Türkiye'nin kaosa sürüklenip, istikrarını kaybederek 2023 hedeflerine ulaşmasını engellemek.
