Galatasaray-Fenerbahçe derbisi öncesi bilinmesi gerekenler; arasındaki maçlar, goller, kavgalar...

Spor Toto Süper Lig'in 6.haftasında oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe derbisi için nefesler tutuldu... Bir yanda geçtiğimiz sezonu kötü bitiren, bu sezona büyük umutlarla başlayan Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'si, diğer bir yanda geride bıraktığımız sezonu şampiyon kapatan ancak bu sezona istediği başlangıcı yapamayan Fatih Terim'in Galatasaray'ı. İki takım arasındaki ilişkiler derbi öncesi ise hayli gergin. Tabi bu gerginliğin asıl nedenlerinden biri rekabetin tarihe dayanması. Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki derbinin tarihinden ilginç anekdotlar sizi çok şaşırtacak...

Takvim.com.tr

Giriş Tarihi: 27 Eylül 2019 10:18 Güncelleme Tarihi: 27 Eylül 2019 10:31

Spor Toto Süper Lig'in en köklü ekiplerinden ikisi Galatasaray ve Fenerbahçe 28 Eylül akşamı Türk Telekom Stadı'nda karşı karşıya gelecek. Ezeli rekabetin 110.yılında maç öncesinde her iki kulüp arasında ilişkiler hayli gergin.

Fakat bu iki kulüp arasında bu gerginlik gayet normal karşılanabilir. Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki bu rekabet 110 yıla dayanınca neler yaşandığı, nelerin yaşanacağının bir işareti gibi. Hadi gelin Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki derbinin tarihine bir göz atalım...

GALATASARAY-FENERBAHÇE ARASINDAKİ İLK MAÇ: 17 OCAK 1909

1905 yılında Galatasaray Lisesi öğrencileri tarafından kurulan Galatasaray ile 1907 yılında Anadolu yakasında kurulan Fenerbahçe arasındaki ilk maç 17 Ocak 1909 tarihinde, bugün Ülker Stadyumu'nun olduğu yerde bulunan Union Club Sahası'nda (Papaz'ın Çayırı) Hakem James La Fontaine'in yönetiminde oynandı.

İLK MAÇ, İLK BİLET

Bu ebedi ve ezeli rekabetin başladığı ilk derbide gülen taraf Emin Bülent Serdaroğlu'nun 2 golü ve 2-0'lık skorla Galatasaray'ın oldu.

Bu bilet ise Ali Sami Yen'in kişisel fotoğraf albümünde ilk maça dair bulunan bu tek kare.

Kaynak:Webaslan

TEKNİK DİREKTÖRLER AYNI ZAMANDA OYUNCUYDU

Galatasaray sahaya; Ahmed Robenson, Bekir Sıtkı Bircan, Milo Bakic, Adnan İbrahim Piroğlu, Horace Armitage, Sabri Mahir, Hasan Basri, Celâl İbrahim, Fuad Hüsnü Kayacan, İdris Bey ve Emin Bülend Serdaroğlu 11'i ile çıkmıştı ve Galatasaray'a futbolculardan Horace Armitage teknik direktörlük yapıyordu.

Ev sahibi Fenerbahçe ise; Asaf Beşpınar, Dalaklı Hüseyin, Hasan Kamil Sporel, Hassan Sami, Gustave Haenny, İzzi Hüseyin, Fethi Bey, Şefkati Hulusi, Yahya Berki Karagözoğlu, Galip Kulaksızoğlu ve Memiş Bey ile sahaya çıktı ve Fenerbahçe de Galip Kulaksızoğlu yönetimindeydi.

İlk mücadeleyi Emin Bülent Serdaroğlu'nun attığı gollerle Galatasaray, bu maçtan 2-0'lık galibiyetiyle ayrıldı. Ayrıca Serdaroğlu, Galatasaray'ın kurucularındandı.

EN FARKLI GALİBİYET GALATASARAY'DA

Düşman kardeşler arasındaki en farklı skor 7-0. İki takım arasındaki ezeli rekabette en farklı skor 7-0'la Galatasaray'ın. 12 Şubat 1911'de yapılan maçı Galatasaray 7-0 kazanmıştı.

