Meclis'e geldi mi? EYT, sözleşmeli personel kadro, taşeron, af, nafaka...

1 Şubat itibari ile EYT, sözleşmeli personel kadro, taşeron, af, nafaka, 3600 ek gösterge yasası oldukça revaçta yer almaktadır. Bu anlamda vatandaşlar bu yasaların çıkmasını dört gözle bekliyor. Öncelikli olarak ilk yasa af ve infaz yasası olarak göze çarpıyor. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak nihai şeklini siyasetin vereceği düzenleme ile infaz sisteminde köklü değişikler yapılıyor. Ceza adaletini pekiştirici adımlar atılıyor. Evde infaz, geceleyin infaz gibi alternatif infaz sistemleri geliştiriliyor. Düzenleme ile kamuoyunda rahatsızlık yaratan ve cezasızlık algısı doğuran konularda önemli bir adım atılacağı ifade ediliyor. İşte yasalar ve en son gelişmeler haberler takvim.com.tr'de

Giriş Tarihi 01 Şubat 2020, 16:26 Güncelleme 01 Şubat 2020, 16:26
Meclis’e geldi mi? EYT, sözleşmeli personel kadro, taşeron, af, nafaka...

İÇİNDEKİLER

1 Şubat Af, nafaka, EYT, taşeron işçi, 3600 ek gösterge ve kıdem tazminatı açıklamaları arama motorlarında sürekli olarak aratılıyor. Af yasasının hangi tarihte çıkacağı henüz belli değil. Kulislerde dolaşan bilgiye göre, infaz indirimini içeren düzenlemenin 2020 Şubat ayında yani bu ay içinde Meclis'e geleceği konuşuluyor. Resmi olarak tarih belli olduğunda haberimizin içeriğinde yer alacak. Mahkumlara af olarak bilinen infaz düzenlemesinin detayları belli oldu. Peki hangi suçlara af gelecek? Hangi suçlar infaz düzenlemesi kapsamı dışında bırakıldı? Af düzenlemesi sonrası sırada ek gösterge, nafaka, taşeron düzenlemeleri var. Ancak emeklilikte yaşa takılanlar hala gündemde yok.

DETAYLAR İÇİN BİR SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ

AF YASASI CEZA İNDİRİMİNE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK GELİYOR!

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak nihai şeklini siyasetin vereceği düzenleme ile infaz sisteminde köklü değişikler yapılıyor. Ceza adaletini pekiştirici adımlar atılıyor. Evde infaz, geceleyin infaz gibi alternatif infaz sistemleri geliştiriliyor.

SON DAKİKA AF YASASI AÇIKMASI İÇİN TIKLAYINIZ

CEZASIZLIK ALGISINA NEŞTER

Düzenleme ile kamuoyunda rahatsızlık yaratan ve cezasızlık algısı doğuran konularda önemli bir adım atılacağı ifade ediliyor. Buna göre, erteleme, paraya çevirme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi karar verilmeksizin 1 ay dahi hapis cezası alanların belirli bir süre cezaevine konulması öngörülüyor. Mevcut sistemde 18 ayın altında ceza alan biri cezaevine hiç girmiyordu. Çünkü 18 ay cezanın infazı yani 2/3'ü 1 yıl olarak hesaplanıyordu. Bu sürede denetimli serbestlik kapsamına girdiği için bu kişiler cezaevine hiç girmiyordu.

İNFAZ ½ OLUYOR

Yeni sisteme göre, mahkemelerce verilen cezaların 2/3'ü yani % 67'si yerine ½'si yani yüzde 50'si cezaevinde geçirilecek. Bu sürenin de 1/5'i denetimli serbestlikte geçirilebilecek. Denetim süresi her koşulda 3 yılın üzerinde olamayacak. Örneğin; mahkemece 10 yıl hapse mahkum edilen bir kişinin cezasının infazı 5 yıl olacak. Bu 5 yılın 4 yılı cezaevinde geçirildikten sonra hükümlü iyi halliyse denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilecek. Yani 10 yıl ceza alan bir kişi iyi halli olması durumunda cezaevinde toplamda 4 yıl geçirecek. Mevcut sistemde 10 yıl ceza alan biri 5 yıl 8 ay cezaevinde kalıyordu.

5 SUÇ KAPSAM DIŞINDA

Her suç bu kapsama girmeyecek. Cinsel suçlar, uyuşturucu madde ticareti, örgütlü suçlar, terör suçlarını işleyenler ile mükerrirler (tekrar suç işleyenler) yarı yarıya infaz kapsamı dışında olacak. Bu suçlarda infaz yine ¾ yani % 75 olarak uygulanmaya devam edecek. Yani bu 5 suçtan herhangi birinden 10 yıl ceza alan birisinin infazı 7,5 yıl olacak. Bu cezanın da 1/5'i denetimli serbestlik kapsamında geçirilecek.

