Katil İsrail meşruiyetini kaybetti: Hamas’a kimyasal silah iftirası ile kazanamaz! Netanyahu ile ordu arasında güven krizi

Aksa Tufanı hezimetinin ardından İsrail ordusu ile Netanyahu arasında güven krizi patlak verdi. İsrail basını İsrail yönetimindeki soğuk savaşa dikkat çekerken İngiliz gazetesi the Economist ise “İsrail meşruiyetini kaybediyor” başlıklı haberde Batı’nın İsrail’e desteğinin sonsuza kadar devam edemeyeceğine dikkat çekti. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ise çareyi Batı’nın bin yıllık işgal yalanına başvurmakta buldu.

Giriş Tarihi 23 Ekim 2023, 15:00 Güncelleme 23 Ekim 2023, 21:37
Katil İsrail meşruiyetini kaybetti: Hamas’a kimyasal silah iftirası ile kazanamaz! Netanyahu ile ordu arasında güven krizi

İÇİNDEKİLER

Soykırımcı İsrail Batı'nın desteğini arkasına alarak Gazze'de katliama devam ederken İsrailliler Başbakan Benjamin Netanyahu'nun görevden ayrılmasını istiyor. İsrail gazetesi Haaretz, İsrail ordusu ile Netanyahu arasındaki güven krizine dikkat çekerken İngiliz gazetesi the Economist ise Netanyahu'nun meşruiyet penceresinin daraldığını belirtti. İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog Hamas'a kimyasal silah iftirası atarak İsrail'in soykırım suçunu aklamaya çalışsa da katil devlete meşruiyetini geri veremeyecek.

İSRAİL'DE GÜVEN KRİZİ: ORDU İLE NETANYAHU ARASINDA SOĞUK SAVAŞ

Hamas'ın düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu'nun İsrail'de yarattığı şokun ardından suçlu Netanyahu ilan edildi. İsrail gazetesi Haaretz, "Netanyahu ordu aleyhinde delil topluyor. Yaptığı özel görüşmelerde neden suçlanamayacağını açıklıyor ve sürekli istihbarat bilgisi almadığını söylüyor." İfadesini kullanırken Netanyahu'nun Hamas ile savaş başladıktan 4 gün sonra savaş muhabirleriyle koordinasyon için bir sözcü atadığına dikkat çekti. Savaş esnasında yapılan bu aramanın normal olmadığı belirtilirken üst düzey İsrail komutanlarının Hamas saldırısını öngörememenin sorumluluğunu üstlendiği, Netanyahu'nun ise sorumluluk almadığına dikkat çekildi.

3 BAKAN İSTİFA EDİYOR

Tüm bunların Netanyahu ile ordu arasında bir güven krizi olduğunu gösterdiği belirtilirken bu krizin Gazze savaşında ortak karar almayı zorlaştırdığına dikkat çekildi. Öte yandan Yediot Ahronot gazetesine göre 3 İsrailli bakan Netanyahu'ya 7 Ekim'de Gazze Şeridi sınırında yaşananların sorumluluğunu üstlenmesi için baskı yapmak amacıyla istifa edecek. Adı açıklanmayan bir bakan, "Geldiğimiz durum inanılmaz ve onun (Netanyahu) devam etmesine kesinlikle izin verilmemeli." dedi.

Bakan, Netanyahu'nun 7 Ekim olaylarının sorumluluğunu üstlenmemekte ısrar ettiğini ancak kendisini bekleyen öfke dalgasına karşı direnebileceği düşüncesinde olanların az olduğunu belirtti.

Bakanın yanı sıra Netanyahu'ya yakın isimlerin görüşlerine de yer verilen haberde bir kişi şu ifadeleri kullandı:

"Başbakan'ın savaşın ortasında bunun kendi sorumluluğunda olduğunu açıklaması neden gerekli? Bu dönemde böyle bir şeye gerek yok. Aksine, bu türden bir ilan, güvenlik, strateji ve belki de genel ahlaki düzeyde zararlı olabilir."

