Başbakan o kişileri uyardı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalar bulundu.

Giriş Tarihi 10 Şubat 2015, 00:00 Güncelleme 10 Şubat 2015, 14:06
Başbakan o kişileri uyardı

İÇİNDEKİLER

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin haftalık olağan meclis grup toplantısında milletvekillerine hitap etti, önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Bizim AK Parti olarak farkımızın gençlik kolları ve kadın kollarına verdiğimiz değerden geliyor. Gençliği siyasetin tam merkezinde görüyoruz. AK Parti sadece 7 Haziran'a değil 2023 yılına hazırlanıyor gençliğin dinamizi bana heyecan veriyor. Kadın kollarımızda aynı coşku ile kongrelere devam ediyor.

AK PARTİ DÜNYA SİYASETİNE DAMGASINI VURMUŞTUR
İstanbul'da büyük bir kongre yaptık. İstanbul AK Parti'dir, AK Parti de bizatihi İstanbul'dur. Nasıl ki İstanbul yoğrula yoğrula medeniyetimizin tarih içindeki tecessüm etmiş halidir, AK Parti de yoğrula yoğrula büyüye büyüye harmanlana harmanlana büyüyen bir davanın adıdır. Sadece 3 imparatarluğunun değil tüm dünyanın başşehridir, Napolyon da bunu söylemiştir. Dünya siyasetinin ibre siyasi hareketlerinden biridir. AK Parti anlaşılmadan Türk siyaseti anlaşılamaz Orta Asya Kafkaslar anlaşılamaz. AK Parti ülke siyasetine ve dünya siyasetine damgasını vurmuştur vurmaya devam edecektir.

AK Parti kurucu liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde başlamıştır. Bu anlamda da AK Parti sürekli siyasi hareketidir.

DÜŞMANLIK TOHUMU EKMEYE ÇALIŞTILAR
AK Parti hareketi 10 yıllardır parçlaanan kutuplaştırılan bir toplumu bir araya getirir. AK Partinin birlik siyaseti Hakkari'yi Edirne'ye ülkenin doğusunu batısına birleştiren bir büyük kardeşlik destanının adıdır. Onun için biz de kongremizde çözüm sürecini ilk sıraya koyduk. Çözüm süreci salt teknik bir süreç değildir. Her şeyden önce kalplerin sürecidir. Birbirine düşürülmeye çalışılan kardeşlerin İstiklal harbinde omuz omuza duranların yeniden bir araya gelmesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız döneminde başlatılan süreçtir ve Cumhurbaşkanımızın söylediği her şeyi dün de kapsıyordu bugün de yarın da kapsayacaktır. İçerde ve dışarda bu süreci baltalamak isteyenler de her yöntemi deneyerek düşmanlık tohumu ekmeye çalıştılar. Biz ise inadına çözüm, inadına kardeşlik dedik ve demeye devam edeceğiz.

MUHALEFET PARÇALANMIŞ SİYASETİN AKTÖRLERİDİR
Önümüzdeki günlerde çözüm sürecinde çok daha önemli adımların olduğuna hepiniz şahitlik edeceksiniz, bunun için çalışıyoruz. Biz Diyarbakır'da, İzmir'de konuşurken, Van'da Konya'da konuşurken aynı dili konuşuruz. Muhalefet parçalanmış siyasetin aktörleri. Şuralarda buralarda varlar. Bir kısmı kıyılarda, bir kısmı içerlerde bir kısmı da doğuda. Ama Türkiye'nin her yerinde kongreler yapabilen milletle kucaklaşabilen yegane parti AK Parti'dir. Türkiye'nin her yerinde Türk Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir diye haykırıyorsa bunu sağlayan AK Parti kadrolarıdır. Biz milleti parçalanmaz, ayrılmaz bir bütün olarak bir kardeş bir topluluk olarak görüyoruz. Bu çerçevede alevi kardeşlerimiz üzerinden provokasyon yapmak isteyenlere çağrıda bulunuyorum milleti bölen yaklaşımlarla siyaset yapılamaz.