SÖZLEŞMELİ PERSONEL SORUNU DA ÇÖZÜLÜYOR

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatının ardından kadro, maaş ve sosyal güvencesi bulunmayan 10 bine yakın süreli sözleşmeli personelin (SSP) de sorunu çözülüyor. Makyöz, kuaför, senarist, animasyon yazan 10 bin SSP'li de 2020'de sosyal haklarına kavuşuyor. Devlet Opera ve Bale, Devlet Tiyatroları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Sinema Genel Müdürlüğü çalışanı yılbaşından itibaren sözleşmelerini imzalayacak. Düzenlemeyle mağdur sanatçı kalmayacak. Bu kapsamdaki çalışanların sigortaları 30 gün üzerinden yatacak, kıdem tazminatları birikecek ve izin hakları olacak. Aynı zamanda 16 bakanlıktaki SSP'li personelin de sorunları çözülecek. Atılacak imzalarla bu kapsamda çalışanlar sözleşmeli personel haline geliyor.

BAKAN SELÇUK'TAN EYT AÇIKLAMASI

Konuyu etraflıca inceledik ve birden fazla alternatif üzerinden çalışıp maliyetleri çıkardık. Yüksek maliyetinin yanı sıra sosyal güvenlik reformundan bir geri dönüşü ifade ettiği için ilke olarak da karşıyız. Reformu geriye döndürmek aktüeryal dengenin bozulması demek" dedi

EYT NE ZAMAN ÇIKACAK?

Zaman zaman milletvekilleri tarafından gündeme getirilen EYT yasası 2019'da çıkmadı. Son ana kadar çözüm bekleyen Emeklilikte yaşa takılanlar TBMM'nin tatile girmesi sonrasında umutlarını 2020 yılına taşıdı.

SON DAKİKA EYT HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

KIDEM TAZMİNATI SON DURUM NEDİR?

Kıdem tazminatı, SSK'lı (buna 4A'lı da deniyor) çalışanların güvencesi niteliğinde. İhbar tazminatı da buna dahil. Kıdem tazminatına hak kazanmak için bir işyerinde en az bir yıl çalışmak gerekiyor. Tazminat her bir yıl için 1 aylık brüt ücret kadar oluyor. Ancak üst limiti var. Tavanı ifade eden bu tutar memur maaşlarına yapılan zamma göre her 6 ayda bir değişiyor.

Yeni tavana göre 6.729 lira ve üzeri brüt ücreti olanlar her 1 yıl için 350 lira daha fazla tazminat alacak. 15 yıl aynı yerde çalışıp da bu ay ayrılmayı ya da emekli olmayı planlayanlar, aralık ayına göre 5.250 lira daha fazla kıdem alacak. Kıdem tazminatının tavan tutarı 1 Ocak-30 Haziran arasında 6.017 liraydı. Temmuz ve ocak zamlarıyla yıllık fark 712 liraya çıktı.

SON DAKİKA KIDEM TAZMİNATI HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

EK GÖSTERGE NEDİR

Ek gösterge memurların, aylık ücretlerinin, emekli aylıklarının ve emekli ikramiyelerinin belirlenmesinde önemli unsurlardan biridir. Ek göstergelerin yüksek olması emekli aylığı ve ikramiyesinin de yüksek olması demektir. Bu nedenle memurlar bulundukları unvanların 1'inci derece kadroları için belirlenen ek gösterge rakamlarının yüksek olmasını istemektedirler. Ek göstergesi 3600 olan bir memur ile 2500 olan bir memurun alacağı zam oranı ya da maaş miktarı aynı olmayacaktır. 657 sayılı Devlet Kanunu'na tabi olan öğretmen, polis, din görevlileri, hemşireler gibi birçok meslek grubu ek göstergelerin artışını dört gözle bekliyorlardı.

ÇIKARSA İKRAMİYELERDE CİDDİ BİR ARTIŞ OLACAK

Ek gösterge artışı hem maaşları hem emekli ikramiyesini hem de emekli maaşını artıracak. Ancak gösterge durumuna göre memurdan memura farklılık gösterecek. Maaş artışından yararlanacaklar da ise bu artışlar yıllık 400 lira ile 500 lira arasında değişecek.

TAŞERONLARDA SON DURUM NEDİR?

