Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, küresel ekonomiyi yerle bir etti. Türkiye bu süreci en az hasarla atlatırken, 2020'yi pozitif büyümeyle kapatan iki ülkeden birisi oldu. Türkiye yine büyümeyle başladığı 2021 yılında ilk çeyrekte yüzde 7.2, ikinci çeyrekte ise yüzde 21.7 oranında büyüdü.
DÜNYA KRİZE GİRDİ
2021 yılıyla birlikte ve özellikle ikinci yarısından itibaren başta Avrupa olmak üzere dünyada enerji ve tedarik krizi başladı.
Temel gıda maddeleri karaborsaya düştü. Aynı dönemde Türkiye'de de enerji fiyatlarında artış olurken, devlet büyük bölümünü vergi ile karşılayarak vatandaşa yansıtmadı.
Bizdeki fiyat artışları Avrupa'dakilerin yarısı kadar oldu. Bütün bu gelişmelere ve fiyat artışlarına rağmen Avrupa ülkelerinde açıklanan enflasyon oranları nedense yüzde 4'ü bulmazken, bir değişim de göstermedi.
Aynı ülkeler düşük gösterdikleri enflasyon ile faizlerini de sıfırda tutmaya devam etti. Ancak bu ülkelerin medyaları ve Türkiye'deki işbirlikçileri nedense Türkiye'de faiz indirimine hep karşı çıkıyor.
Avrupa ülkelerinde fiyatların katlanmasına rağmen değişmeyen enflasyon oranları hep faizlerin üzerinde. İçerde 'faiz enflasyonun üzerinde olsun, reel faiz verilsin' yaygarası koparanlar bu tabloyu görmezden geliyor.
LOBİLERİN RANTI KESİLİYOR
Türkiye'yi yüksek faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyon cenderesine sokmaya çalışan bu lobiler, Merkez Bankası üzerinden oyunlar oynamaya çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta Reuters haber ajansı ve Financial Times gazetesinin yaptığı yalan haberler ile kur üzerinde baskı yapılırken, içerde lobiciler "Faiz asla inmesin, yoksa kur uçar" tehdidi savurmayı sürdürdü. Yıllarca Türkiye'nin kaynaklarını faizlerle sömürmeye alışmış bu lobiler, Avrupa'daki rakamları görmezden geliyor. Yarın toplanacak Merkez Bankası öncesinde de "Faizi indirme, kur artar" tehditleri savuruyor.
