Galatasaray'ın geleceği olarak görülüyor, attığı gollerle konuşuluyordu! Peki şimdi nerede?

Galatasaray'ın yeni efsanesi olarak görülen Cem Sultan, yerli Messi olarak adlandırılan Muhammed Demirci, Fenerbahçe'nin büyük beklenti içinde olduğu Recep Niyaz... Hepsinin ismine aşinayız, çünkü sporseverler bir dönem onlardan çok şey bekledi. Hepsi Türk futbolunun geleceği olarak nitelendirildi. Ancak gelin görün ki Türk futbolunun geleceği olmalarını bırakın, ortalardan kayboldular. Corona virüs günlerinde, Türkiye'de kaybolup giden futbolcular dosyasını derledik.

Takvim.com.tr

Giriş Tarihi: 31 Mart 2020 17:14 Güncelleme Tarihi: 31 Mart 2020 17:15

TÜRK FUTBOLUNUN KAYBOLANLARI

Özgür Can Özcan

10 Nisan 1988 Antalya doğumludur. Futbola Manavgat Belediyespor'da başlayan Özgür Can, Galatasaray scoutlarının dikkatini çekerek 2002 yılında 14 yaşında Galatasaray altyapısına transfer olur. Aydın Yılmaz ve Ferhat Öztorunla birlikte o jenerasyonun en dikkat çeken isimlerinden olur. Güçlü fiziğiyle rakiplerine üstünlük kurar. Ancak o iri fiziğine rağmen sürati de hiç fena değildir. Tarzıyla dönemin popüler futbolcularından Inter'li Adriano'ya benzetilir.

Özgür Can 2010 yılında Rijkaard'ın raporu doğrultusunda bonservisiyle Adanaspor'a gönderilir ve Galatasaray kariyeri sonlanmış olur.

Cafercan Aksu

Cafercan, 15 Ocak 1987'de Antalya'da dünyaya gelir. 1999-00 sezonunda Fatih Terim'in altyapı hamlesiyle Galatasaray altyapısına kazandırılan genç yeteneklerden biri olur. Aynı sezon altyapıya kazandırılan isimlerden biri de tabi ki Arda Turan'dır. Ancak Cafercan bir anda dikkatleri üzerine çeker. Üstün tekniği, oyun zekası, sol ayağıyla mesafe tanımaksızın çektiği şutlar, attığı goller ile altyapının gözdesi olur. O sıralar Arda, Cafercan'ın takımında oynayan oyunculardan birisidir sadece.

Cafercan da pişmesi için altyapıda birlikte çalıştığı Metin Yıldız'ın takımı Çaykur Rizespor'a kiralanır ve bir daha geri dönemez. Oradan Abdullah Avcı'nın İBB'sine, Suat Kaya'nın Orduspor'una ve yine Suat Kaya'nın Gaziantep BB'sine kiralanır. Hiçbirinde kendisinden beklenilen patlamayı yapamaz ve 2009 yılında 22 yaşında bonservisiyle Konya Şekerspor'a verilir...
Konya Şekerspor'da özellikle ikinci yılında üstün performans sergiler. Takımın gol yükünü çeker ve ikinci ligde mücadele eden takımına Bank Asya'ya çıkma şansı yakalatır. Ama malesef play off'larda Sakaryaspor'a yenilerek evlerine dönerler. Gerçi Cafercan bu maçı da boş geçmez, golünü yazar; ama malesef yeterli olmaz. Giresunspor, Boluspor, Tavşanlı Linyitspor sonraki durakları olur.

Muhammed Demirci

Serkan Kurtuluş: Serdar Kurtuluş Beşiktaş forması giydiği dönemde Galatasaray'a transfer oldu. Düşüşü ise ani oldu. .

Batuhan Karadeniz: Türk futbolunun belki de en çok umut vaadeden isimlerinden biriydi. Disipsinliz tavırları nedeniyle hiç bir takımda tutunamadı.

Mehmet Düz

2000 Yılında Galatasaray alt yapısına girdi. Alt yapıda attığı gollerle ismini duyurmuştu. Kısa boyuna rağmen bitiriciği muhteşemdi. 2008 yılında Galatasaray'dan ayrıldı. 2019 yılına kadar neredeyse tüm liglerde forma giydi ancak tutunamadı. Geçen sezon futbolu bırakma kararı aldı

Mülayim Erdem

Galatasaray alt yapı hocalarının en büyük umut beslediği oyunculardan biriydi. 2010 yılında Galatasaray'dan ayrıldı. Yalovaspor, Çubukspor, Manisa derken 2018 yılında Kelkitspor'da futbolu bıraktı.