Uygunsuz hava şartları sebebiyle maça Galatasaray altı, Fenerbahçe ise on oyuncuyla başlamış, maçın 10. dakikasında Galatasaray adına Ali oyuna dahil olmuş, ilk yarının ortalarında Fenerbahçe kalecisi Ali Said'in sakatlanarak oyundan çıkmasının ardından maçın geri kalan kısmında Fenerbahçe oyuncuları sırayla kaleye geçmişti. Öte yandan bu maçta rakip takım ağlarına dört gol göndermeyi başaran Celal İbrahim, derbi tarihinde bir maçta en çok gol atan ve hat trick yapan ilk oyuncu olarak tarihe geçti. Bu sezonu da Galatasaray lig şampiyonu olarak tamamladı.

YARIDA KALAN MAÇ VE TARİHİ KAVGA

Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki maçlar her zaman Can Bartu ve Metin Oktay'ın el sıkıştığı gibi olmadı.

Rakiplerin 23 Şubat 1934 tarihinde yaptıkları İstanbul Ligi maçı futbolcular arasında çıkan büyük bir kavga nedeniyle yarıda kaldı.

Taksim Stadı'nda yapılan maçın 60. dakikasında Galatasaraylı Kadri Dağ'ın, Fenerbahçeli M.Reşat Nayir'e attığı tekme ve Kadri'nin üzerine doğru koşan Fenerbahçeli Fikret Arıcan'ın, Galatasaraylı Tevfik tarafından kucaklanıp, saha kenarına atılmasıyla saha bir anda karıştı. İki takım oyuncuları arasında başlayan kavgaya tribünlerdeki seyirciler de katılınca, olaylar iyice büyüdü.

Yarıda kalan maçın ardından toplanan "Mıntıka Futbol Heyeti", Türk spor tarihinin en ağır cezalarından birisini verdi ve Fenerbahçe'den 9,

Galatasaray'dan 8 futbolcu olmak üzere toplam 17 futbolcuyu uzun süreli cezalandırdı. Bu cezalardan en karlı çıkan takım Beşiktaş olurken, sezonu rakiplerinin önünde şampiyon tamamladı.

HEYECANI İKİ TAKIMDA DA YAŞAYANLAR

Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinde, şimdiye dek birçok oyuncu futbolculuk hayatında iki formayı da giyme şansını buldu. Bu futbolcular şöyle: Raşit Çetiner, Güngör Tekin, Erdoğan Arıca, Engin Verel, Mehmet Oğuz, Erhan Önal, Arif Kocabıyık, İlyas Tüfekçi, Tanju Çolak, Semih Yuvakuran, Selçuk Yula, Hasan Vezir, Benhur Babaoğlu, Elvir Boliç, Sedat Balkanlı, Saffet Sancaklı, Ahmet Yıldırım, Sergen Yalçın, Emre Aşık, Fatih Akyel, Elvir Baliç, Haim Michael Revivo, Abdullah Ercan, Mehmet Yozgatlı, Stjepan Tomas, Servet Çetin, Emre Belözoğlu, Caner Erkin, Kazım Kazım, Mehmet Topal, Serdar Aziz, Şener Özbayraklı, Burak Yılmaz.

TURGAY ŞEREN'İN REKORU

Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında en çok oynama rekoru Turgay Şeren'e ait. (A) Milli Takım ve Galatasaray'ın unutulmaz kalecilerinden Şeren, sarı-kırmızılı kaleyi 55 kez Fenerbahçe'ye karşı korurken, rekabette en çok forma giyen futbolcu unvanını elinde bulunduruyor.

FENERBAHÇE'NİN GALATASARAY'A GOL ATAN İLK İSMİ

Sarı-lacivertli takım adına Galatasaray'a tarihteki ilk golü ise Hasan Kamil Sporel attı.

'DİLERSENİZ MAÇI ERTELEYELİM...'

