1 milyon taşeron 2 Nisan’da kamu personel olacak

Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, kamudaki taşeron sistemini sona erdiren düzenlemenin çalışma hayatında bugüne kadar yapılan en büyük devrim olduğunu söyledi. 1 milyon kişiyi ilgilendiren düzenlemenin ayrıntılarını TAKVİM’e anlatan Arslan “ Türkiye’nin taşeron sistemini kaldırması küresel sermayeye ve kapitalizme meydan okumak anlamına geliyor“ diye konuştu.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 22 Ocak 2018 Güncelleme 22 Ocak 2018, 01:54
1 milyon taşeron 2 Nisan’da kamu personel olacak

İÇİNDEKİLER

YILLARDIR BEKLENEN TAŞERON DÜZENLEMESİ NİHAYET GERÇEKLEŞTİ. SİZCE BEKLENTİLER TAM OLARAK KARŞILANABİLDİ Mİ?
Bu meseleye beklentilerin karşılanması açısından değil de yapılan işin büyüklüğü ve önemini dikkate alarak bakmak lazım. Kamuoyu henüz taşeron sisteminin kaldırılmasının nasıl büyük bir iş olduğunun farkına varmış değil. Hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu düzenleme ile Türkiye'de ve dünyada küresel güçlerin ülkelere dayattığı 'kamu hizmetlerini tasfiye et, bu hizmetleri özel sektör eliyle ver' politikasına açıkça meydan okuduğunu söylemek lazım. 20.yüzyılın ortalarından itibaren IMF ve Dünya Bankası'nın baskılarıyla Türkiye ve birçok ülke devleti küçültmek için bazı kamu hizmetlerini özel sektöre devretti. Bunun nasıl bir tuzak olduğunu yıllar içinde gördük. Et ve Balık Kurumu başta olmak üzere Türkiye'nin ciddi kurumları tasfiye edildi, yerlerine yenisini koyamadık. 80'lerden itibaren kamu hizmetlerinin taşerona devredilmesi hem bu hizmetlerin kalitesini düşürdü hem de büyük verimlilik sorunlarına neden oldu. Küresel güçlerin ve kapitalizmin bize dayattığı taşeron sistemine son vermek tarihi bir adımdır. Türkiye açıkça küresel güçlere meydan okumuştur. Taşeron düzenlemesi çalışma hayatında yapılmış en büyük reformdur, hatta devrimdir. O sebeple taşeronun kaldırılması sadece 1 milyon kişiyi ilgilendiren bir iş değil Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek önemde bir gelişmedir.


YAKLAŞIK 1 MİLYON TAŞERON STATÜSÜNDEN KAMUYA GEÇECEK. BU KAMUNUN SIRTINA İLAVE BİR YÜK GETİRECEK Mİ?
Kesinlikle getirmeyecek. Taşeronun kaldırılması başlı başına bir tasarruftur. Taşeron firmalar eliyle verilen kamu hizmetinde ciddi bir verimlilik sorunu vardı. Bunun dışında 2014 yılında çıkarılan kanunla kamu kurumlarında ve yerel yönetimlerde çalışan taşeronların bütün özlük hakları zaten devlet güvencesindeydi. Yani taşeron firma çalıştırdığı işçinin kıdemini ödemediğinde fatura devlete kesiliyordu. Bu da yetmiyor üzerine bir de taşeron firmaya kar payı ödemesi yapılıyordu. Üstelik kamu ihale kanuna tabi olunduğu için devletin kasasından ayrıca yüzde 18 de KDV çıkıyordu. Nasıl bir sistemdir ki bu, her şey kamunun üzerinde ama taşeron firma aradan pay alıyor? Bu düzenleme ile devletin sırtındaki taşeron firma kamburu atılmış oldu. Kamuya alınacak işçiler 3 yıl boyunca mevcut toplu sözleşmeler üzerinden devam edecekler. Kamuya ilave hiçbir yük gelmeyecek. Özetleyecek olursak, taşeron düzenlemesinin kamuyu zarar ettireceği iddiaları külliyen yalandır.


TAŞERON FİRMALARDAN DÜZENLEMEYE YÖNELİK ELEŞTİRİLER VAR. MAĞDUR EDİLDİKLERİNİ SÖYLÜYORLAR. BUNLARA CEVABINIZ
NEDİR?
Maalesef bazı çevreler ve firmalar diğer firmaları da örgütleyerek suyu bulandırmaya çalışıyor. Mağdur edildiklerini söyleyenlere aldıkları tüm ihalelerin tazminatları devlet tarafından ödenecek. Buna rağmen rahatsızlar, çünkü başka iş yapmıyorlar. İhaleyi bir şekilde alıp işçinin sırtından kolay para kazanıyorlardı. Şimdi kaynakları kesildiği için ortalığı karıştırıyorlar. Öyle taşeron firmalar var ki; adam adres olarak bir köy evini gösteriyor. Gidip bakıyorsun orada şirket falan yok. Artık herkes bu sistemin değiştiğini ve taşeronun kalktığını kabul etmek zorunda. Kamuda ve yerel yönetimlerde, özel idarelerde artık taşeron çalıştırılmayacak. Kamu bundan sonra hizmeti yönetmeliklere bağlı olarak kendi bünyesindeki işçiler üzerinden verecek. Taşeron firmalar da bu gerçeği bilerek yeni döneme kendilerini adapte etmeli.