KİMSE KİMSENİN ÖZGÜRLÜK ALANINA MÜDAHALE EDEMEZ

OHAL'i, Emasya'yı biz kaldırdık, katsayı sorununu biz kaldırdık her dilde propoganda imkanını biz getirdik. Bu 12-13 yıllık dönem Türkiye'nin dev adımlar attığı özgürlükler alanındaki dönemidir. 7 Haziran seçimleri ile böyle bir anayasanın ayak izlerini de kilometre taşlarını da dokumuş olacağız inşallah. Özgürlükler söz konusu olduğunda hiç bir şekilde taviz vermemiz, özgürlükleri ihmal eden, gözardı eden bir yaklaşıma tahammül etmemiz mümkün değildir. Özgürlük insan onurunun en temel ilkesidir. Diğer canlılarda olmayan en temel vasıf insanın özgür iradeyle hareket edebilmesidir. Bu topraklarda kimse insanın özgürlük alanına müdahil olamaycak, baskı yapamayacak. Yasaklayıcı kısıtlayıcı bütün yaklaşımlar ayaklarımızın altındadır ve ayaklarımızın altında olacaktır.

ONLARIN SAVAŞI MİLLETİN DEĞERLERİYLE
Çarpıcı tabloyu paylaşmak isterim. Geçtiğimiz günlerde HDP Diyarbakır'da çarşaflı hanımları tahkir eden bir olay yaptı ve bunu özgürlük gibi gösterdi. CHP, Türk BAAS'ıdır, HDP Kürt BAAS'ıdır. Onların savaşı otorite ile veya yanlışlıkla değil onların s avaşı bizim milletimizin d eğerleriyle. Aziz Kürt vatandaşlarımın bunun farkında olduğunu biliyorum. CHP zihniyeti ile HDP aynı zihniyeti yansıtır. Biz bu ülkede mutlak anlamda kıyafet, düşünce, fikir, basın yayın özgürlüğünü koruduk ve korumaya devam edeceğiz.

HALKI SANDIĞA ÇAĞIRSANA
Güvenlik konusuna gelince. Güvenlik özgürlükleri teminat altına alan bir ilkedir. Son 12 yıldır her sandıktan yenilgi ile çıktıkları için iktidara gelmenin tek umudu olarak kaosu, krizi görüyorlar. İstiyorlar ki öyle bir kriz çıksın ki iktidar olsunlar. Geçen salı günkü CHP grup toplantısını tarihe kayıt olarak düşün. Kılıçdaroğlu o toplantıda otoriter bir yaklaşım olduğunu ve bu güvenlik paketi üzerinden polis devleti kurulmak istendiğini söyleyerek halkı direnmeye çağırdı. Halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam sandığa. 3 Ay sonra sandığa gidiyoruz. Kendine güveniyorsan deki halka bunlar yanlış biz daha iyisini yapacağız bize oy verin bunu 5 ay sonra değiştireceğim de. Bu beyefendinin sandıktan hiç bir zaman umudu olmadı ki. Bu sandıktan hiç bir zaman CHP çıkmadı ki çıkmayacak da.

EY KILIÇDAROĞLU, PROVOKATÖR OLURSUN
Aynı zihniyet 60 ihtilali öncesinde İnönü demişti ki şartlar olgunlaştığında ihtilal olur demişti. Şimdi de Kılıçdaroğlu direnin diyor. Geçen Pazar günü Kadıköy'de gösteri yapıldı hükümet de eleştirildi tek bir müdahale oldu mu? Sen de kullan. Ama molotof kokteyli alıp sokağa çıkanların önüne geçip sokağa çıkacaksan sen provokatör olursun. İsanları direnmeye çağırırsan ve bu çağrıyı Pensilvanya'dan alırsan biz bunun hesabını sorarız arkadaş. Kılıçdaroğlu Meclis'te konuşuyor aynı saatlerde Pensilvanya'daki paralel yapının başı da New York Times'ta makale yayınlıyor. Bakın iki metne de tercüme sanarsınız. Çünkü ikisinin arkasındaki el de aynı.