Ezeli rakiplerin 110 yıllık geçmişinde pek çok centilmenlik gösterileri yaşandı. İki takım arasındaki rekabette futbolcu ve yöneticilerin centilmence davranışları, bu zevkli mücadeleye renk kattı.

Spor tarihçilerinin derlemelerine göre, rakiplerin birbirleriyle yapacakları bir maç öncesinde, Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaraylılara, "Oberle kardeşler hasta, Hasan da sakatlanmış. Sizi karşımızda eksik kadroyla görmek istemiyoruz. Dilerseniz maçı erteleyelim" diye haber göndererek, maçın ertelenebileceğini iletti.

Fenerbahçe'nin bu önerisini kabul eden Galatasaray, oyuncuların iyileşmesinden sonra, 20 Ekim 1914'te yaptığı erteleme maçında sarı-lacivertli rakibini 6-1 yendi.

BİLEREK KAÇIRILAN PENALTI

İki takımın 23 Ocak 1925 tarihinde Taksim Stadı'nda yaptıkları Vatan Gazetesi Kupası maçında ilginç bir olay yaşandı.

Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı sonrası, atış öncesinde stadın büyük balkon kısmı çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu gelişme üzerine penaltı atışında topu bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.

KARMA TAKIM FENERSARAY

Fenerbahçe ile Galatasaray, 1934 yılında Türkiye'ye davet ettikleri yabancı takımlarla birer kez hazırlık maçı yaptıktan sonra, üçüncü maçı "Fenerbahçe-Galatasaray Karması" şeklinde oynadılar.

Bu karmanın forması ise iki kulübün renklerinin karışımı olan lacivert, sarı ve kırmızıdan oluştu.

BİRLEŞME DURUMU VE ORTAK TAKIM KURMA DÜŞÜNCESİ

Ezeli Rakiplerin kuruluşlarının ilk yıllarında birleşme durumlarının bile ortaya çıktığı, hatta iki kulüp başkanının ortak takım kurma konusunda anlaştıkları iddia edildi.

Galatasaray Kulübü'nün resmi yayın organı Galatasaray Dergisi'nin Şubat 2003 sayısında, Adnan Işık'ın belgelere dayandırarak verdiği haberde, 1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Hulusi Bey'in ortak imzayla kayıt altına aldıkları belgenin, birleşmeseler dahi, 2 kulübün yabancılara karşı "ortak bir takım" kurma konusunda anlaştıklarını, hatta tüzüğü bile hazırladıklarını gösterdiği kaydedildi.

AYNI ZAMANDA EV ARKADAŞI OLDULAR

Aynı kaynaklara göre, rekabetin yeni başladığı dönemlerde Galatasaray ile Fenerbahçe sporcuları ortak kiraladıkları bir evde kalıyorlar ve beraber ava çıkıyorlardı.

İki takım sporcuları geceleri bir araya gelerek sohbet ediyorlardı. Yine bir gece sohbetin koyulaştığı sırada Galatasaray'dan Ali Sami Yen, Fenerbahçelileri, "Said, yarın bizimle maçınız var. Git yat ve dinlen" diye uyardı.

Türkiye'nin en köklü kulüplerinden biri olan Galatasaray'ın yıldızının, büyük bir Beşiktaş taraftarı olduğunu biliyor muydunuz? Hemde Beşiktaşlı bir futbolcunun büyük bir hayranı olduğunu. Ayrıca Fenerbahçe formasını da giydiğini. Hadi takvimleri geriye saralım.

FENERBAHÇE FORMASININ HİKAYESİ

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşmaların en unutulmazlarından biri şüphesiz ki Sarı-Kırmızılı efsane futbolcu Metin Oktay'ın Fenerbahçe formasını sırtına geçirdiği jübile maçıydı. Fenerbahçe ile Galatasaray'ın 1-1 berabere kaldığı 23 Ağustos 1969 tarihinde oynanan maçta Metin Oktay, Fenerbahçeli Can Bartu ile karşılamanın başında forma değiştirdi ve iki yıldız futbolcu 10 dakikalığına rakip formalarla mücadele etti.

