1932 Paris suikastı

Fransa tarihinin en büyük suikasti 1932 yılında düzenlendi Cumhurbaşkanı Doumer, herkesin gözü önünde öldürüldü

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 12 Ocak 2013 Güncelleme 12 Ocak 2013, 00:42
1932 Paris suikastı

İÇİNDEKİLER

PKK'lı üç kadının Paris'te öldürülmesiyle şaşkına dönen Fransa, 1932'de yine Paris'te olan bir suikastla adeta sarsılmıştı. Fransa tarihinin en büyük suikastıydı. Cumhurbaşkanı Paul Doumer herkesin gözü önünde öldürülmüştü... Savaşta dört oğlunu kaybetmiş olan Doumer, eski askerler tarafından Salomon de Rothschild Oteli'nde düzenlenen bir kitap fuarını gezmeye gitmişti.

ARKADAN 5 EL ATEŞ ETTİ
Tarih 6 Mayıs, saat 15:3O sularıydı. Cumhurbaşkanı Domuer, Türkiye'de çok iyi tanınan ve halen Eminönü'ndeki bir caddede Klodfarer ismiyle hatırası yaşayan yazar Claude Farrere ile sohbet ediyordu. Arkasından yaklaşan bir saldırgan aniden 1910 yapımı Browning FN model silahını çekti ve Cumhurbaşkanı'na 5 el ateş etti. İki kurşun başına, bir kurşun göğsüne, bir kurşun da koltuk altına isabet etti. Beşinci kurşun da Claude Farrere'e isabet edip onu yaralamıştı. Farrere saldırganın kolunu tutmak istemiş, onunla boğuşmuştu. Üzerinde başka dolu silahlar da olan saldırgan kaçarken Fransız Emniyeti Genel Müdürü tarafından yakalandı.

SALDIRGAN DOKTOR ÇIKTI
Saldırganın ismi Pavel Timofeyeviç Gorgulov'du. 37 yaşındaydı, Beyaz Rus milliyetindendi ve tıp doktoruydu. Rusya'dayken Beyaz Ordu saflarında Ekim Devrimi'ne ve Kızıl Ordu'ya karşı savaşmış, sonra da "Yeşil Kardeşliği" isimli faşist bir örgüt kurma çabasına girmişti. Garip birisiydi, Çekoslavakya'dan sınır dışı edilmiş, Fransa tarafından oturma başvurusu reddedilmişti; geçici olarak Monaco'da ikamet ediyordu. Gorgulov'a göre, Fransa Sovyetler Birliği'ne düşman gibi davranmıyor ve komünizme göz yumuyordu. Fransız Cumhurbaşkanı'nı hedef seçmesinin nedenini, Fransa ile Sovyetler'in arasını bozmak olarak açıklıyordu.

KATİL AMACINA ULAŞIYORDU
CumhurbaşkanI Paul Doumer, siyasete radikal sol hareket mensubu olarak girmişti. Belli ki, katil Doumer'i hedef seçerken bunu göz önüne almıştı. Doumer hemen hastaneye kaldırıldı ama sabaha karşı öldü. Ölüm haberini alan Fransızlar, Paris'teki Rus kafelerinin önünde protesto gösterileri yapınca polis önlem aldı. Az kalsın Gorgulov'un arayı bozma isteği, üstelik de devletler değil halklar arasında gerçek oluyordu. Gorgulov'un mahkemesi 3 gün sürdü. Deli olduğunu söyledi ama kabul edilmedi. Üzerinden çıkan hatıra defterinde Lindberg'in oğlunu kaçıran kişinin kendisi olduğu yazıyordu. Atlantik Okyanusu'nu ilk geçen kişi olan Lindberg'in oğlu aynı yıl Mart ayında kaçırılmış, fidye istenmiş ve sonunda da çocuk öldürülmüştü. Bütün dünyayı sarsan bir olaydı. Gorgulov gerçekten ya deliydi ya da yapacağı eylem için her şeyi planlamıştı. 14 Eylül 1932'de giyotinle idam edildi. Kafası kesilmeden önce son sözleri olarak "Rusya benim ülkem" diye bağırdı.


TAYFUN ER