Netanyahu'ya yakın isim savaşın ortasında "Başbakan'ın istifa etme gibi bir niyeti bulunmadığını, bu konunun gündemde olmadığını" kaydetti.

Haberde ayrıca siyasi kaynakların, Netanyahu'nun suçunu kabul etmeyeceğini çünkü bunun, onun karakterinin bir parçası olmadığını belirterek, "Görev süresi boyunca hiçbir şey için özür dilemedi ve şimdi de özür dilemesi pek mümkün görünmüyor." dediği aktarıldı.

Haaretz gazetesinde dün çıkan haberde de Netanyahu'nun 7 Ekim'deki saldırıların tahmin edilememesinin sorumluluğundan kaçmaya ve bu sorumluluğu İsrail ordusuna yüklemeye çalıştığı belirtilmişti.

Yediot Ahronot gazetesi, bugün yayımlanan bir haberinde, abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki güncel gelişmeler konusunda Netanyahu ile İsrail ordusu arasında güven krizi yaşandığını yazmıştı.

Gazetenin bir başka haberinde de İsrail'de yapılan bir ankete yer verilmiş; katılımcıların yüzde 66'sının 7 Ekim'de yaşanan hatalardan dolayı Başbakan Binyamin Netanyahu'nun savaşın ardından istifasını istediği belirtilmişti.

ECONOMIST: İSRAİL MEŞRUİYETİNİ KAYBEDİYOR

İngiliz the Economist gazetesi ise "İsrail'in meşruiyet penceresi daralıyor" başlıklı haberde İsrail'in savaşa hazır bir ülke olduğu belirtildi.

"15 GÜNDÜR KARA HAREKATI BAŞLAMADI"

"Hamas'ın İsrail'e saldırmasından 15 gün sonra kara harekatı henüz başlamadı. Gecikmenin bir nedeni son dakika diplomasisinin umutsuz telaşı." İfadelerinin yer aldığı haberde İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın "kısa ve keskin" bir savaşa girmek istediği Netanyahu'nun ise tereddüt içinde olduğu belirtildi.

İsrail'in müttefiklerinin baskısı altında olduğuna dikkat çeken the Economist, ABD'nin İsrail'e mevcut durumdan daha fazla destek veremeyeceğini belirtti.

BIDEN'IN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ÖNERİSİ

İsrail'in Batılı ve Arap müttefikleriyle meşruiyet penceresini genişletebilmesinin yolunun "Hamas'ı ortadan kaldırması halinde Filistin için hazırlanan plana dahil olmayı kabul etmesinden geçtiğini belirtti ve Biden'ın 21 Ekim'de "iki devletli çözümden vazgeçemeyiz" şeklindeki sosyal medya paylaşımını hatırlattı.

EN KULLANIŞLI İŞGAL YALANI: KİMYASAL SİLAH

Batı basını açıkça İsrail'in meşruiyetini kaybettiğini yazarken İsrail Cumhurbaşkanı Yitzag Herzog ise yeniden kimyasal silah yalanına sarıldı. Hamas savaşçılarının kimyasal silah yapımına ilişkin talimatlar taşıdığını ortaya atan Herzog, ABD'nin 2003'te Irak'ı işgal ederken kullandığı Batı'nın en kullanışlı işgal yalanını bir kez daha ortaya attı. Fakat Gazze'de açıkça soykırıma imza atan İsrail'i kimyasal yalanı da kurtarmayacak.

İŞGALCİ İSRAİL İDDİALARI YALANLADI
İşgalci İsrail Başbakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmayı, taraflar arasında "yakın ve tam uyum olduğunu" belirterek, abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki "savaşın ortasında devletin zirvesinde güven krizi olduğu" iddialarını yalanladı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, yayınladıkları ortak açıklamada, "İsrail'in Hamas'a karşı kesin bir zafer elde etmesi için sürekli tam ve yakın işbirliği içinde olduklarını" ifade etti.

Taraflar arasında "tam ve karşılıklı güven olduğu" belirtilen açıklamada, basından sorumlu davranması, "birliği ve askeri güçleri bozacak asılsız haberlerden kaçınılması" istendi.