FENER FORMASI GİYER MİSİN? "ŞEREF DUYARIM"
Metin Oktay 1968-1969 sezonundaki jübile maçında Fenerbahçe ile karşılaşmak ister. Fenerbahçe yöneticisi Eşref Aydın'ın bu isteğe cevabı şu şekildedir: "Tek bir şartım var. Fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı. 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?"

Metin Oktay, Fenerbahçeli yöneticinin bu isteğine "Şeref duyarım" cevabını verir.
Jübile maçında Metin Oktay ile Can Bartu formalarını değiştirir. 10 dakikalığına Metin Oktay Fenerbahçe, Can Bartu ise Galatasaray forması ile mücadele eder.

Galatasaray için atılmış 628 gol ve adına yaraşır bir efsan Metin Oktay. Fakat öyle ilginç bir gerçek var ki duyanlarda inanmakta güçlük geçiyor. O da Metin Oktay'ın aslında koyu bir Beşiktaş taraftarı olduğu.

KOYU BİR BEŞİKTAŞ TARAFTARIYDI

Metin Oktay verdiği bir röportajda Galatasaray'a gelmeden önce koyu bir Beşiktaş taraftarı olduğunu belirtiyor ve 'Recep Adanır' gibi bir futbolcu olmak istediğini açıklıyor. Ayrıca sözlerine şunları ekliyor: 'En beğendiğim oyuncu Ali İhsan Karayiğit'ti. Ancak kendisi gibi olmak istediğim Recep ağabeyle beraber Galatasaray'da oynayacağım, aklımın ucundan bile geçmemişti.'

(Beşiktaş'ın Baba lakaplı sembol ismi Recep Adanır 1960-62 yıllarında Galatasaray forması giydi)

BEŞİKTAŞ'A NEDEN GİTMEDİ?

Bu itirafı yapan Metin Oktay hemen ardından Galatasaraylılığın artık kanına işlediğini belirtiyor ve Beşiktaş'a gitmeme, daha doğrusu alınmama sebebini şöyle açıklıyor: 'Kısmet işte, o zamanki Beşiktaş antrenörü Cihat Arman, Naci Erdem'le beni menisküs olduğumu söyleyerek Siyah-Beyazlı kulübe almamıştı.'

Metin Oktay'ın koyu bir Beşiktaş taraftarı olması ve Beşiktaş'ın kapısından dönmesi, hem Galatasaray hem de Türkiye futbol tarihinin dönemeçlerinden biri olmuştu. Çocukluk aşkı başka bir takım olup, bambaşa bir takımla veya ezeli rakiplerle özdeşleşen tek futbolcu Metin Oktay değil. Hele bir Fatih Terim gerçeği var ki oldukça şaşırtan cinsten.

BURAK YILMAZ - BEŞİKTAŞ

Dört büyüklerde oynayan nadir futbolculardan. Dört büyüklerde ilk olarak Beşiktaş forması giydi ama kariyerinin en başarılı dönemlerine Trabzonspor ve Galatasaray'da imza attı. Babadan miras Beşiktaşlıdır.

AYHAN AKMAN - BEŞİKTAŞ

Parayı dikkatli harcamasıyla bilinen efsane Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba, kendi çizgisinin dışına ilk kez çıkmış ve rekor bir fiyatla (Yaklaşık 9 milyon dolar) Ayhan Akman'ı Gaziantepspor'dan transfer etmişti. Beşiktaşlı babanın yadigarıydı aynı zamanda. Ama Ayhan, en başarılı dönemini Galatasaray'da geçirdi ve futbol tarihine de "Galatasaraylı Ayhan Akman" olarak geçti

GÖKHAN GÖNÜL - BEŞİKTAŞ
O bir Fenerbahçe efsanesi olarak tarihe geçmişti; Beşiktaş'a gelmeden önce. Ancak yıllarca aslında Beşiktaşlı olduğu yazılıp çizildi ki bunun en büyük emaresi de bacağındaki Kartal dövmesi oldu. Evet, Gönül de çocukken siyah beyaza gönül verenlerdendi. Ve muhtemelen de futbol hayatını geçen sezon şampiyonluk da yaşadığı Beşiktaş'ta sonlandıracak.