Kamuda 4/D'li olarak görev yapan taşeron işçilere ekim ayında da 5 günlük ikramiye ödemesi gerçekleştirilecek. Bu noktada eğitim ödemesi olarak yapılacak olan tutarlar öğrenim düzeyine göre değişmektedir. İşçilere ilköğretime devam eden çocuğu olması durumunda 100 TL, ortaokula devam eden bir çocuğu olması durumunda 110 TL, liseye devam etmesi durumunda 120 ve yükseköğretim düzeyinde bir eğitim alması durumunda ise 140 TL ödeme yapılacak.

TAŞERON İŞÇİ SON DAKİKA HABERLERİ

NAFAKA

Adalet Bakanlığı'nın kısa süre önce Meclis'e yeni yargı paketini sunması bekleniyor. Önemli konu başlıklarının yer alacağı yeni yargı paketinde nafaka konusunun olup olmayacağı merak ediliyor. Vatandaşların nafaka konusunda düzenleme beklentisi artmışken bu konunun en kısa sürede TBMM'de konuşulması isteniyor.

Anayasa Mahkemesi'nden çok önemli nafaka kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), gelirden yüksek nafakayı hak ihlali saydı. Konya'daki nafaka davasıyla ilgili nafaka miktarını artıran yerel mahkemenin kararını bozan AYM, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Konya'da eşinden boşanan 4 çocuk babası, velayetlerin verildiği eski eşi ve çocukları için ödediği toplam 1000 liralık nafakanın maaşından fazla olduğunu iddia ederek, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi'nin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, eşinden 2011'de boşanan dört çocuk babası İbrahim A.'nın, eşine ayda 100 lira, her çocuk için 75'er lira nafaka ödemesine karar verildi.

İbrahim A.'nın boşandığı eşi, kendisi ve çocukları için hükmedilen nafaka miktarının artırılması için 2014'te dava açtı. Dava dilekçesinde, velayetleri ev hanımı olan ve geliri bulunmayan annede bulunan çocukların dördününün de öğrenci olduğu, birinin üniversitede okuduğu belirtildi.

Davaya bakan Konya 4. Aile Mahkemesince, tarafların ekonomik durumu araştırıldı.

Kolluk tarafından yapılan araştırmada, "Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde memur olan başvurucu İbrahim A.'nın aylık geliri hakkında bilgi edinilemediği, ikinci kez evlenen İbrahim A.'nın eşinin öğretmen olduğu, babasına ait evde kira vermeden oturduğu, 4 çocuğun velayetinin bulunduğu annenin ise ilkokul mezunu olduğu, babasına ait evde oturduğu, nafaka dışında 200 lira belediyeden yardım parası aldığı, çocukların ikisinin il dışında, ikisinin ilköğretim çağında öğrenci olduğu" belirlendi.

MAHKEME NAFAKA MİKTARINI ARTIRDI

Konya 4. Aile Mahkemesi, bunun üzerine İbrahim A.'nın eski eşe aylık 250, üniversite öğrencisi çocuk için aylık 300, diğer üç çocuk için ayrı ayrı 150 lira nafaka ödenmesine karar verdi.

ESKİ KOCA İTİRAZ ETTİ

İbrahim A. ise hastanede şirket elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, maaşının 950 lira olduğunu, maaşından daha yüksek miktarda toplam 1000 lira nafakaya hükmedilmesinin haksız olduğunu iddia ederek, kararı temyiz etti.

Başvurucu, kararın Yargıtay tarafından onanmasının ardından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

KARAR

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 17. maddesinde koruma altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Gerekçede, tarafların ekonomik durumlarının araştırılması sırasında sadece kolluk tarafından verilen bilgileri esas alan mahkemenin, başvurucunun boşandığı eşi ve dört çocuğu için 1000 lira nafaka ödemesine karar verdiği hatırlatıldı.

Mahkemenin, başvurucunun memur olarak çalıştığını kabul edip aylık geliri hakkında bilgi sahibi olmadan karar verdiği belirtilen gerekçede, başvurucunun memur olarak değil, şirket elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, 950 lira aylık aldığını iddia ettiği kaydedildi.

"AYLIK GELİR ARAŞTIRILMAMIŞ"

Başvurucunun bu iddiasının doğru olması durumunda ödeyeceği 1000 liralık nafaka miktarının ölçülü olmadığı ifade edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Başvurucunun geliriyle ilgili iddialarını sunmasına karşın derece mahkemesi başvurucunun çalıştığı kurumla iletişime geçmemiş, aylık gelirini araştırmamış, kararda da bu iddiayla ilgili bir gerekçe ortaya koymamıştır. Derece mahkemelerinin kararları başvurucunun davanın sonucuna etkili olabilecek iddia ve itirazlarına cevap verecek nitelikte yeterli bir gerekçe içermemiştir. Bu sebeple kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının korunmasına yönelik usule ilişkin güvencelerin yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır."

Yüksek Mahkeme, kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılarak ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Konya 4. Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.