Kozinoğlu cinayetindeki sır mektup

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugün köşesinde Kaşif Kozinoğlu'nu ölüme götüren detayların bulunduğu Enver Altaylı'nın FETÖ elebaşına yazdığı mektubu ele aldı.

Giriş Tarihi 25 Kasım 2017, 00:00 Güncelleme 25 Kasım 2017, 10:07
Kozinoğlu cinayetindeki sır mektup

İÇİNDEKİLER

Sabah gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür, bugün köşesinde yazdığı yazıda eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın FETÖ elebaşı Gülen'e yazdığı ve Kaşif Kozinoğlu'nu ölüme götüren nedenlerin de bulunduğu mektubu inceleyen bir yazı yazdı.

İşte Övür'ün o yazısı

Eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın özel mektubu, FETÖ ile ilişkisinde ABD'nin dokunulmaz ortak payda olduğunu çok net ortaya koyuyor.
Mektubun her satırında Rusya karşıtlığı olduğu gibi siyaset yelpazesinde merkez sağ veya Kemalist kesimde yer alan birçok siyasi aktör de Rusçu olarak suçlanıyor.


Bu, Altaylı ve FETÖ'nün ortak noktası. Bakın eski Başbakan Mesut Yılmaz için neler söylüyor:

"Mesut Yılmaz'ın Moskova ile iç içe olduğunu biliyoruz.
Türkmen gazını Rusya üzerinden alarak Türkmenistan'ı Moskova'ya bağımlı kılmıştır. Şenkal,Mesut, Tuncay Özkan aynı ekibin adamlarıdır." Altaylı'nın Ergenekon davasına bakışı da Rusya eksenli: "Ergenekon yapılanmasının en önemli ve üzerinde durulması gereken yönü dış irtibatlarıdır. Alemdaroğlu'nun, Doğu Perinçek'in, eski JİTEM'in dostu Avrasya'cı (Ben Avrusyacı diyorum) Aleksandr Dugin ile bunların irtibatı, bunların Moskova'daki istihbarat çevreleri ile iç içe oluşu Ergenekon yapılanmasının devlet içindeki bir Rusçuyapılanma olduğunun işaretleridir." Altaylı, Ergenekon sürecinin çok tartışmalı ve sonu hazin biten ismi MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu'nu da aynı biçimde suçluyor.
O dönemde MİT'in Asya Sorumlusu Kozinoğlu, Ergenekon'dan tutuklanmış, tutuklanması da, cezaevindeki şüpheli ölümü de çok tartışılmıştı. Tutuklanma gerekçesi de Odatv soruşturması içine yerleştirildiği ortaya çıkan, "Koz" isimli dijital Word sayfasındaki şu bilgilerdi: "Rusya veÖzbekistan'daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu'ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım..." Şimdi de Altaylı'nın satırlarını okuyalım:
"Şenkal Atasagun'un Özbekistan görevlisi olarak çalışan Kaşif Kozinoğlu, terfi ettirilmiş ve merkezi Taşkent'te bulunan Orta Asya istihbaratını koordine etmekle görevli büronun başına getirilmiştir. Okulların kapatılma sürecinde en büyük ihanet payı adı geçen bu şahsa aittir." Kim bilir belki de Kozinoğlu'nu ölüme sürükleyen süreç bu satırlarla başladı.
Daha o yıllarda MİT içinde takibe alınan FETÖ'cülerden de söz ediyor: "Son günlerde aldığım bir bilgi üzücü ve ürperticidir.
Zatıâlilerinizin taraftarı oldukları iddia ve gerekçesiyle 20 MİT görevlisi son derece sıkı takibe alınmışlardır." Sonra ne olduğunu bilmiyoruz ama Altaylı bunu söylemekle yetiniyor ve şu öneriyi getiriyor: "Başbakan, müsteşar nezdinde teşebbüste bulunarak KaşifKozinoğlu'nun etkisiz hale getirilmesini ve bu 20 görevli hakkındaki izlemenindurdurulmasını temin edebilir.
Ancak başbakanın böyle bir inisiyatif kullanacağı kanaatinde değilim." TSK'daki gelişmeleri de es geçmeyen Altaylı, hem o dönemki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la hem de başka generallerle ilgili bilgi verir: "Genelkurmay başkanının zatıâlinize ve yapılan hizmetlerebakışı son derece menfidir.
Göreve başlar başlamaz (bana bir dostumun sayılarının 7 olduğunu söylediği) bazı generallerin yakın takip ve dinlemeye alınması konusunda verdiği talimat son derece üzücüdür. Bu 7 generalin izlemeye alınmasının gerekçesi zatıâlilerinize taraftar olduklarıiddiasıdır."
İlginç değil mi? Daha o günlerde TSK'da 7 FETÖ'cü general varmış ve izleniyormuş.
Peki, sonra ne olmuş? O sorunun cevabını da herhalde Başbuğ verir diye umuyorum.
Mektubun sonunda FETÖ elebaşı Gülen'in, Altaylı için Cumhurbaşkanı nezdinde girişimde bulunduğunu da öğreniyoruz:
"Zatıâlilerinize benim cumhurbaşkanı nezdinde görev almam konusunda gösterdiğiniz gayret sebebiyle teşekkür etmek isterim. Olmadı. Devlet Bahçeli, Şenkal Atasagun, Deniz Bölükbaşı gibilerin teşebbüsleri bu işin gerçekleşmeyişinin asıl sebebi olsa gerek diye düşünüyorum."