Avşar, 1983 yılında başrollerini Fikret Hakan ve Salih Güney ile paylaştığı 'Haram' filmiyle sinemaya adım attı.
Başrollerini İbrahim Tatlıses ile paylaştığı ' Ayşem'(1984) 'Mavi Mavi'(1985), 'Hülya'(1988) ve isimli filmleri gişe rekorları kırdı. 1986 yapımı olan ve başrollerini Aytaç Arman'la paylaştığı 'Fatmagül'ün Suçu Ne' dönemin en çok konuşulan filmlerinden biri oldu."Alamancının Karısı" ve "Bir Kırık Bebek" filmleri ile 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneği'nin düzenlediği yarışmada "en iyi kadın oyuncu" seçildi.
1980'lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında Her Şey Gönlünce Olsun isimli ilk albümünü çıkardı.
1990'da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı "Benim Sinemalarım"daki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü aldı. 90'lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, 1993 yılında, Sevginin Gücü isimli dizi ile televizyona geçiş yaptı.
1993 yapımı "Berlin in Berlin" filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivali'nde "en iyi kadın oyuncu" ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu.
Bu filmiyle, Kültür Bakınlığı'ndan Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneği'nden "en iyi 5. film" ödülünün de sahibi oldu.Aynı yıl yapımcılığını MedYapım'ın üstlendiği 'Hülya Avşar Show' ile izleyici karşısına çıktı.
1995'de Süper Yıldız, 1998'de Ah Bir Zengin Olsam, 2000'de de, Savunma dizisinde rol aldı. 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, "Bir Kadının Anatomisi" adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlu'nun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanım'ın Taneleri filminde büyük beğeni topladı.