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? TAŞERONİŞÇİLERİN KAMUYA GEÇMELERİ NE ZAMAN TAMAMLANACAK?
2 Nisan itibariyle süreç tamamlanacak. Şu anda herkesin dilekçesi alındı, başvurular yapıldı. Güvenlik soruşturmaları başlatıldı. Zaten geçiş süreci 3 ay olarak düzenlenmişti. Şimdi hızlı bir şekilde sınavlar yapılacak. 3 aylık geçiş sürecinin ardından kamuda taşeron sistemi bitmiş olacak.

KADROYA GEÇİŞ İÇİN YAPILACAK SINAV VE GÜVENLİK SORUŞTURMASI BOYUTU ÇOK ELEŞTİRİLİYOR. BAZI İŞÇİLERİN BU AŞAMALARDA ELENECEĞİ İDDİALARI VAR. BU KONUDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ?
Bakın eleştirilere saygımız var ama haksız suçlama ve iftiralara da bir cevap vermek zorundayız. Sınavlarda kesinlikle bazı çevrelerin iddia ettiği gibi bir torpil ve ayrımcılık olmayacak. Okuma yazması olmayan işçi kardeşlerimiz için bile sözlü mülakat yapılacak. Henüz netleşmemekle beraber her kurum kendi sınavını kendisi yapacak. Sınav bir zorunluluktan kaynaklanıyor ve formalitenin ötesine geçecek bir mesele değil. Güvenlik soruşturmasına gelince, kamuda çalışacak bir işçi elbette ki soruşturulur. 15 Temmuz ihanetinde kamuya sızan hainlerin neler yaptığını unutmadık. Devlet kendisini koruyacak tedbirleri muhakkak alacaktır. Ama kimse buradan 'bazı işçiler tasfiye edilecek' gibi anlamlar çıkarmasın. Böyle bir şey yok. Kim, hangi kurumda çalıyorsa kadroya da o kurumda geçecek. Düzenlemede bazı eksiklikler tabi ki var. Ama bunlar büyük resmi görmemize engel olmasın. Biz KİT'lerde çalışan işçi kardeşlerimizin de düzenlemeye dahil edilmesini istiyoruz. Şu aşamada böyle bir şey yok ama bundan olmayacağı anlamına gelmez. Sendika olarak yapılan doğrulara teşekkür edeceğiz, eksiklerin giderilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.

KÜRESEL SERMAYEYE MEYDAN OKUDUK

GEÇİCİ MEVSİMLİK İŞÇİLERİN DURUMU İLE İLGİLİ YENİ BİR GELİŞME SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ?
Hak- İş olarak 10 yıldır geçici mevsimlik işçilerimizle ilgili çalışmalar yürüttük. Gelinen nokta itibariyle onların 5 ay 29 günle sınırlı çalışma süreleri Maliye Bakanlığı onayıyla 9 ay 29 güne yani 10 aya çıkarıldı. Tabi ki amacımız kadroydu ama çalışma süresinin 10 aya yükselmesi bile önemli bir kazanımdır. Üzerinde durduğumuz bir diğer önemli konu 4 C'lilerin durumuydu. Onlar da 4 B'li statüsüne geçti. Artık sözleşmeli personel olma hakkı kazandılar. Biz Hak- İş olarak bütün bu kazanımlardan memnunuz ama işçilerimizin sorunlarını da gündemde tutmaya devam edeceğiz.

TAŞERON DÜZENLEMESİNDEN SONRA DİĞER SENDİKALARDAN HAK- İŞ'E YÖNELİK ELEŞTİRİLER VAR. BUNLARA CEVABINIZ NEDİR?
Çalışma hayatı dinamik bir alan. Hiçbir şey 20 yıl önceki gibi değil. Artık kimse 20 yıl öncenin sloganlarıyla, soğuk savaş dönemi argümanlarıyla sendikacılık yapamaz. Yapanlara saygılıyız ama onların yaptığı maalesef sendikacılık değil. Sendikalar arasında bir çatışma algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu düzenlemeyle Hak-İş'in kazançlı çıkacağı propagandası yapıyorlar. Hak-İş üyesi olmayanların kadroya alınmayacağı gibi ahlak dışı söylemleri dile getiriyorlar. Biz 10 yıldır bu işçileri kadroya aldırmaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 5 Aralık günü müjdeyi verdiğinde bizim Türkiye genelinde zaten 330 bin taşeron üyemiz vardı. Sendikalar arası rekabet elbette ki olacak ama bunun ahlaki bir düzlemde gerçekleşmesi lazım. Hak-İş'in üye sayısının neden arttığını soruyorlar. Ne yapacağız, yeni üye almayacak mıyız? Bu bizim doğal hakkımız. Çatışmadan, kavgadan kimse fayda sağlayamaz. Türkiye'ye yeni sorunlar getirmiş oluruz.

TEŞEKKÜR
Bu düzenlemede emeği geçen sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza teşekkür ediyorum. Bazı lobiler bu arkadaşlarımızın kadroya geçişine engel olmak istedi. Hatta "Kadro verirseniz bu işçiler çalışmaz" diyenler bile çıktı. Bu kadar içi boş, mesnetsiz bir iddia olamaz. Bu işçilere bir haksızlıktır. Tam tersine kamu işçisi olarak daha verimli çalışacaklar.


ZAFER ŞAHİN