METİN TEKİN - GALATASARAY
Lakabı 'Sarı Fırtına'ydı. Sağ açıktan su gibi akar giderdi. Beşiktaş efsanesi olan Metin Tekin, çocukluğunda Galatasaraylıydı. Bunun en büyük kanıtı da adında saklı! Zira Metin Tekin'in adını Galatasaray efsanesi Metin Oktay'dan gelmektedir.

YUSUF ŞİMŞEK - BEŞİKTAŞ
Onun kimliğinde 'Denizlisporlu'luk da baskındır ama Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşadı ve 'Fenerbahçeli Yusuf' olarak anılmaya başlandı. Ancak 2009'da ara transferde geldiği Beşiktaş'ta çocukluğundan fotoğrafları da delil olarak göstererek, "Ben doğuştan Beşiktaşlıyım" dedi. Ve Beşiktaş'ın o yıl şampiyonluğunda başrolü oynayanlardan biri oldu.

MUSTAFA DENİZLİ - BEŞİKTAŞ
Yusuf Şimşek, Beşiktaşlı olduğunu kantılarla ortaya koyup şampiyonluk yaşarken başlarında Mustafa Denizli vardı. Üç büyük kulübü şampiyon yapan tek hoca unvanına sahip olan Denizli, Beşiktaşlı olduğunu kendisi resmen beyan etmiştir.

RÜŞTÜ REÇBER - GALATASARAY

Antalyaspor'da parlarken Beşiktaş'a transfer olması gündemdeyi ancak yaşadığı trafik kazası buna mani oldu. Fakat sonrasında Fenerbahçe'ye geldi ve orada efsaneleşti. Milli formayı 120 kez ile en çok giyen isim halihazırda. Çocukluğunda gönül verdiği takımsa ne Beşiktaş ne Fenerbahçe'ydi; o takım Galatasaray'dı…

ERGÜN PENBE - FENERBAHÇE
Lakabı 'Kemik' olsa da sahalarımızın gördüğü en centilmen futbolculardandı. Bir 'Ergün Penpe efendiliği' diye bir şey vardı. Sahada çirkeflik yapan her oyuncunun karşısına Ergün Penbe profili örnek olarak konurdu. Galatasaray ile tarihi başarılar yaşayıp sarı kırmızılı efsane oldu ama o da çocukken Fenerbahçeli olanlardandı.

EMRE BELÖZOĞLU - FENERBAHÇE

Galatasaray altyapısında yetişti ve UEFA Kupası şampiyonluğu dahil çok büyük başarılar yaşadı. Yurtdışına gitti. Türkiye'ye dönüşünde tercihi çocukluğunda gönül verdiği ve hâlâ daha da kalbinde olan takıma yani Fenerbahçe'ye imza attı. Sarı lacivertlilerle de şampiyonluk gördü. Hayali de bir gün Fenerbahçe'ye yönetici olarak dönmek.

CENK TOSUN - BEŞİKTAŞ

Üç büyüklerle adı anılmış ancak hayat onu Gaziantepspor'a sürüklemişti. Hiç de sevinerek gitmemişti Güney takımına. Ancak profesyonelce çalıştı ve orada yitip gitmedi. Bir ara transferde 'sezon sonu gelmek koşuluyla' Beşiktaş'a imza attı. Türkiye'de nadir görülen bir işti. Demba Ba, Gomez, Aboubakar ve son olarak da Negredo ile forma savaşları verdi. Son iki yılın kazananı oydu ki Premier Lig'in yolunu tuttu. Memleketten bu lige giden nadir isimlerden oldu. Artık bir Beşiktaş efsanesi olan Tosun Paşa'nın çocukluğundaki takımı da Beşiktaş'tı.