ARTIK HER ŞEYİN PARALELİ VAR
Kılıçdaroğlu'na mesajı veriyorlar o da bunu aynen mesajı bu kürsüden okuyor. Partinize sahip çıkın ey partililer. Dışardan yönlendirilen lidere ve onun genel başkanına ve ekibine karşı sesinizi yükseltin. Gerçek Cumhuryietçilik TBMM'de, halkla milletle konuşmaktır. Artık her şeyin paraleli çıktı. Aynı gün içinde paralel makale paralel grup konuşması çıktı. Mübarek olsun onların paralelleri. Biz sıratül müstakimdeyiz yolumuzdan bir milim dahi sapmayız.

12 EYLÜL'ÜN TAKİPÇİLERİYİZ
28 Şubat paralel yapının temsilcileri başörtüsü teferruattır diyerek CHP'nin ikna odaları mucidi ile aynı dilden konuştular. Onlar ikna odaları ile, paralel yapı ise fetva ile aynı şeye hizmet etti. Şimdi ise halkın teveccühü ile iktidara gelmiş hükümete karşı kim ne tezgah kurarsa kursun, biz bu ülkeyi suhuletle 7 Haziran seçimlerine götürecek ve ülkenin ihya, inşaa faaliyetlerine bir saniye bile ara vermeden devam edeceğiz. Sadece CHP ve Pensilvanya mı hayır MHP de aynı dili kullanıyor. 6-7 Ekim günü Bahçeli'nin konuşmasına bakın. Biz orada güvenliği aldık ve bu yasayı hazırlıyoruz. Şimdi aynı Bahçeli bu yasayı kendisinin de talep ettiği bu yasayı polis devleti olarak suçluyor. Sayın Bahçeli biz sizin döneminizde polis devleti nasıl olduğunu biliyoruz. Siz 12 Eylül döneminin takipçilerisiniz özgürlüklerden bahsedemezsiniz. HDP, 6-7 Ekim olaylarında douda güneydoğuda vatandaşlarımızın hayatını karartanlar onlar değilmiş gibi 4 kattan atılan Yasin Börü ve arkadaşları onların tahrik ettiği provokatörler tarafından öldürülmemiş gibi bize özgürlükten bahsediyor. Bizim sessiz kalacağımızı mı zannediyorsunuz? Hiç kimse bu ertelemeyi zamana yayıldığı veya vazgeçildiği gibi anlamasın. Bu İç Güvenlik Paketi çıkacaktır. Ama bu bir hafta diğer partilere düşünme payı veriyoruz. Düşünsünler, muhasebelerini yapsınlar. Kılıçdaroğlu Pensilvanya ile yaptığı çalışmayı tefekkür etsin gerçi bu kelimenin anlamını biliyor mu onu da bilmiyorum ama en azından sözlüğe baksın. MHP bu yasaya karşı çıkmakla kamu düzenine ve hukuka karşı çıktığını bilsin. HDP özgürlüklerin ancak ve ancak JİTEM'den söz ediyorlardı şikayet ediyorlardı şimdiki duruma bakıpsınlar bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Herkes düşünsün. Biz herkes ile herşeyi konuşmaya hazırız.

HERKESLE KONUŞMAYA HAZIRIZ
Desinler ki şu maddeler bu ülkelerde yok konuşuruz. Biz her bir maddeyi test ederek oraya koyduk. İşte hodri meydan. CHP, HDP, MHP arkalarındaki döndüncü gücü söylemiyorum onları muhatap almıyoruz.

