Hüseyin Çelik: CHP'nin kafası karışık

AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sona erdi.Parti genel merkezinde, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantı, yaklaşık 2 saat sürdü.

Giriş Tarihi 11 Ekim 2013, 00:00 Güncelleme 12 Ekim 2013, 01:46

İÇİNDEKİLER

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "CHP'de bir kafa karışıklığı olduğu, paketle ilgili olduğu gibi, diğer konularda da kafa karışıklığı olduğu açıktır. İnşallah kafalarını düzeltirler, sonra CHP kurumsal kimliği ne düşünüyor, biz de bunu öğrenmiş oluruz" dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, sözlerine, vatandaşların Kurban Bayramı'nı tebrik, trafik kazalarının yaşanmadığı "bayram gibi bir bayram" geçirilmesini temenni ederek başladı.

Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini, mahalli seçimlerin her geçen gün yaklaştığını anımsatan Çelik, bugünkü toplantının esas ve ağırlıklı gündem maddesinin yerel seçimler olduğunu söyledi. AK Parti'nin daha önce merkez yoklamasıyla aday belirlemeye karar verdiğini, 1 Ekim-1 Kasım tarihlerinde aday adayı müracaatlarının yapılacağını daha önce kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Çelik, teşkilatlar nezdinde yapılacak temayül yoklamalarının da mevcut 16 büyükşehirde 26-27 Ekim, diğer 65 kentte ise 9-10 Kasım tarihlerinde, bir genel başkan yardımcısının başkanlığında oluşturulacak heyetle yapılacağını aktardı.

Çelik, geçen hafta Sapanca'da bilim adamları, başarılı belediye başkanları ve genel merkezden katılan bir ekibin, "AK Parti Belediyeciliği" toplantısı gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Belediyecilik vizyonumuzla ilgili 2 gün boyunca ciddi çalışma yapıldı. Biz, her an hücreleri yenileyerek yolumuza devam ediyoruz. Değişen şartlara, ihtiyaçlara göre, insanımızın beklentilerine göre daha kaliteli, vatandaşımızı tatmin eden, insanımızın tadını çıkartacağı kentler oluşturmak için büyük bir gayret içerisindeyiz" diye konuştu.

Hüseyin Çelik, yerel seçim çalışmaları devam ederken hükümetin de çalışmalarını hızla sürdürdüğüne değinerek, "Türkiye'de halkımızın ekonomik refah düzeyini yukarı çekmek, problem alanlarını ortadan kaldırmak, reform, değişim ihtiyacını gidermek için de paketler hazırladık. Demokratikleşme çabalarımız dün vardı, bugün var, bundan sonra da devam edecek" ifadesini kullandı.

Çelik, TBMM'nin gündemindeki önemli konuların da değerlendirildiği MKYK toplantısında, mahalli seçimler, seçim hazırlıkları, adayların tespiti, aday adaylarının başvuruları için yapılması gerekenler, AK Parti'nin ilgili başkanlıklarının çalışmaları konularının ele alındığını söyledi.

ENGİN ALAN'IN DURUMU
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan MHP Milletvekili Engin Alan'ın durumunun ne olacağını sorusuna, "Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri gayet açık yazılmıştır. 5 yıldan fazla ceza almaları halinde milletvekillerinin, onlarla ilgili nihai hükmün Meclis'te okunmasıyla birlikte kararın kesinleşeceği çok açık şekilde yazılmıştır. Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri çok açıktır, İçtüzük hükümleri de son derece çok açıktır. Konu, üzerinde çok fazla yorum yapılabilecek bir konu değildir, mesele çok nettir" yanıtını verdi.

