Ünlü sanatçı Güllü'nün Yalova'daki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetmesinin ardından kamuoyunda birçok iddia gündeme gelmişti. Özellikle kızı Tuğyan Ülkem Gülter hakkında ortaya atılan suçlamalar, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
Gülter verdiği bir röportajda hem annesine olan bağlılığını hem de kendisine yönelik iftiralarla nasıl mücadele ettiğini anlattı. Sabah'tan Tuba Kalçık'a konuşan genç kadın, "Annem benim en yakın arkadaşımdı" diyerek yaslarını dahi yaşayamadıklarını belirtti ve hukuki süreci başlattıklarını söyledi. Öte yandan Gülter, kardeşi Tuğberk Yağız Gülter ile atv'ye özel açıklamalarda bulundu ve o gece yaşananları anlattı. İşte Tuğyan Ülkem Gülter'in röportajı ve atv'ye yaptıkları o açıklama...
Annenizin ölümünden sonra size yönelik birçok iddia ortaya atıldı. Neler söylemek istersiniz?
Evet ne yazık ki benim ve kardeşim için birçok iftira ortaya atıldı. Yasaklı madde kullandığım ve bundan dolayı sabıkam olduğu, annemle para için ilişki kurduğum gibi çok çirkin iftiralara maruz kaldım. Adli sicil kaydımı sizinle de paylaşıyorum. Ben hayatım boyunca hiçbir zaman yasaklı madde kullanmadım. Test de yaptırdım ve bunu da sizinle paylaşıyorum. Ben 2016'dan beri çalışan bir insanım.
"BOŞANMA AŞAMASINDAYKEN ESKİ EŞİM CEZAEVİNE GİRDİ"
4 yaşında bir kızım var, kızımı da tek başıma büyütüyorum. Çok severek evlendim ancak çok yanlış bir evlilik yaptım. Uzun zaman da boşanmak için mücadele ettim. Bu süreçte de annemin evine geldim. 6 aylıktı kızım, annemin evine geldiğimde. Zaten kızım erken doğumdan dolayı çok küçük dünyaya geldi. Boşanma aşamasındayken eski eşim cezaevine girdi. O süreçte Sosyal Hizmetler annemin evine gelip çocuğa oda yapmamı ve benim de sigortalı bir işte çalışmam gerektiği söylendi. Ben de sigortalı olarak mesleğim olan hemşirelik yapıyorum. Özel bir hastanede yoğun bakım hemşireliği yapıyorum. Yani ben yıllardır kendi paramı kazanıyorum. Bana bu süreçte söylenenler tamamen iftira.
Neler hissediyorsunuz peki?
Acımı çok yaşamak isterdim, hala daha acımı yaşayamadım. Annemin doğum gününde mezarına giderken kardeşimin ve benim dizlerimiz titredi. Herkes bizden önce annemin mezarını ziyaret etti ama annemin ihtiyacı olan insanlar ben, kardeşim ve torunuydu. Biz annemizi nasıl defnettiğimizi anlayabildik, ne gasilhanedeki yüzünü hatırlayabildik, ne de camiyi hatırlayabildik. Biz acımızı yaşayamadık, yasımızı da yaşamıyoruz.