Bugün 2 önemli seçim ile Yüksek Yargı'da değişiklik oldu. Buraya gelmeden önce her iki saygın yargıcımızı da tebrik ettim ve başarılar diledim. AYM ülkede anayasal sistemin ve anayasal ilkelerin teminatıdır. Sadece bu misyonlar bizim AYM'ye duyduğumuz güveni 2010'da bireysel başvuru adımını yaparak gösterdik. Şimdi diğer partiler AYM ve Yargı bağımsızlığı üzerine konuşanlar 2010'da hayır dediler. Biz ise yargıya güvenimizi her zaman gösterdik. Hiç bir örgütlü yapı şu veya bu lobi, paralel yapı veya başka nitelikli yapı yargıya nüfus ederek yargıyı eline alamaz. Bir grubun eline alınmış yargı demek yürütmenin de yasamanın da bitmesi demektir. HSYK seçimlerini varoluşa çeviren bu yapılar en büyük tehdidi oluşturmuştur. Bugün vakar içinde yargı mensuplarının olgunluğuna yakışır yeni başkanlar seçildi. Kim seçilmiş olsaydı hepsi bizim için makbuldü. Bu hukukçularımızı tekrar tebrik ediyor, hükümet olarak yargının her zaman gerçek tarafsızlığını dengeli ahenk içinde çalışmayı benimsediğimizi belirtmek istiyorum. Her iki başkanla yaptığım görüşmede de tekrar bir araya gelmeyi eğer reform ihtiyacı varsa bunu yapmayı, sonrasında daha yargının itibarını güçlendirme adımlarını görüşmeyi düşünüyoruz hayırlı olmasını diliyorum.

MERHAMETİ OLMAYAN DEVLET ZALİMLEŞİR
Vahdeti, hürriyeti, emniyeti, adaleti tahkim ettiğiniz zaman bir devletin geleceği yer kudrettir. Devlet kudret olmadan devlet olmaz. Merhamet ve kudret bir birinin alternatifi değildir. En büyük kudret merhamettir merhamet. Onun için dünyanın her yerinde savunurken mazlumlara sahip çıkarken Türkiye'de her bir vatandaşımıza merhametle yaklaşırken milletin gönlünden gelen o merhameti devletin kudreti ile buluşturduk. Merhameti olmayan devlet zalimleşir, kudreti olmayan devlet acizleşir. Bu inşaayı gerçekleştireceğiz. AFAD'a bakın, Van Depremi'nde bakanlar kurulunun yarısı oradaydı. 2 depremde Dışişleri Bakanı olarak bende oradaydım. Başbakanımız gitti orada yeni konutlar yaparak yepyeni bir Van kurdu. Merhametle gidip orada gönülleri inşaa, yeni konutlarla da yeni Van inşaa etmek ancak ve ancak AK Parti'ye muhsus bir durumdur.

BU MİLLET ZİLLETET OY VERMEZ
İzzet, zillet ile izzet yan yana olmaz. Milletleri özne kılan şey izzettir. Tarihte bir kez özne olmuş bir millet izzetinden fedakarlık edemez. 12-13 yıl önce IMF karşısında boyun eğen Türkiye zilleti yaşatmıştı. Şimdi onlar 12 yıldır iktidarda olan AK Parti'ye çamur atıyorlar. Bu millet izzeti bu kadrolarla gördü. Onun için sürekli AK Parti'ye oy veriyor. Aç kalırsa açlığa dayanır, esir düşse şehit olana kadar savaşır ama bir şeyi zinhar kabul etmez. Bu millet zilleti zinhar kabul etmez, etmeyecek. Biz eğer bugün her seçimde başarılı çıkmışsak millet şunu gördüğü içzin ben bunu dünyada da görüyorum vatandaşlarımızda milletin önüne geçen izzeti gördüğü için. Ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne ben ne de başka bir AK Partili dünyanın hiç bir yerinde zalim karşısında boyun eğmez, zillet içinde hareket etmez, ülkeye zilletle dönmez. Allah izzetimizi daim eylesin.

İzzet deyince bugün hem Sultan 2. Abdülhamid Han'ın ölüm yıl dönümü. O yüce hakana yüce meclisten rahmet dileklerimizi saygımızı bir kez daha dile getiriyoruz.

BU BAŞ BU BEDENDE OLDUKÇA...
Hiç birimiz sahip olduğumuz bazı maddi imkanlardan gelen gücü de kullanmıyoruz. Biz tek güç kullanıyoruz, milletten aldığımız gücü kullanıyoruz. Soy üzerinden bir hak iddiasında değiliz. Hiç birimiz şu veya bu şekilde sahip olduğumuz makam üzerinden bir hak talebinde değiliz. Biz, milli iradenin bize verdiği temsil hakkının davasındayız. Bu baş bu bedende oldukça bu emaneti de kimseye vermeyiz.

