Yeşilçam'ın Sezercik'iydi, hapiste olduğu ortaya çıktı! Sezer İnanoğlu'nun annesi Aysel İnanoğlu kahroldu, itiraf etti: "Benim yüzümden..."

Yeşilçam'ın Sezercik'iydi... Hapse giren Sezer İnanoğlu'nun annesi Aysel İnanoğlu kahroldu, itirafıyla dikkat çekti. 1967 yılında İstanbul'da doğdu Sezer İnanoğlu... Babası üretimci Berker İnanoğlu, annesi Aysel İnanoğlu'dur. 1970'lerde kendi ismiyle özdeşleşmiş çocuk karakter 'Sezercik' adıyla hafızalara kazındı, üstelik oyuncu İlker İnanoğlu'nun da kuzeni Sezer İnanoğlu... Başı dertten kurtulmayan Sezer İnanoğlu, dolandırıcılık suçundan hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha önce farklı suçlarla hakim karşısına çıkan Sezer İnanoğlu'nun sahte senetle yargılandığı davada hapis cezasının onandığı ve 1 haftadır cezaevinde olduğu ortaya çıktı. Sezer İnanoğlu'nun annesi, oğlunun kendisinin yüzünden hapse girdiğini söyledi. İşte suç dosyası kabarık olan ve son olarak 8 sene hapis cezası alan Sezer İnanoğlu'nun annesi Aysel İnanoğlu'nun açıklamaları...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Takvim Logo
Takvim Logo

"SEZERCİK"

Takvim Logo
Takvim Logo

BANU ALKAN

Banu Alkan'ın 1975 yılında çektiği ilk filminden ortaya çıkan görüntüler sosyal medyada çok sık yer alıyor.

Takvim Logo

İzleyenlerin tanımakta güçlük çektiği Banu Alkan'ın, bilinen görüntüsünden çok farklı olması dikkat çekti.

Takvim Logo

Banu Alkan 'Yaprak' ismiyle yer aldığı sinema kariyerinin ilk filmi Hayret (1975) çekildiğinde 17 yaşındaydı...

Takvim Logo
Takvim Logo

Afrodit lakaplı Yeşilçam sanatçısı Banu Alkan yıllara meydan okurcasına kendinden söz ettirmeyi biliyor. Ünlü sinema sanatçısı Banu Alkan, bir döneme damga vuran isimler arasında. Geçmişte oynadığı filmler gişe rekorları kırmış, güzelliği ile herkesi büyüleyen Banu Alkan Afrodit lakabının hakkını vermişti.

Takvim Logo

Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Banu Alkan geçtiğimiz ekim ayında katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar ile günlerce konuşulmuştu...

Takvim Logo

Afrodit Banu Alkan yaşadığı zor günleri, geçimini nasıl sağladığını anlatırken maddi sıkıntı çektiği dönemde Fikret Mualla tablolarını sattığını söyledi ve "Bir-iki tabloyu kötü günler için saklıyorum" dedi.

Takvim Logo

İşte Afrodit Banu Alkan'ın dikkat çeken açıklamaları...

Alkan ekranlarda yer almadığı için geçimini nasıl sağladığı merak konusu oldu. Banu Alkan bu soruya "-Konserlere gidiyorum, reklamlar var. Bir-iki Fikret Mualla tablom duruyor" dedi.

Takvim Logo

Maddi zorluk çektiği dönemde Fikret Mualla tablolarını sattığını söyleyen sanatçı, "Bir-iki tabloyu kötü günler için saklıyorum" dedi.

Takvim Logo

Alkan "'Hiç unutamadım' dediğiniz bir öpüşme sahnesi oldu mu" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Oldu tabii. Cüneyt Arkın'la. Çok yakışıklı bir adam. 30'lu yaşlarına yetişemedim ama yine de yakaladık. Bir bakış bile olmadı aramızda. Cüneyt Arkın inanılmaz, çok asil, çok cool, muhteşem bir insan."

Takvim Logo

En dipte olduğunuz zaman hangi andı? sorusuna ise "Gürbüz Bey'i kaybettiğim zaman. Ölmek istedim. Üzüntüyle kendime zarar verdim" yanıtını verdi.

Takvim Logo

Banu Alkan'ın Murat Taşdemir gibi biriyle ne işi vardı?
- O masmavi gözlerine âşık oldum.

Size tokat attığında nasıl bir farkındalık yaşadınız?
- Aşk bitti. Hayatta onsuz yaşamayı düşünmezdim ama. 13 yıl boyunca ondan herhangi bir şiddet görmedim.

Takvim Logo

Hep "birinci benim" tavrınız var, peki ikinci kim?
- Hülya Avşar.
Taksicilere borcunuz var mı?
- Asla. Şehir efsanesi bu.

Takvim Logo
Takvim Logo

BANU ALKAN'IN SON HALİNE BAKIN!

Takvim Logo

Takvim Logo

Banu Alkan, Instagram hesabından, son olarak şifon pembe çiçekli elbisesiyle paylaşımlar yaptı.

Takvim Logo
Takvim Logo
Takvim Logo

COŞKUN GÖĞEN

Yeşilçam'ın 'tecavüzcü Coşkun'u... Henüz 16 yaşındayken Yeşilçam Sokağı'na adım atan Coşkun Göğen, şimdilerde Antalya'da eşi Angel'la emekli hayatı yaşıyor. Göğen, rol aldığı filmler yüzünden bir dönem Beyoğlu'na çıkamadığını söylüyor ve ekliyor: "Yediğim küfür, aldığım paraya değmedi hayat boyunca."

Takvim Logo

Coşkun Göğen, ilk rolünü almasını sağlayan olayı şöyle anlatıyor:

"1945'te Samatya'da Makedonya göçmeni ve orta sınıf bir ailede dünyaya geldim. Babam, dokuma ustasıydı ve fabrikada çalışıyordu. Fazlasıyla kozmopolit olan Kurtuluş İlkokulu'nda okudum. Türk talebelerin sayısı azdı. Oradan Rumca bana, hatıra kaldı. Baktım benden bir şey çıkmıyor, orta okulu ikinci sınıfta bıraktım. Sonrasında babam beni, Hasnun Galip Sokak'taki bir berberin yanına çırak verdi. O sokağın bağlantısı ise Yeşilçam'dır. 1950'li yıllardı ve Beyoğlu'nun olağanüstü olduğu zamanlardı. Kravat ve ceketle sinemaya gidilen dönemler... 16 yaşımdayken bir gün 5 liraya aktör oldum. Minibüslerle adam topluyorlardı. Fiziğim de güzeldi o yüzden atladım minibüse. İlk rol aldığım filmin adını hatırlamıyorum ama Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit rol alıyordu."