Bir yıl sonra otostopla Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına giden Barış Manço, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Barış Manço, bir taraftan da gece bekçiliği, garsonluk gibi işler yaptı. Müzikle bağını hiç koparmayan Barış Manço, yabancı müzisyenlerden oluşan "Vahşi Kediler" grubuyla da müzik yaptı. Barış Manço'nun 1964'te doldurduğu biri İngilizce ikisi Fransızca üç şarkılık 45'lik, Fransa'da yayımlandı. Manço, 12 Ocak 1965'te Paris Olympia Konseri'ni gerçekleştirdi.
Barış Manço, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki "Kaygısızlar" grubuyla, 1967'de "Kol Düğmeleri"ni çıkardı. Dönemin arajman modasına tepki gösteren Barış Manço, "Kızılcıklar oldu mu?", "Derule", "Kirpiklerin ok ok eyle" gibi türküleri Rock'n Roll ve Twist tarzlarında seslendirdi. "Sychedelic" müzik akımından da etkilenen grup, "Ağlama değmez hayat" şarkısıyla başarı yakaladı.
"Altın Plak" ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi. Barış Manço ve Kaygısızlar yollarını ayırırken Barış Manço, 1970'te yurda döndü.
"DAĞLAR DAĞLAR"LA GELEN BAŞARI
Barış Manço'nun 1970 yılında bestelediği "Dağlar Dağlar" şarkısı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu. Büyük ilgi gören şarkı, kısa sürede 700 bin sattı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği bu 45'likle Barış Manço, başta "Platin Plak Ödülü" olmak üzere birçok ödül kazandı.
Dönemin ünlü müzik gruplarından "Moğollar" ile bir süre çalışan Barış Manço'nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço'nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı. Antalya'da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest kaldı.