Bazı CHP milletvekillerinin dün yaptıkları basın toplantısında bulundukları, Demokratikleşme Paketi kapsamında bazı harflerin kullanımının serbestlik kazanması, başörtüsü serbestliği ve ana dilde eğitim hakları gibi düzenlemelerin, Anayasa'nın 42. maddesine aykırı olduğu iddialarına yanıt veren Çelik, şöyle konuştu:

"Bu, tipik bir derin CHP refleksidir. Malumunuz 'CHP var, CHP'den içeri' diyorum ben, her zaman. Birkaç tane CHP var biliyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim demokratikleşme paketimizi kendi paketlerinin kopyası olarak nitelendirdi. Biz, neyi açıkladıysak 'bu, bizde de var' dedi. Bu, sizde de varsa işte destekleyin. CHP'de derin bir ulusalcı damar var. Bu ulusalcı damar, 1940'lı yılların özlemi içerisindedir. Hala o jakoben, dayatmacı, tek tipçi, tek tipleştirici devlet özlemi içerisindedir. Hala 'devletin milleti' kavramında ısrar ediyor. CHP içerisinde daha demokrat, değişimden yana olan, bütün vatandaşların kuçaklaşılması gerektiğini düşünen, 40'lı yılların ırkçı anlayışından uzak olan arkadaşlar da var, bunu da kabul etmek lazım.

Açıklama yapan milletvekilleri ilginçtir 'bütün CHP milletvekilleri adına açıklama yapıyoruz' diyorlar. CHP adına açıklama yapma yetkisi kimdedir, anlamış değilim. Genel Başkan bir telden çalıyor, grup başkanvekilleri başka bir telden çalıyor, genel başkan yardımcıları bir başka telden çalıyor. CHP'de bir kafa karışıklığı olduğu, paketle ilgili olduğu gibi, diğer konularda da kafa karışıklığı olduğu açıktır. İnşallah kafalarını düzeltirler, sonra CHP kurumsal kimliği ne düşünüyor, biz de bunu öğrenmiş oluruz."

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanay'ın, kamu çalışanlarına getirilen başörtüsü serbestisine ilişkin düzenlemenin iptali için Danıştay'a müracaatta bulunduğu anımsatılarak, bu durumu nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Çelik, şunları kaydetti:

"Yüksek yargıya müracaat etmek partilerin, vatandaşların en tabii hakkıdır ama bu tipik bir CHP klasiğidir. Yıllar yılı CHP bunu yaptı. Yıllar yılı vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini ya darbelerle önlediler ya darbelerin oluşturduğu bürokratik zihniyetle temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına mani oldular. Bunların hiçbir olmadığı zaman da bunu yargıyla yaptılar. 411 milletvekili, üniversitelerdeki başörtüsü serbestisiyle ilgili karar verdiği zaman CHP yine Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Bunu yaparken de bazı medya kuruluşlarıyla iş birliği, ağız birliğiyle bunu yaptılar. Onlar '411 el kaosa kalktı' diye manşet atarken, onlar da Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.

Nitekim Anayasa Mahkemesi belki hukuk tarihine geçebilecek en tartışmalı kararlarından birini verdi, bir hukuk garabeti işledi. Esastan anayasa değişikliklerini ele alma yetkisi yokken, esastan ele aldı ve iptal etti. Sözünü ettiğiniz milletvekili, İstanbul milletvekili, kamudaki başörtüsü serbestisini Danıştay'a götürmüş. Bu, CHP'nin hep yaptığı şeydir. CHP'ye halkla birlikte, kamu vicdanıyla birlikte, vatandaşla birlikte yürümek nasip olmayacak, çünkü CHP böyle nasipsiz bir partidir. Bunu hiç yadırgamadım. Böyle birşey bekliyor muydunuz? CHP, bunu yapmazsa garip olur."

Çelik, bir gazetecinin "Medyaya 'PKK silah bırakırsa KCK'lıların silah bırakmasını konuşuruz' şeklinde ifadeniz yansıdı, bu ifadeler yargıya müdahale olarak yorumlandı, bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine, böyle bir ifadeyi asla kullanmadığını belirtti.

Sözü edilen medya organının Kuzey Irak'ta yayın yapan Rudaf televizyonu olduğunu ifade eden Çelik, "Benim orada tam söylediğim şudur, 'PKK'lılar tamamen silah bırakırlarsa, o zaman eve dönüş yasası mı devreye girer, pişmanlık yasası mı devreye girer, başka türlü düzenlemeler mi olur o zaman konuşulacak konulardır' dedim. Ben hiçbir televizyon mülakatında sizin dediğiniz gibi bir ifade kullanmadım. Benim ağzımdan böyle birşey duyamazsınız" dedi.