İÇERİDEKİ HAİN! İran'ı İranlılar mı yok ediyor! İsrail'in 'Ahtapot Doktrini' planı ve Tahran'daki MOSSAD ajanları
Dünyanın anbean takip ettiği İsrail-İran savaşında gerilim devam ederken Tel Aviv'in özellikle bilim insanlarını hedef alması dikkat çekti. Ancan bu bilim insanlarının hava saldırılarında değil de araçlarına yerleştirilen bombalar ile öldürülmesinin ardından "İran'da MOSSAD ajanları mı var?" sorusu akıllara geldi. İranlı gazeteci Ferişte Sadeghi, İsrail'in İranlılardan devşirdiklerini eğiterek yeniden İran'a gönderdiğini söyledi. Konuyla ilgili takvim.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Güvenlik Analisti Hurşit Dingil, İsrail'in 'Ahtapot Doktrini' planının devrede olduğuna dikkat çekerken ABD'nin THAAD füze savunma sistemleri ile sürece nasıl dahil olduğunu anlattı.
Gazze'de bir yılı aşkın bir süredir soykırım yapan katil İsrail, 13 Haziran'da İran'daki bir nükleer tesise düzenlediği saldırı ile savaşın fitilini ateşledi.
İran'ı İranlılar mı yok ediyor!
İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı.
İsrail özellikle nükleer tesisleri hedef almasının nedenini şu ifadelerle açıkladı:
"Bu kişilerin ortadan kaldırılması rejimin (İran'ın) kitle imha silahlarına ulaşma kabiliyetine önemli bir darbe vuracaktır"
Kaynak: Takvim.com.tr
İSRAİL İÇİN ÇALIŞAN İRANLILAR!
İsrail'in saldırılarının hemen hemen hepsinin hava saldırısı değil de suikast olması ise dikkat çekici. İranlı gazeteci Ferişte Sadeghi, İsrail için çalışan İranlıların olduğunu "İsrail'in İranlılar arasından ajanlarını seçtiği, eğittiği ve küçük bir profesyonel ordu şeklinde geri gönderdiği, yıllarca İran'a bombalar, patlayıcılar, drone ve füze parçaları soktuğu ve ülke genelinde uyuyan hücreler oluşturduğu ve şu anda bu hücrelerin aktif hale getirildiği düşünülmektedir" ifadeleriyle anlattı.
İranlı gazetecinin paylaşımı (Ekran görüntüsü)
Nitekim bunu konu hakkında İran basınında yer alan bir haberde İsmail Fikri adlı bir İranlının "Mossad adına casuslukta bulunmaktan dolayı suçlu bulunduğu" belirtilmiş daha sonrasında söz konusu ismin idam edildiği açıklanmıştı.
İsrail'in İran saldırısı (AA)
Konuyla ilgili takvim.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Güvenlik Analisti Hurşit Dingil, "Burada da kuvvet de muhtemel İran'a muhalif gruplar üzerinden ciddi bir insan kaynağı, devşirme, geliştirme olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada ekonomik şartlar, sosyal şartlar, çeşitli kurumlarda çalışan kişilerin, farklı motivelerinin kullanılması ve bunların değerlendirilmesiyle bu yönde bir insan istihbarat kaynağının geliştirildiğini söyleyebiliriz. İkinci aşama bu insan kaynaklarının, insan istihbaratının aynı zamanda tahkim edilmesi yani donatılması meselesi. İşte burada da bu tür dronların, mini İHA'ların, akıllı teknolojilerin içeriğe peyderpey parça parça sızdırıldığını görmekteyiz" dedi.
Güvenlik Analisti Hurşit Dingil'in hazırladığı grafik (Takvim.com.tr)
AHTAPOT DOKTRİNİ
İsrail'in İranlılar içinden seçtiği ajanları kullanmasının Tel Aviv yönetiminin "Ahtapot Doktrini" olduğunu söyleyen Hurşit Dingil, "2018 yılında İsrail eski Başbakanı Naftali Bennett'in güvenlik doktrin ve uygulamalarına kazandırdığı Ahtapot Doktrini aslında bu noktada oldukça belirleyici. Ahtapot Doktrinine göre İran'ın vekil güçleriyle uğraşmak yerine doğrudan İran'ın kendisiyle uğraşılması gerekiyor ve daha çok Tahran'a odaklı bir stratejinin izlenmesi gerekiyor. İran ilk aşamada bu içerideki iç güvenlik zafiyetini eee çözmesi gerekiyor. Ahtapot Doktrininin Tahran'a yönelik stratejisinin nasıl şekillendiği de aslında oldukça önemli bir konu. Buna göre iki temel öncelikli hedeften bahsedebiliriz. Birincisi Devrim Muhafızları ordusunun komuta kademesi ama burada önemli bir öncelik alanı olarak ise havacılık ve uzay kuvveti kuvvetleri komutanlığı diye söylemek mümkün. Diğer taraftan ikinci konu ise nükleer bilim adamları ve aynı zamanda nükleer tesisler şeklinde sınıflandırabiliriz. Nükleer bilim adamlarına yönelik suikast örnekleri de Muhsin Fahrizade suikastinde olduğu gibi benzer şart ve koşullarda yine içeriden sızıntılar kullanılarak, içeriden yardımcı unsurlar kullanılarak gerçekleştirildi. Ve yine aynı taktik taktiklerin kullanıldığını görebiliyoruz" şeklinde konuştu.
THAAD füze savunma sistemi (AA)
ABD'NİN THAAD FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ
ABD'nin her ne kadar "bizim alakamız yok" dese de ilgisinin olduğunu dile getiren Dingil şu ifadeleri kullandı:
Biz bugün de İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği bu balistik füze saldırılarında bu sistemlerinin kullanıldığını açıkça görebiliyoruz. Her ne kadar Amerika burada rolünün olmadığını söylese de aslında bilhassa bu balistik füzelerin öncesinden erken uyarı şeklinde ihbar edilmesi, haber edilmesi, tespit edilmesi ve imhasında Amerika'nın eğer çeşitli roller üstlendiğini görebiliyoruz. Çünkü bu THAAD olarak adlandırılan sistemler İran'dan ya da bölgedeki herhangi bir yerden balistik füzeleri fırlatılmasından son aşamaya kadar takip edebilen bir sistemler. Bunların entegre bir yapısı var. Radarlar yoluyla elde ettiği tespitleri uydulara aktarabiliyor. Bir entegre bir iletişim sistemi var ve bu entegre iletişim sistemi sayesinde çok önceden balistik füze fırlatılmasıyla birlikte hemen ondan haberdar olunup ona yönelik önlemlerin geliştirilmesi için süreci başlatıyor diyebiliriz.