AYKUT KOCAMAN - BEŞİKTAŞ

Yakın zamanda Fikret Orman'ın "Babası Beşiktaş kongre üyesidir" dediği Kocaman, bunu yalanladı. Evet, kongre üyesi olmayabilir ancak babasının Beşiktaşlı olduğu bir sır değil. Hatta Fenerbahçe efsanesi Kocaman'ın da gençlik zamanlarına kadar Beşiktaşlı olduğu bilinir.

SERGEN YALÇIN - FENERBAHÇE

Beşiktaş yönetimiyle restleşip İstanbulspor'a giderken arkasına bakmadı. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonpor'a giderken de… Ama onun illa ki Beşiktaş'a bir kez dönüp yarım kalan işlerini tamamlaması lazımdı. Nitekim 100. Yılda sırtında siyah beyazlı forma kulaklarda da "Sergen attı şampiyonluk geldi" sesi baki kaldı. Beşiktaş'ın en büyük efsanelerinden olan Sergen Yalçın, henüz Şile plajlarında top sektirirken Fenerbahçeliydi.

NECATİ ATEŞ - FENERBAHÇE

Adanaspor'da yıldızı parladı. Futbol tarihine "Galatasaraylı Necati" olarak geçti. Efsane mertebesine geçtiği söylenemez ama güzel hatıralarla yad edilecek isimlerden biridir sarı kırmızılı taraftarlar için. Çocukluğunda Fenerbahçeliydi İzmirli isim.

RIDVAN DİLMEN - FENERBAHÇE
"Son dakika" gelişmesiyle Fenerbahçe forması giymeseydi bugün futbol tarihine "Galatasaraylı Rıdvan" olarak geçecekti. Ancak transfer sezonunda Galatasaray formasıyla poz verse de bir iki gün sonra Fenerbahçe'ye imza atmıştır. 'Şeytan' lakaplı futbolcu işe adeta transferle başlamıştır. 'Sarıyerli Rıdvan' olarak da nam salmaya başlamıştı. Hatta Rıdvan-Sercan ikilisi olarak ki Sercan da daha sonra Fenerbahçe'ye gelse de başarılı olamamıştı. Evet, Fenerbahçe efsanesi çocukluğunda da Fenerbahçeliydi.

ÜMİT KARAN - BEŞİKTAŞ
Gurbetçi futbolcular familyasından olan Ümit Karan, uzun üre Gençlerbirliği forması giydi ve öncelikle rüşdünü orada ispatladı. Galatasaray'a transfer oldu ve şampiyonluklar yaşadı. O da sorulduğunda "Çocukken Beşiktaşlıydım" diyenlerden...

TUNCAY ŞANLI - GALATASARAY

Ciğeri en güçlü futbolcuların başında geliyordu. Ancak o "Türkiye'de en çok koşanlardan biri olsam da Premier Lig'de ne kadar yetersiz olduğumu gördüm" demişti. Beşiktaş'ın peşinden koştuğu bir isimdi ama Fenerbahçe'ye nasip oldu. Maça isyan eden, tribünlerin sevdiği tipte oyunculardandı. Yani önce 'kalpten oynayan'lardandı. Sarı lacivertli efsanenin evvelinde Galatasaraylılık vardı.

İBRAHİM TORAMAN - TRABZONSPOR
O da Gaziantepspor'da parlayan isimlerden biri olup Beşiktaş ile kariyerinin zirvesine çıkanlardandı. Siyah beyazlıların kaptanlık bandını da takan Toraman'ın gönlündeyse çocukluğunda Trabzonspor vardı.

ARDA TURAN - BEŞİKTAŞ
Galatasaray altyapısından Barcelona'ya uzanan bir başarı öyküsü. Özel hayatından futbol hayatına kadar büyük çalkantılar da barındıran bir fenomen. Memlekete dönüşünde "Galatasaray olmasa, Beşiktaş'a gider" denilen bir isimdi. Çünkü kendi beyanları vardı Beşiktaş'a sempati duyduğuna dair. Bu sempatinin kökleriyse çocukluğuna dayanıyor. Evet, Galatasaray efsanesi Beşiktaş'ı tutarak mahllesinde top koşturmaya başlamıştı.