Krizi Roubini'den önce bilmişti

Ne kriz kahini Roubiniler, ne de Nobelli ekonomist Krugmanlar… Dünya henüz 'bolluk' döneminin sarhoşluğunu yaşarken T.C. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz uyarıyordu:'Dünya iflasa doğru gidiyor'

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Krizi Roubini'den önce bilmişti
Durmuş Yılmaz , bu sözleri sarf ettiğinde dünya henüz ekonomik anlamda pembe tabloları yaşıyordu. Piyasalara hakim olan durgunluk likidite takviyesiyle aşılmaya çalışılıyordu.

13 Mart 2007 tarihinde Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) ve Dünya Gazetesi tarafından Kayseri'de düzenlenen Para Politikaları konulu konferansa katılan T.C. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz uluslar arası piyasalarda yaşanan durgunluğun krizin habercisi olduğundan bahsediyordu.

Haber7'den Hakan Göksel'in haberine göre, Yılmaz bu konuşmasını yaptığında henüz kriz lafını diline dolamamıştı. Yılmaz'ın bu sözleri söylemesinden tam 3 ay sonra dünya yeni yeni krizi konuşmaya başlayacaktı.

''Dünya İflasa doğru gidiyor''


Küresel ekonomide risk ve fazla kazanma iştahı dünya ekonomisindeki tehlike çanlarına aldırış etmiyor Merkez Bankaları para sürerek durgunluğu aşmayı planlıyordu. Evdeki hesap pazara uymadı. T.C. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın durgunluğun olduğu dönemdeki iddiası 'Dünyanın iflasa sorununa doğru gidiyor' olmasıydı.Para politikaları toplantısında konuşan Yılmaz gerekçelerini sıralıyordu.

Piyasalarda likidite sorunu yaşandığını ifade eden Yılmaz, 'Dünya iflas sorununa doğru gidiyor' derken dikkatleri üzerine çekiyordu. Çünkü Yılmaz; küresel dalgalanmanın daha kötü sonuçlar doğuracağını tahmin etmişti.

Durmuş Yılmaz, "Merkez bankaları, bugüne kadar ortaya çıkan sorunu çözebilmek için piyasaya likidite verdiler. Şu ana kadar yaşadığımız sorun likidite sorunuydu, fakat bundan sonra artık iş, iflas sorununa doğru gitmek üzere" diyerek tehlikenin büyüklüğüne anlatmak istemişti.

Yılmaz konuşmasının devamında " İflas sorununa gittikçe eğer verilen krediler geri dönmeyecekse, faiz oranları artık işlevini kaybediyor demektir.

Dolayısıyla yavaş yavaş bu konuda piyasadan sinyaller gelmeye başladı. Yaşanan finansal dalgalanmanın dünyadaki büyümeyi yavaşlatacağı tahmin ediliyor.

Önümüzdeki dönemde bütün ülkelerde bir yavaşlama olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu yavaşlamanın süresi ve derinliğinin ne olacağı konusundaki görüşler farklı" diyordu.

Finans piyasalarında özellikle gelişmiş ülkelerde, ABD'de bir dalgalanmanın ortaya çıktığını, buna "eşik altı" denilen konut kredilerindeki ödeme güçlüklerinin neden olduğunu söyleyen Yılmaz, dalgalanmanın boyutunun 2006 yılına göre daha yüksek seyrettiğini anlatmıştı.

Türkiye'de hangi piyasaları etkileyeceğini anlatmıştı

Durmuş Yılmaz'ın tahminleri yalnız finansal piyasalar ve büyüme oranları ile sınırlı değildi. Yılmaz'a göre bu durgunluk ve finansal piyasalardaki geri dönüşlerin aksamasıyla reel sektörü de vurması kaçınılmaz görünüyordu.

Çıkması muhtemel krizin Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin öngörülerini de paylaşan Yılmaz; "Durgunluğun Türkiye üzerinde önemli bir etkisini bugün itibariyle görmedik.

Ancak etkilenmeyeceğiz diye bir şey yok. Risk yönetimini iyi yapmamız gerekmektedir.

Finansal dalgalanmaların Türkiye üzerindeki etkilerinin ticaret kanalı (dış talep) ve sermaye akımları (portföy ve kredi) yoluyla ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir" demişti.

Yılmaz Türkiye ekonomisinin başlıca ihracat pazarları Avrupa ülkelerine, ABD merkezli bir krizin sıçraması ile ikincil bir sıkıntının baş göstereceğine dikkat çekiyordu.

Yılmaz, finansal piyasalarda risklerin fiyatlanmasında güçlük yaşanması nedeniyle yurt için bankaların ve reel sektörün kredi bulmasından sıkıntılar yaşayabileceğini ve kredi bulmakta sıkıntı çekeceğini belirtmişti. Bununla da kalmamış Yılmaz iç talebin sınırlanacağını görüşünü ileri sürmüştü.

Türkiye'nin risk priminin, diğer gelişmekte olan ülkelere paralel olarak arttığını söyleyen Yılmaz, içinde bulunulan dönemin (Mart 2007) 2006 yılı ile kıyaslandığında Türkiye'nin risk priminin göreli olarak istikrarlı bir seyir izlediği dikkat çekmekteydi.

Türkiye'deki finansal sistemin olası krize rağmen sağlamlığını koruduğunu söyleyen Yılmaz; reel sektörün kısa vadeli borç yükünün fazla olduğunu; reel sektörün de krizden etkileneceği konusunun altını çizmişti.

Yabancı para cinsinden geliri olan sektörlerin (turizm, ihracat vb) doğal koruma altında olduğunu söyleyen Yılmaz, diğer sektörlerin kur riskine karşı dikkatli olması gerektiğini altını çizmişti.

Kriz kahini Roubini 'dibe 12 basamak' öngörüsünü ortaya attığında 2007'nin haziran ayıydı. Nobelli Krugman'ın henüz adı geçmiyordu. T.C. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz o zaman krizin gelişini böyle anlatmış ve uyarmıştı.

Not: Yılmaz'ın 13 Mart 2007 tarihinde yaptığı konuşmanın notlarına www.tcmb.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz…