Gülen'den 17 Aralık savcısına ahlaksız teklif

Terörist Fethullah Gülen'den 17 Aralık savcısına kirli teklif: "Soruşturmayı kapatmasın, ne istiyor sorun"

Giriş Tarihi 27 Aralık 2016, 00:00 Güncelleme 27 Aralık 2016, 01:43
Gülen’den 17 Aralık savcısına ahlaksız teklif

İÇİNDEKİLER

Ankara Başsavcılığının yürüttüğü FETÖ soruşturmasında "Adem" kod adlı gizli tanık çarpıcı itiraflarda bulundu. FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in 17-25 Aralık hükümete karşı darbe girişiminin ardından dosyaya bakmakla görevlendirilen savcı Ekrem Aydıner'e örgüt imamı aracılığıyla ulaşmaya çalıştığını belirten gizli tanık, Erdal isimli imamın kendisinden Aydıner ile görüşmesi konusunda aracı olmasını istediğini ve "Hocamız (Fetullah Gülen) 'soruşturmayı kapatmasın, ne istiyor sorun' diye talimat verdi" dediğini anlattı.

İşte FETÖ'nün kirli yüzünü bir kez daha ortaya koyan gizli tanık Adem'in 17-25 Aralık hükümete karşı darbe girişiminin perde arkasına ilişkin o itirafları:

SORUŞTURMAYI KAPATMASIN: 17-25 Aralık sürecinden sonra Dursun Aygör (eski Sincan savcısı / tutuklu) mesai saati içerisinde öğlen yemeğine davet etti. Israr edince beraber yemeğe çıktık, beni bir lokantaya götürdü. O sırada hakim Habip Atasoy'un evinde gördüğüm 'Erdal' isimli şahıs geldi. Tesadüfen gelmiş gibi 'Siz de mi buradaydınız?' gibi şeyler söyledi. Dursun Aygör onu da masaya buyur etti. Şahıs oturduktan sonra bana 'Sizi görmem iyi oldu. Yaşanan süreci biliyorsunuz. Ekrem Aydıner isimli savcı dosyalarda görevlendirildi. Bizim abilerimiz ve hocamız 'Ekrem Aydıner'e ulaşın soruşturmayı kapatmasın, ne istiyor sorun' diye talimat verdi. Siz kendisi ile çalışmışsınız, görüşme imkanınız olur mu?' diye sordu. Ben de zaten önceden de kızgın olduğum için şahsa 'siz ne dediğinizi biliyor musunuz? Bu söylediğiniz suç' diyerek kızdım ve masadan kalktım. Arkamdan Dursun Aygör de geldi. Aygör'e de 'Böyle tesadüf mü olur? Habip'in evinde tesadüf, burada tesadüf, bu ne biçim saçmalık, kim bu adam benimle nasıl böyle konuşabilir?' dedim. Dursun Bey herhangi bir cevap vermedi. Ben uzaklaşıp gittim.

FETÖ ADAYLARI İÇİN ÇALIŞANLARA 3-5 BİN TL: 2014 HSYK seçimlerinden önce Dursun Aygör bana gelerek bağımsız adaylara (FETÖ'nün adayları) çalışıp çalışmayacağımı sordu. Ben de 'kesinlikle çalışmam' dedim. Seçim sürecinde adaylar belirlenirken Murat Gökçe (eski Sincan Başsavcısı/tutuklu) bağımsız aday olmuştu. Adaylıktan sonra bana telefon etti ve bir kafeteryada buluştuk. Ben gittikten sonra Murat Gökçe, 'Hüseyin Yıldırım da uğrayacak' dedi. Bir müddet sonra Hüseyin Yıldırım (eski adalet Akademisi Başkanı/tutuklu) geldi. Murat Gökçe'ye 'aday olmuşsun hayırlı olsun' dedi. Hüseyin Yıldırım hemşerim olduğu için espri yaparak 'Murat Gökçe için çalışacak mısın?' diye sordu. Ben de 'Zaten arkadaşım, elimden gelen bir şey olursa yaparım' diye gülerek karşılık verdim. 2014 HSYK seçimlerinden sonra bağımsız adaylar için çalışan bazı kişilere 3-5 bin TL arasında paralar dağıtıldığını duydum.

KUMPAS HAVUZU KURMUŞLAR: Basında 15 Temmuz'dan önce bazı hakimlerin tutuklanacağı yönünde haberler geçince Özden Doğan (Eski Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili/tutuklu) bana Ankara'daki tutuklanacak hakimlerin listesini gördüğünü, kendisinin de isminin de orada olduğunu söylemişti. Ergenekon ve 17-25 Aralık sürecinden sonra yapılanları değerlendirince kendilerine cemaat diyen bu şahısların örgüt olarak organize hareket ettikleri ve kendileri dışında benim gibi dışarıdan insanları kullanmaya çalıştıkları kanaatine vardım. 17-15 Aralık sürecinden sonraki kararnameye kadar aynı adliye çalıştığımız arkadaşlarla yaptığım konuşma ve sohbetler sırasında edindiğim izlenim ve kanaate göre hakim ve savcılar meslek unvan ve çalışma yerlerine göre dörder beşer kişilik şekilde toplanıyorlar. Bu toplantılara 'abi' dedikleri sivil bir şahıs gelip toplantıdaki kişilerden 'menfi takip havuzu' diye isimlendirilen bilgi havuzuna götürülmek üzere belge ve bilgi alıyormuş. Bu bilgi ve belgeler zamanı geldiğinde bazı kişilerin önünü kesmek için aleyhlerine kullanılmak üzere depolanıyormuş."

YÜKSEL TEMEL