CHP, İHTİLALİN BİRİNCİ SUÇLUSUDUR
Yeni anayasa çerçevesinde başkanlık sistemi çevresindeki tartışmaları gündeme getirdiğimizde hemen parlamenter demokrasiden bahsediyorlar. Doğru, parlamento milletin kalbidir. Tamam bir tarihi muhasebe yapalım. 27 Mayıs öncesinde şartlar oluştuğunda ihlil meşru bir haktır diyen CHP o ihtilalden birinci derece suçludur. Çıkıp parlamentonun onurunu korudular mı? Milli Birlik kokmitesinde bulunan MHP'li öncüler oradayken MHP bahsedebilir mi bundan? 12 Eylül olduğunda rahmetli Ecevit'in dahil CHP'lilerin işbirliği yapıp istifa ettikleri unutuldu mu? 27 Mayıs'ta neredeydin ey CHP, ey MHP. Benim babam ve bir çoğumuzun babası 28 Mayıs sabahı alıp götürülmüştü. Biz oradaydık biz buradayız siz neredeydiniz?

BAHÇELİ, O SEÇMENE SAYGISIZLIK YAPMAMIŞ MIDIR
12 Eylülde o zihniyeti savunan MHP özgürlükten söz edebilir mi? Parlamentoya kilit vurulduğunda neredeydiniz? 28 Şubatta açalım defterleri herkes açsın. Hiç bir gizli saklı kalmasın. 28 Şubat'ta halk oyu ve meclisin iradesiyle Necmettin Erbakan'dan ve kurulan hükümetten kurtulmak için kurulan tezgahlar oynanırken siz neredeydiniz? Yargı mensupları brifing verirken siz neredeydiniz? Ama biz o zaman milli iradenin yanındaydık bugün yine yanındayız. Bu zihniyet aynı şekilde devam ettiği için soruyorum. Halk oyu ile seçilmiş bir hanımefendi. Meclis'e geldiğinde tam bir barbarca tutumla böyle kürsünün etrafında dizilip dışarı dışarı diye bağıran o zihniyet oradayken siz neredeydiniz? Aynı meclise parlamenter demokrasinin kapısına kilit vurulurken neredeydiniz? Başka bir başörtülü hanıma başını aç diyen Bahçeli o hanıma oy verenlere saygısızlık etmemiş miydi? Misafir olarak Meclis'e girmek bile yasaklanmıştı. Bakın şimdi başı örtülü başı açık her kardeşimiz Meclis'e girebiliyor. İşte zerafet bu.

PAKİSTAN BELKİ UZAK OLUR AMA...
Biz parlamentoya kilit vurulan her dönemde o kilidin karşısındaydık demokrasi anahtarını kullandık. Şimdi de millet iradesi ne derse başkanlık sistemi de dahil milletin iradesi ne derse yaparız. Bizim güç kaynağımız millettir. Aramızdaki bir fark da Sayın Bahçeli Kırşehir'e bir ziyareti olmuş Ahi Evran'a gitmek berekettir. Ama orada dediki nefesimiz ensemizde. Doğru evet güzel bu şu demek biz nereye gidersek o da oraya gelecek gezecek Türkiye'yi. Cuma günü Sivas'tayım, Giresun'da Ordu'dayım sonra Antalya'dayım. Daha sonra Pakistan'a gideceğim orası uzak belki ama diğer yerlerde beklkerim. Ama Sayın Bahçeli bir şeyi doğru söylüyor her zaman arkamızda olacaklar biz yürüyeceğiz onlar takip edecekler. Onların öne geçmeye niyetleri, ümitleri, iradeleri yok. Çünkü önde AK Parti var. Tekrar hepinize teşekkür ediyor, öncü hareketimizin 7 Haziran'a kadar hep önde olacağını belirtmek ister hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.