Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Mart 2018

‘Pilot’ üniversite!

Birileri aksini iddia ediyor olsalar da Türkiye'de hakikaten iyi şeyler oluyor... Detaylara girip rakamları konuşturduğunuzda çok iyi anlaşılabilecek bu hususu, genel görüntüye bakarak anlayabilmek te mümkün.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve benzeri büyük şehirler bir yana, nispeten taşra kabul edilebilecek diğer şehirlerimizin tamamı, bundan 15-20 yıl öncesi ile mukayese kabul etmeyecek derecede gelişmiş durumda.
Yapılaşmanın dikey mi yatay mı olması gerektiği tartışmasını bir kenara bırakarak söylemek gerekirse binaları, caddeleri, yeşil alanları, sosyal tesisleri ile ülkemizin bütün illeri, ilçeleri, beldeleri ve hatta köyleri gelişmeden paylarını almış bir görüntü arz ediyor.
Özellikle de şehirleri birbirine bağlayan karayolları konusunda muhteşem bir gelişme yaşandığının altını çizmek gerek.
Otoyollara ek olarak duble yollar ve gerekli yerlerde mesafeleri kısaltıp yolculuğu kolaylaştıran tüneller ile karayollarımız, gelişmenin en açık göstergelerinden.
Hafta içi bir program dolayısıyla gittiğim Bingöl Üniversitesi'nin girişinde 'Pilot Üniversite' tabelasını görünce, önce havacılık konusunda bir bölüm mü açıldı acaba diye düşündüm...
Ancak Rektör yardımcısı Prof. Dr. Hakan Olgun ve Genel Sekreter Prof. Dr. Abdullah Taşkesen'le yaptığımız sohbette, Bingöl Üniversitesi'nin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen 5 Pilot Üniversite'den birisi olduğunu öğrendim.
'Tarım ve Havza Bazlı Pilot Üniversite' ilan edilmiş olan Bingöl Üniversitesi'nin şehir ve bölge açısından ne ifade ettiğini için önemini ise, o gün YÖK'teki bir toplantı için Ankara'da bulunan Prof. Dr. İbrahim Çapak'ın yerel gazetelerden birisinde yer alan şu sözlerinden anlamak mümkün:
"Pilot Üniversite, bölgeye ciddi bir katkı sağlayacak. Arıcılarımıza, alternatif tıpa, endemik bitkilerin yetiştirilmesine katkı sağlayacak.
Fiili olarak bine yakın arıcımız var.
Arıcılar birliği ile de ortak çalışıyoruz.
Kalitenin yanında, kovan başına düşen balın kilogram olarak arttırılması, arı hastalıklarının engellenmesi söz konusu.
Bu projelerin, kısa, orta ve uzun vadede çok olumlu sonuçlarını sadece Üniversite olarak değil, bölge olarak da göreceğiz."

GÜZEL ŞEYLER BUNLAR...

Kalkınma Bakanlığı ve YÖK'ün özel ilgisi ile yürütülen çalışmaların daha sonra bölge ile ilgili tarım ve hayvancılık gibi konuları da kapsayacağı ve Bingöl'de ciddi değişiklikler yaşanacağı anlaşılıyor. Üniversitelerin hayatla ve insanımızla buluşması herhalde bu olsa gerek.
Üniversite'deki programdan sonra Elazığ'a doğru yola çıktığımızda, yolların güzelliğini görünce yapanları takdir etmek gerektiğini düşündüm. Çünkü Türkiye'nin başka taraflarında her ne yapılmışsa, buralarda da eksiksiz olarak aynı şeyler sağlanmıştı.
Eskiden Elazığ için 'Doğu'nun Paris'i' sözü çok kullanılırdı. Şimdiki duruma bakıp, 'aslında Paris'e 'Batı'nın Elazığ'ı denmeli' sözü mübalağalı kaçabilir... Ama Elazığ, hakikaten günden güne gelişen ve güzelleşen bir şehir. Temizlik en dikkat çeken yönlerinden birisi Elazığ'ın. Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz'ın hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da çok titiz olduğu anlaşılıyor.
Kültür Müdürlüğü yetkilileri ile yaptığımız konuşmalarda, 2018 yılının belediye tarafından 'Kültür Sanat Yılı' olarak ilan edildiğini öğrendim.
Sadece o gün, benim katılacağım programın 4 etkinlikten birisi olduğunun farkına varınca da, işi ne kadar sıkı tuttuklarını anlamış oldum.
Ne diyorduk?.. Türkiye'de hakikaten güzel şeyler oluyor ve görmek isteyen gözlerin bunları görmemesi mümkün değil. Birlik ve beraberliğimiz sürdükçe daha güzel şeyler de olacak, inşallah...