Recep Niyaz: Denizlispor'dan Fenerbahçe'ye geldiğinde geleceğin yıldızı olarak gösteriliyordu. A takımda çok fazla forma şansı bulamadı..

Anıl Dilaver: 2010-2011 yılında Galatasaray formasıyla Konyaspor'a attığı golden sonra yıldızı parladı. Ancak bir türlü istenilen çıkışı gösteremedi. Yaşadığı şanssız sakatlıklar peşini bırakmadı. 2018 yılında Uzunköprüspor'da futbolu bırakmak zorunda kaldı.

Cem Sultan - 1991 doğumlu

Gerçek bir gol makinasıydı. Alt yaş grupların istatistikleri TFF'de görünmüyor ama Emre Çolaklı yaş grubunda 50 gol attığı sezonlar vardı. 4-5 golle tamamladığı maç çoktu. Herkes onu Servet Çetin ile yaşadığı tartışma sonrası tanıdı. 65 kez milli oldu. 2011 yılında Galatasaray'dan ayrıldı. Sakatlıklar hiç peşini bırakmadı. 3 kez çapraz bağ ameliyatı olmak zorunda kaldı. Şimdilerde 3. Lig ekibi Modafen forması giyiyor.

Berk Yildiz

Beykan Şimşek: Fenerbahçe'de forma şansı bulamayınca şansını Anadolu'da denedi.

Serkan Çalık: Galatasaray'ın 2007-2008 yılında şampiyon olduğu kadroda forma giyiyordu.

Tugay Yelce - 1997 doğumlu

Efsane alt yapı hocası Ahmet Keskinkılıç'ın keşiflerinden biriydi. 2007 yılında Lüleburgaz'dan Galatasaray alt yapısına kazandırılmıştı. 2011 yılında Barcelona kamp gezisine davet edilen tek sarı-kırmızılı futbolcu olmuştu.

HEPSİ YILLAR İÇERİSİNDE DEĞİŞTİ

Batista

Cordoba

Yıllar en çok ona yaramış gibi.

Prates

Revivo

Revivo yılların acımasız davrandığı isimlerden biri olabilir.

Wesley Sneijder

Onur Kıvrak

ARIEL ORTEGA

İşte Ortega'nın kaleminden Fenerbahçe günleri:

"Fenerbahçe bonservisim için istenilen parayı yatırdı ve benim rızam olmadan transfer gerçekleşti. Her zaman olduğu gibi menajerim de transferden alacağı komisyonu düşünüyordu ve beni apar topar bir uçağa bindirdiler."

"Transferin bana son anda haber verildiği kişi olarak Türkiye'ye gitmek dışında bir seçeneğim bulunmuyordu. Daha ilk andan itibaren bu ülkenin bana göre olmadığını anlamıştım."

"ORTA SIRALAR İÇİN MÜCADELE EDİYORDUK"

"Türk yaşam tarzına adapte olmam mümkün değildi. Dil benim için büyük bir problemdi ve öğrenip geliştirmem olası gözükmüyordu. Takım içinde İspanyolca bilen bir kişi bile yoktu. Kimseyle bir şey paylaşamıyordum. Yanıma bir tercüman vermişlerdi ve bütün zamanımı onunla geçirmek zorundaydım, benim adeta bodyguardım gibiydi."

"Teknik direktörün dediklerini ve verdiği taktikleri ne antrenmanlarda ne de maçlarda anlamıyordum. Saha içinde takım arkadaşlarımı anlamıyordum. Ben her zaman büyük hedefler peşinde koşan kazanmaya aç takımlarda oynamayı sevmişimdir. Ama orada öyle olmadı, o sezon orta sıralar için mücadele ediyorduk."

"BENİM İÇİN İŞKENCEYDİ"

"Soyunma odasında hoşgörü az ya da yok denecek kadar azdı. Kültür olarak, biz Arjantinlilere ters bu ülkede antrenmanlar dışında bir şeyler içip bir akşam yemeği yiyebileceğim, yalnızlığımı paylaşabileceğim bir arkadaşım bile yoktu. Soyunma odasındaki ve takım içindeki bu durum öyle basit bir şey değildi."

"Çünkü arkadaşlar arasında bir şeyler paylaşmak futbolun en hoş taraflarından biridir ve sağlam takım kimyası oluşturmak için gereklidir. Orada bulunduğum 4 ay benim için işkence gibi geçmişti ve Fenerbahçe yönetiminin benim için ödediği 7.5 milyon dolardan dolayı benim serbest kalmama ve ayrılmama izin vermeleri pek olası değildi."

