Dünyanın önde gelen merkez bankalarının mayıs ayı takvimi yoğun olmasa da küresel ekonomi ve finans piyasalarının yönü açısından rehber niteliği taşıyan ABD Merkez Bankası'nın (Fed) açıklayacağı kararların, yılın geri kalanı için para politikaları rotasını çizeceği belirtiliyor.
ABD'de gerçekleşen yüzde 8,5 ile 41 yılın en yüksek enflasyonu sonrası Fed'den giderek yükselen tonda şahin açıklamalar izlenirken, Mayıs toplantısında 50 baz puan faiz artırımı beklentisi güçlendi. Bunun yanında bir sonraki toplantılarda 75 baz puan faiz artırım söylemleri de gelmeye başladı. Özellikle yılın ikinci yarısında Fed'in bilanço küçültme adımlarıyla piyasadan likidite çekmeye başlaması bekleniyor.
Analistler, Fed'in faiz kararında piyasaları şaşırtmasının beklenmediğini ancak karar metni ve Fed Başkanı Powell'ın toplantı sonrası yapacağı açıklamaların önemine işaret etti. ABD'de ilk çeyrek büyüme verilerinin beklentilerin altında kaldığını ve tahvil piyasalarına getiri eğrisinin bazı varlıklarda tersine döndüğünü belirten analistler, hem yüksek enflasyon hem de artan resesyon endişeleri kapsamında Fed'in çizeceği yol haritasının piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını kaydetti.
POWELL: ENFLASYON HEDEFLEDİĞİMİZİN 3 KATI ÜZERİNDE
Nisan ayının son haftasında Uluslararası Para Fonu(IMF) tarafından düzenlenen panelde konuşan Powell, enflasyonun Fed'in yüzde 2 hedefinin üç katının üzerinde olduğu bir dönemde faiz oranları yükseltmek konusunda "Bence biraz daha hızlı hareket etmek uygun" şeklinde görüş belirtmişti.
Fed'in 3-4 Mayıs toplantısından önceki son konuşmasını yapan Powell, Fed'in bir çok üyesinin bir veya daha fazla 50 baz puan artırılmasının uygun olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Piyasaların iletişimlerine doğru tepkiyi verdiğini kaydeden Fed Başkanı, "Yüzde 2 enflasyona dönmeye kararlıyız. Bu nedenle daha hızlı hareket etmek uygun; Mayıs toplantısında 50 baz puan artırım artık masada" dedi.
