18 Mart Çanakkale Zaferi şiirleri ve sözleri! İşte 2 kıtalık, 4 kıtalık Çanakkale Zaferi şiirleri...
Türk Ordusu Çanakkale'de tarihindeki en büyük zaferlerinden birisini kazanmıştır. 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin 104. yılında vatandaşlar internette en güzel 18 Mart Çanakkale Zaferi şiirleri ve sözleriyle ilgili araştırma yapıyor. İşte Çanakkale Zaferi şiirleri...
18 Mart 1915'te Türk ordusu İtilaf Devletleri karşısında büyük bir zafer kazanmıştır. Böylece düşman İstanbul'u ve boğazları ele geçemeyeceğini anlamıştır. Türk ordusu büyük bir inançla İngiliz, Fransız ve diğer İtilaf Devletleri'nden oluşan kalabalık orduyu Çanakkale'de tarihe gömdü. Bu kutlu zaferin 104. yılında vatandaşlar internette en güzel 18 Mart Çanakkale Zaferi şiirleri ve sözleriyle ilgili araştırma yapıyor. Sizin için en güzel ve anlamlı Çanakkale Zaferi şiirlerini derledik.
EN GÜZEL 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ŞİİRLERİ
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,
Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da züldür bu rezîl istîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise, hakkıyle sefîl,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.