Mağarada doğan, pavyona düşen, işkence gören, evden kaçan.. Trajediye hazır olun! Ünlülerin geçmişi sizi şoke edecek!

Sanat camiasının sevilen isimleri arasında yer alan ve başarılarıyla gündeme gelen ünlülerin sandığınız kadar kolay bir yaşamları olmadığını söylesek? Müslüm Gürses'ten Acun Ilıcalı'ya, Şebnem Ferah'tan Yıldız Tilbe'ye. birçok ünlü isimin geçmiş hikayeleri sizleri şoke edecek. İşte sizin için derlediğimiz ünlülerin hayat hikayeleri..

takvim.com.tr

Giriş Tarihi: 14 Ekim 2022 10:28

Müslüm Gürses'ten Acun Ilıcalı'ya, Şebnem Ferah'tan Yıldız Tilbe'ye başarılarıyla örnek olacak birçok ünlünün geçmişte yaşadığı zorluklar şoke edecek. Mağarada doğup star olan, aile baskısıyla kaçıp yıldızı parlayanlar... İşte geçmişte oldukça zor dönemlerden geçen ünlüler ve hayat hikayeleri...

UYUŞTURUCUYLA YAKALANDI, PAVYONA DÜŞTÜ

16 Temmuz 1966 yılında ailesinin altıncı çocuğu olarak İzmir'de doğdu. Ailesi ona "Yadigar" olarak seslenirdi ama o ismini hiç sevmezdi. Ortaokul ikinci sınıftayken çalışmak zorunda kaldığı için okulu bıraktı. 18 yaşına iki hafta kala, 15 gün önce tanıştığı ve ne iş yaptığını bile bilmediği bir gence kaçarak evlendi. 1 ay sonra eşini askere yolcu eden Tilbe, hamilelik dönemini tek başına geçirdi. .Sezen Aksu'ya hayranlığı nedeniyle kızının adını Sezen koydu. Pavyonda şarkı söylediği günlerde Sezen Aksu ve Uğur Yücel tarafından keşfedildi. Sezen Aksu'nun evinde yaşadığı sırada Uzay Heparı'yla tanıştı ve aşık oldu. 1996'da esrarla yakalandı. Düşüşü de bundan sonra başladı. 1998'de yeniden pavyonlarda şarkı söyledi, başı belaya girdi

TÜM AİLESİNİ KAYBETTİ

Acun Ilıcalı'nın hayatı trafik kazalarıya paramparça oldu. Birlikte yaşadığı anneannesi ve dedesi karşıdan karşıya geçerken bir aracın altında kaldı. Acısını kalbine gömen ve hayatına devam eden Ilıcalı, annesi ve babasını yine bir trafik kazasında yitirdi. Şans eseri, 10 aylık kızı o kazadan sağ kurtuldu. Derin bir depresyonun ardından eşinden boşandı, travmayı henüz atlatamamışken motosikletiyle kaza yaptı ve arkasında oturan arkadaşının ölümüne tanık oldu. Ağır yaralandığı kaza sonrası adeta küllerinden doğdu.

BABASI ANNESİNİ ÖLDÜRDÜ

Müslm Gürses babasının annesini öldürmesiyle sarsıldı. Cezaevine giren babasıyla bir daha hiç görüşmedi. 1978 yılında Tarsus'tan Adana'ya giderken geçirdiği trafik kazasında öldü sanıldı. Hastanede yaşama tutunan Müslüm Baba'nın kafatası kemiği parçalandı, başına beynini koruyacak plaka takıldı. Bu kazadan dolayı koku alma duyusunu tamamen yitirdi, işitme duyusu zarar gördü.

TÜM AİLESİNİ TEK TEK KAYBETTİ

Sezen Aksu tarafından keşfedildiği ilk zamanlarda ablası Aycan'ın ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrendi. Komadaki ablasının başucunda beklerken 'Deli Kızım Uyan' şarkısını yazdı. Ablasını kaybettikten sonra derin bir sessizliğe gömüldü. Küllerinden yeniden doğmaya çalıştığı sırada 1999 depreminde babasını kaybetti ancak bitmedi. 2011 yılında da annesini kalp krizinden yitiren Şebnem Ferah, büyük bir acıyla baş başa kaldı.

ÇOCUĞU OLAMAYACAK KADAR İŞKENCE GÖRDÜ

Tiyatronun efsane isimlerinen Turgay Tanülkü.1970'li yıllarda, 18 yaşındayken hapse girdi ve işkence gördü. Bu işkenceler sonucunda hiçbir zaman çocuk sahibi olamadı ama hapisanelerdeki çocuklara her zaman kol kanat gerdi. Kazandığı tüm parayla çocuklara destek oldu, onları okutmak için elinden gelen her şeyi yaptı.

İLK ALBÜMÜ HİÇ SATMADI

Disiplinli ailesine inat her daim yaramazdı. Hatta dansöz olmak istiyordu ama kendi tabiriyle Allah babasına acıdı da şarkıcı oldu. 1975'te çıkardığı ilk 45'liği 'Haydi Şansım' fiyaskoyla sonuçlandı ama Minik Serçe vazgeçmedi.