BASIN FİKİR AYRILIĞINA DİKKATİ ÇEKMİŞTİ
Yediot Ahronot gazetesi, İsrailli siyasi ve askeri yetkililere dayandırdığı haberinde, Gazze'ye kara harekatı yaklaşırken Netanyahu, Gallant ve Genelkurmay Başkanı Halevi'nin arasında güven krizleri yaşandığını yazmıştı.

Netanyahu'nun yaşananlardan dolayı orduyu suçlamaya çalıştığı bunun yanı sıra komuta kademesinin gelen emirleri uygulamakta isteksiz davrandığı belirtilmişti.

Hamas'ın 20 Ekim'de 2 ABD'li esiri serbest bırakmasının ardından, ABD'nin, diğer esirler konusunda da siyasi müzakere yapılmasını istediği aktarılan haberde, ABD'nin Gazze'ye yönelik kara harekatının ertelenmesi için İsrail'e baskı yaptığı ifade edilmişti.

Savunma Bakanı Gallant ve ordu komuta kademesinin Lübnan'da Hizbullah'a karşı önleyici bir hava saldırısı düzenlenmesi tavsiyesine rağmen Netanyahu'nun buna karşı çıktığı paylaşılmıştı.

ABD'nin İsrail'e büyük askeri yardımı ve uçak savaş gemilerini göndermek için Hizbullah'ın savaş başlatmasını şart koştuğu için Netanyahu'nun ilk önce Lübnan'a saldırı emri veremediğine işaret edilmişti.

Gazeteye isminin gizli kalmasını isteyerek konuşan bir bakanın Netanyahu için "korkak" ifadesini kullandığı kaydedilmişti.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari'nin düzenlediği bir basın toplantısında, ordunun kara harekatı için hazır olduğu ve "siyasi iradeden gelecek emri beklediği" yönündeki açıklamasının da Netanyahu'nun ağır davranmasına gönderme olduğu aktarılmıştı.

SAVUNMA BAKANI ÖNCE KUZEYDE LÜBNAN'A SALDIRI İSTİYOR
İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın geçmişten gelen fikir ayrılıklarının yaşanan krizle bir kez daha gün yüzüne çıktığına dikkati çekiliyor.

Netanyahu'nun martta görevden aldığı ancak daha sonra sokaktaki protestoların ardından görevine iade ettiği Savunma Bakanı Gallant'ın asıl isteğinin önce kuzeyde Hizbullah ile savaşmak olduğu belirtiliyor.

Gallant'ın bu isteğine karşı çıkan Netanyahu'nun, Savunma Bakanı'nın bu fikirlerini Amerikalı yetkililere aktarmasına izin vermediği belirtilmişti.

Netanyahu'nun sadece askeri manevralar konusunda değil, "sonrasında yaşanacak siyasi fırtınada da Gallant ve Halevi'yi suçlamaya hazırlandığı için tarafların aralarındaki ilişkilerinin bozulduğu" değerlendiriliyor.

Hamas'ın elindeki İsrailli esirlere ilişkin bir çıkmazla karşı karşıya kalındığını ve "hükümetin temel konularda mutabakata varmakta zorluk yaşadığı" vurgulanmıştı.

"HAMAS'I ORTADAN KALDIRMAK HEDEFİNE" ORDU ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYOR
Netanyahu ve Gallant'ın kamuoyuna sunduğu "Hamas'ı ortadan kaldırmak" hedefinin İsrail ordusu tarafından "şüpheyle değerlendirildiği" belirtiliyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi'nin "ordunun Hamas'ın askeri lideri Yahya Sinvar'ın emri altındaki tüm örgütsel altyapıyı çökerteceği" yönündeki açıklamasına dikkati çekildi.

Yedioth Ahranot gazetesi bunun sadece Gazze şehrinde mi yoksa tüm Gazze Şeridi'nde mi olduğunun açıklanmadığı, ordu ve hükümetin "savaşı kazandıklarına" ne zaman karar vereceklerinin belirlenmediğini vurgulamıştı.