Sözleşme yoksa kimseye güvenme

Giriş Tarihi 20 Ocak 2011, 00:00 Güncelleme 20 Ocak 2011, 16:17
Sözleşme yoksa kimseye güvenme

İÇİNDEKİLER

Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Öztürk, ticari işletmelerde ortaklık yapacak kişiler arasında bütün açıkların kapatıldığı resmi bir anlaşma yapılması gerektiğini belirtti. Öztürk, "Ortaklık yapılırken en dikkat edilmesi gereken unsur yapılacak anlaşmalardır. Bu anlaşmalar iyi okunmalı ve bütün ortaklar için açıklar kapatılmalıdır. Eğer bu anlaşmalar yapılmadan bir ortaklık olursa kişiler babalarına bile güvenmesin" dedi.

Kırşehir Belediyesi ve Ahi İş Adamları Derneği (KAHİAD)'ın Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Aile Şirketinde Ortaklık ve Kurumsallaşma' konulu konferansa konuşmacı olarak Prof.Dr. İbrahim Öztürk katıldı. Konferansta açılış konuşmasını yapan KAHİAD Başkanı Murat Baran, kişilerin her zaman iş hayatının içinde olduğunu belirterek bu iş hayatının gerekleri olduğunu belirtti. Baran, dernek olarak iş adamlarına bu konularda bilinçlendirme görevini kendilerine ilke edindiklerini ifade etti.

Prof.Dr. İbrahim Öztürk, Türkiye'de ortaklık yapmanın çok zor olduğunu belirtti. Öztürk, "Ortaklık bize göre değil. 5 kardeş birbiriyle geçinemezken Avrupalı milleti ayrı adamlar ortaklık yapıyor. Biz demek ki bir şeyleri kaçırıyoruz. Size bir örnek vermek istiyorum. Bu krizde cep telefonunda Sony-Ericson birleşti ve ortak oldu. Birisi Japon, birisi İsviçre markası, nerden nereye. Biz bırakın dışarıyı, ülkede kardeşimizle otak olamıyoruz. Ortalık yapmak için belirli bir maliyet, zaman, ortak bir dil ve en önemlisi ortak bir hedef gerekiyor. Bütün işlerinizi resmi kayıta dökeceksiniz ve ortaklığın başına aylık ücret verebileceğiniz bir yönetici getireceksiniz. İşletme olarak bir araya gelmek ve ortak olmak için bir cemaat, bir parti mensubu olmak da bazen yetiyor. Orda işinize yarayacak ortağınızı bulabiliyorsunuz. Ama bu ortaklara yetmez bunun altının dolması gerekir." diye konuştu.

Öztürk, ortaklık yapılırken en dikkat edilmesi gereken hususun yapılacak olan anlaşmalar olduğunu belirterek, bu anlaşmaların iyi okunması ve bütün ortaklar için açıkların kapatılması gerektiğini bildirdi. İbrahim Öztürk, aile şirketlerinin en çok kanayan yarasının alaylı ve mektepli ayırma konusu olduğunu hatırlattı.

"2011'DE TÜRKİYE UMUDUN ÜLKESİ OLACAK"

Krizden sonra Türkiye'nin iyi yerlere geleceğini ifade eden Öztürk, bütün kesimleri savuran 2009 yılı kriz ortamında yaptığı açıklamaların içeriğiyle şimdikilerin birbirinden çok farklı olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Öztürk, "Krizde olan olmuş, kuyruğu dik tutmamız gerekiyordu. Umudun, inancın, psikolojilerin tamir edilmesi gereken bir ortamdı. Keza 'kriz yönetimi tedbirleri' ön plana çıkıyordu. Şimdi ise sakin bir liman ve umudun ülkesi olan Türkiye'de, geleceğe çok daha farklı bakabiliyor, yeni hayaller kurabiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

2011 yılıyla ilgili olarak 'karamsar bir iyimserlik' içinde olduğunu açıklayan Öztürk, "Teyakkuzda olmalıyız." uyarısında bulundu.

Konferansa AK Parti Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan, Belediye Başkan Vekili Yaşar Sulu, KAHİAD Başkanı Murat Baran, İl Genel Meclis Başkanı Erdal Gürsoy, Milli Eğitim Müdürü Mesut Ayrıksa ve çok sayıda vatandaş katıldı.