"Bunun sorumlusu biz değiliz. Bunun sorumlusu HDP'ye oy veren vatandaşlarımız da değildir. Bunun sorumlusu bizzat HDP'nin yöneticileridir. HDP çünkü terörle, şiddetle arasına mesafe koyamamıştır. Şiddeti ve silahı siyasetlerinin teminatı olarak görmüşlerdir. Hala bu anlayışlarını devam ettiriyorlar. Şiddeti ve silahı bir hak arama yöntemi olarak görmüşlerdir. Bunu devam ettiriyorlar. Her ne kadar HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş son hafta 'örgüt silah bıraksın' demişse de bunda samimi olduğunu düşünmekte zorlanıyoruz. Çünkü HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan 'PKK bir terör örgütü değildir' demiştir. Peki nedir? Daha dün bir TIR'ı içindeki malzemelerle yaktılar. Bir hafta önce Ağrı Doğubeyazıt'da 3 TIR'ı içindekilerle yaktılar. Diyarbakır'da 2.5 milyon dönüm araziyi sulayacak olan barajın yapımını engellemek için 3 ay içinde 12 kez sabotaj yaptılar. Böyle bir örgüt terör örgütü değilse nedir?"
HDP'nin bir çok köyde oyların tümünü almasını örgütün sağladığını savunan Şahin, "Dolayısıyla, 'silah bıraksın ama bizim gücümüz yetmez' demek inandırıcı olmuyor. Barış sözcüğünü çok sık kullanıyorlar. Demirtaş 'Barış' dedikçe benim gözümde şöyle bir insan tipi canlanıyor. Bir elinde silah, keleş, bir elinde bomba, belinde de C-4 ama bu adamın ismi barış. Böyle bir adamın isminin barış olması neyi değiştirir. Aslında barış kod adlarıdır, bu adamın asıl ismi savaştır. Bu konuda kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapmanın ötesinde adımlar atılması kanaatindeyim" dedi.