AİLESİ TARAFINDAN YETİMHANEYE BIRAKILDI

Futboldaki başarılarıyla sık sık gündeme gelen Gökhan Töre'nin hayatı da Türk filmleriyle yarışır cinsten... Almanya'ya göç eden ailesi bebekken Gökhan Töre'yi yetimhaneye bıraktı. Onu çok seven dedesinin çabasıyla 2 yaşındayken yetimhaneden çıktı. Dedesi sayesinde futbola başladı ama onu da 14 yaşındayken yitirince büyük bir travma yaşadı.

TECAVÜZE UĞRADI, BAKİRE OLMADIĞI İÇİN BASKI GÖRDÜ

Her ne kadar isim vermek istemese de basına yansıdığı haliyle plak şirketi sahibi Ümit Güner tarafından tecavüze uğradı. Yıllarca kendisini suçladı, sineye çekti, tecavüzcüsüyle birlikte çalışmak zorunda kaldı. Aşırı disiplinli bir ailede yetiştiği için kimseye anlatamadı. Yıllar sonra söylediği şu sözler insanın içini acıtacak cinsten: 'Delice hükmeden bir anneydi. Evlenmeme hep engel oldu. Evlenince, ancak İzmir'de ekstram olduğunu söyleyerek gidebildim eşimin yanına. Bebeklerimi aldırttı, boşattı sonunda. Hep onun istediği gibi yaşadım. Hayatım eşittir annemdi.'

ÇİÇEK HASTALIĞINA YAKALANDI, GÖZLERİNİ KAYBETTİ

.İki kardeşini çiçek hastalığından kaybetti. Aynı hastalıktan ötürü kör oldu. Babası oyalanması için ona saz aldı ve adeta karanlık dünyası aydınlandı. Seferberlik zamanı kendisine bakamayacağı düşünülerek ailesi tarafından evlendirildi. Oğlu on günlükken vefat etti, karısı onu bırakıp kaçınca altı aylık kızıyla baş başa kaldı. İki yıl boyunca kucağında gezdirdiği kızını da kaybetti.

ANNESİ ONU DÖRT YAŞINDAKİ HALİYLE HATIRLIYOR: CEYDA DÜVENCİ

Annesi, bir trafik kazasında gözlerini kaybetti. O sırada 4 yaşında olan Ceyda Düvenci'yi annesi kıvırcık sarı saçları ve kırmızı yanaklarıyla hatırlıyor.

"GECEKONDUMUZ GECE YIKILIYORDU, SABAH DİKİLİYORDU"

Düğün salonlarında sahne aldı. Çocuk yaşta pavyonlarda sahne aldı,. Doldurduğu kasediyle Unkapanı'na gitti, parası bitince bir dönercide çırak olarak çalıştı, uzun süre Almanya'ya gidebilmek için vize almak üzere uğraştı ve sonunda 1991 yılında gitti. Oturum izni almak için Türk bir kızla evlendi ve iki senede üne kavuştu. Hilmi Topaloğlu'yla tanışması da hayatının dönüm noktası oldu.

1970'li yıllarda gazete haberlerine hangi kadınla evleneceği konu olurken, 1980'li yıllarda hayatı tamamen değişti... 1981 yılında Londra'da geçirdiği ameliyatla cinsiyet değiştirdi ve adeta bir devri kapattı. O dönemde Türkiye'de cinsiyet değişikliği tanınmadığı için yıllarca sahneye çıkamadı. Çıkabildiğinde de ancak erkek kıyafetleri giydi. Pembe nüfus kağıdını yıllarca bekledi.

YÜZÜNE KEZZAP ATILDI, KURŞUNLANDI

Gazinoda şarkı söylerken patronu ve ileride eşi olacak bir hayranı tarafından oyuna getirildi. Dayak yedi, kaçtı ama saklanamadı. 1982'de Halil Serbes'in tuttuğu bir adam sahne alan Bergen'e kezzapla saldırdı. Bir gözünü kaybeden ve sayısız estetik ameliyat geçirdi. 1989'da turneden dönerken Halil Serbes'in silahından çıkan kurşunlarla hayatını yitirdi.

MAĞARADA DOĞDU

1952 yılında Şanlıurfa'da doğan İbrahim Tatlıses, kendi anlatımıyla 'Mağara'da doğduğunu kamuoyuna ilk ağızdan açıkladı. İnşaat çalıştığı esnada türkü söylediği esnada Adanalı sinemacı tarafından keşfedildi. Şarkıcılık sektöründe ilk başlarda Adana'da ardından Ankara'da gazino ve pavyonlarda sahne aldı. Hayat hikayesi acı gerçeklerle dolu İbrahim Tatlıses'in soyadı İstanbul'da sahne aldığı mekanda tanıştığı müzisyen Yılmaz Tatlıses'ten aldığını belirtti.