Fuat Avni için hesap vakti!

FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda "fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa'nın da bulunduğu 29 sanık hakim karşısında.

Giriş Tarihi 27 Mart 2017, 00:00 Güncelleme 27 Mart 2017, 12:32

İÇİNDEKİLER

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda aralarında Atilla Taş, Oğuz Usluer, Bülent Ceyhan, Ünal Tanık, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ufuk Şanlı ve Hanım Büşra Erdal ile "fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa'nın da bulunduğu 25'i tutuklu 29 sanık hakim karşısına çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından, terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ilk iddianamede, örgütün medyayı algı operasyonları için nasıl kullandığı anlatılarak, örgütün bizatihi yetiştirdiği ve medya içerisine yerleştirdiği şahısların örgüt lehine nasıl propaganda yaptıkları ve eylemleri tek tek sıralanıyor.

İddianamede, terör örgütünün sosyal medyadaki hesaplarından ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa, kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan ''Rotahaber'' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız şüpheli sıfatıyla yer alıyor.

Sanıklar hakkında, açık kaynak taramaları, TMSF kayıtları, MASAK raporu, ByLock sorgulamaları, şu¨pheli ifadeleri, tanık beyanları, arama tutanakları, dernek ve vakıf kayıtları ile HTS döku¨mlerinin delil olarak yer aldığı iddianamede, sanıklardan yazar Ufuk Şanlı ile televizyoncu Oğuz Usluer'in örgütün şifreli haberleşme programı olan ''ByLock'' kullanıcısı olduğu belirtildi.

Hakkında yakalama kararı bulunan firari sanık Bülent Ceyhan'ın ise ikametgahında yapılan aramada 1 dolar bulunduğu ifade edilen iddianamede, Ceyhan'ın Türk Hava Kuvvetlerine ait Yüzbaşı rütbeli askeri uniforma ile fotoğrafının tespit edildiği yer aldı.

TASFİYE SÜRECİNİN HAKLILIĞI YÖNÜNDE KAMUOYU OLUŞTURMAYA ÇALIŞTI
İddianamede, sanık Hanım Büşra Erdal'ın örgu¨t tarafından TSK'nın u¨st du¨zey komutanlarının tasfiye edilip örgüt mensuplarının yerleştirilmesi su¨recinde yazdığı yazılarla tasfiye su¨recinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmaya çalıştığı aktarıldı.

Erdal'ın attığı twitlerle bu kişilerin ailelerinin tepkisini topladığı belirtilen iddianamede, örgütün yaptığı soruşturma ve açtığı davaların, devleti ele geçirme amacı taşıdığı tespit edilip soruşturmalar başlayınca sanık Erdal'ın bu soruşturmaları ''kumpas'' olarak nitelendirip halk nezdinde itibarsızlaştırarak örgüt adına faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulandı.

Örgütün zaman zaman hedefi yok etmek adına kumpaslar kurduğu da belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

''ÖRGÜTÜN AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA HABER YAPMAYANA BASKI''
İddianamede, soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenilen 3 kişinin ifadesinde, şüpheli Abdullah Kılıç, Bülent Ceyhan ve Oğuz Usluer'in bir dönem görev yaptıkları Habertürk'te örgüt adına çalıştıkları ve örgüt lehine haber yaptıkları belirtilerek, bu kişilerin ayrıca örgütün amaçları doğrultusunda haber yapamayan gazetecilere baskı kurduklarını iddia ettikleri kaydediliyor. Tanık Y.Ç'nin ifadesinde, bir süre sonra Radikal gazetesinden şu¨pheli Abdullah Kılıç'ın Habertürk'e haber koordinatörü olarak atandıktan sonra kurumun örgütün haber kanalı gibi çalışmaya başladığını anlatarak, zaman zaman da olmamış olayları son dakika olarak girdiklerini ve bu olayların sonradan gerçekleştiğini söylediği anlatılıyor..

''FUATAVNİ'' HESABININ KURUCUSUNA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Özellikle Gezi Parkı olayları esnasında sosyal medyanın Türkiye'de çok etkin kullanılabildiğinin görüldüğü ve FETÖ açısından ise 17-25 Aralık sonrası süreçte algı oluşturulması açısında sosyal medyanın etkin şekilde kullanıldığına işaret edilen iddianamede, örgütün sosyal medyada çok sayıda propaganda hesabı olmasına rağmen özellikle "fuatavni" adıyla kullanılan hesabın, tüm diğerlerini de kapsayacak şekilde sembol haline geldiği ve örgütürn yayın, dedikodu yöntemiyle yaptığı algıyla aynı konuların eş zamanlı bu hesapta da işlendiğiinin özellikle dikkat çekici bulunduğu aktarıldı.

Hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa'nın, terör örgütünün sosyal medyadaki propaganda aracı olarak kullandığı ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu belirtilen iddianamede, sanık Sefa hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

MEDYA YAPILANMASI SORUŞTURMASI SÜRÜYOR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince 13 Şubat'ta kabul edilen iddianamede, diğer 28 sanık hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. Sanıklar yarın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında hakim karşısına çıkacak. Duruşmalar 27, 28, 29, 30 ve 31 Mart'ta sürecek.

Öte yandan, bu açılan davanın dışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik soruşturmalar ise tüm hızıyla sürüyor. Söz konusu bu soruşturmalar kapsamında, ''fuatavni'' hesabını Said Sefa'dan sonra kullanan şüpheli ile örgütün mensubu olduğu tespit edilen şüpheliler hakkında işlem yapılarak ikinci bir iddianamenin yazımına geçileceği öğrenildi.