"EN MUTLU ANIM GALATASARAY MAÇIYDI"

"Ancak kötü hissettiğim bu periyotta herşeye rağmen 14 maça çıktım ve 5 gol attım. Bu gollerden biri benim için çok önemliydi. Türkiye'nin en büyük derbisinde (Ortega burada R.Plate-B.Juniors rekabetinde atıfta bulunup Superclasico deyimini kullanıyor) Galatasaray'ı 6-0 yenmiştik ve ben de bir gol atmıştım. Bu sonuç en farklı skor olarak rekabetin tarihine geçti."

"Taraftarlarımız adeta çıldırmıştı, gerçi Türk taraftarların ne kadar agresif ve fanatik olduğu biliniyordu ama tribünler hep doluydu ve insanlar zaferleri sokaklarda kutluyordu. Bazı zamanlarda kamp yaptığımız yerin veya otobüsün camından onlara bir selam veribilmemiz için saatlerce bekliyebiliyorlardı, bu açıdan Arjantin futbol taraftarları ve İtalyanlara çok benziyorlardı."

"KONTRATIMI NASIL FESHEDECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM"

"Ama benim kafamın içinde hep aynı soru vardı: 1.5 yıllık kalan kontratımı nasıl feshederim? Ve bunu yaparken menajerim, ben ve kulüp yönetimi arasında hiçbir soruna imkan vermeden orta yolun bulunması gerekiyordu. Bu çok hassas bir konuydu."

"Ancak Türk yöneticiler hiçbir şart altında uzlaşmaya yanaşmıyorlar ve kontratımı Fenerbahçe forması altında tamamlamamı istiyorlardı. Menajerim kendi işini görüp parasını cebine koymuştu ve her zaman olduğu gibi faturayı ödemek, istemediği bir yeri seçmek zorunda kalan ve sürekli acı çeken biz futbolculara kalmıştı."

"BİR SABAH ANİDEN KAÇTIM"

"Bu işi çözmek için artık bana başka bir yol kalmamıştı. İşi kendi yöntemimle bitirecektim. Bir sabah uyandığımda eşyalarımı topladım ve Buenos Aires'e gidecek ilk uçak için havalimanına gittim. Arjantin Milli Takımı'ndan davet almıştım ve uçağa bindiğimde artık geri dönülmez bir yola gireceğimi biliyordum. Dönmeyecektim."

"Ancak kafamdan geçen bu fikri kimseyle paylaşmadım. Bu nedenle bu kaçış kararını aldığımı kimse tahmin edemezdi bile... Havalimanında saatler geçmek bilmiyordu. Uçuş kartını alıp uçağa binişimi yaşarken bir sonsuzluğun içinde gibiydim. Büyük bir problemi bitirmik üzere olduğumdan emindim ve Türkiye'den ayrılmak asla pişmanlık duyacağım bir davranış değildi."

Abel Xavier

Rigobert Song

GÖKHAN GÜLEÇ

İnegöl'de doğup büyüyen ve henüz 18 yaşındayken İnegölspor'da forma giymeye başlayan Güleç, buradaki başarılı performansıyla dikkatleri üzerine topladı ve 1 sezon sonra, 2005 yılında Süper Lig'de mücadele eden Gaziantepspor'a transfer oldu.

2 yarım sezon Gaziantepspor'da oynadıktan sonra azmi ve yeteneğiyle yükselişine devam etti ve 20 yaşında artık bir Beşiktaş futbolcusuydu.

Aynı dönemde Ümit Milli takımda da oynayan ve Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Olcan Adın'lı takım arkadaşı olan Gökhan'ın önünde parlak bir kariyer vardı. Siyah-Beyazlı ekipte birçok maçta forma giyip gol attı, Türkiye Kupası finalinde de Fenerbahçe'yi boş geçmedi.

Beşiktaş'taki 2. sezonunda da (2006-07) yeterli şansı bulsa da fazla gol atamadı ve aldığı dakikalar giderek azaldı. Bobo ve Nobre'nin ardında kalmıştı. 2007-08 sezonu başında Denizlispor'a kiralandı, bir sonraki sezon ise memleketinin takımı Bursaspor'da mücadele etti. Sonrasında 3 yıl Kasımpaşa, Şanlıurfaspor derken... Futbolu 2013/14 sezonunda başladığı yer İnegölspor'da bıraktı, 28 yaşındayken... Sonrası mı?