Görmez'den çirkin iftiraya yanıt
Hürriyet'in iftira haberine ilişkin ilk kez konuşan Diyanet İşlerİ Başkanı Görmez, "Bu bir haber değildir. Bu İslamofobik nefret içeren gayrı ahlaki bir haber mühendisliğidir." dedi.
Giriş Tarihi:
Güncelleme Tarihi:
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, TRT Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Kamuoyunda çok tartışılan 'fetva' iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Görmez, "100 bin civarında din gönüllüsüyle, müftüsüyle, imamıyla bir haftadır can evimizden vurulduk. Tarihinde çok ağır hakaretler, ağır iftiralar yapıldı Diyanet İşleri Başkanlığı'na ama bu seviyede bir yıpratma, bir itibarsızlaştırma hiç olmadı. Bu öyle bir haber ki, öyle bir itibarsızlaştırma kampanyası ki; bu Diyanet'i, başkanını, hocaları, imamları toplumun yüzüne bakmaktan bile alıkoyan bir iftiradır. Bizi bütün babalarımıza, kızlarımıza, ailelerimize mahcup etmeyi hedefleyen bir iftiradır bu. Ben bu konu hakkında ilk defa konuşuyorum. Ama her şeyi içime akıttığımı, bütün arkadaşlarımızın nasıl bir üzüntü duyduğunu, Türkiye'nin en ücra köşesinde bu toplumun düğününde, cenazesinde, sevincinde, üzüntüsünde onlarla beraber olan her hocamızın, her din gönüllüsünün nasıl bir üzüntü duyduğunu ben size anlatamam.
"BU GAYRI AHLAKİ BİR HABER MÜHENDİSLİĞİDİR"
Bu bir haber değildir. Bu İslamofobik nefret içeren gayrı ahlaki bir haber mühendisliğidir. Benim toplum huzurunda telaffuz etmekten haya ettiğim bu haber, yüz binlerce yerde yer aldı ve yanına da benim sarıklı cübbem yerleştirildi; ben buna üzülmedim. Ama bu haber İngilizce'ye çevrildi, Vatikan'ın yanı başında İtalya'nın en büyük gazetesine manşet yapıldı. Bu haber, bizatihi bu topraklarda, bu milletin sadakasıyla kurulan bir haber ajansı tarafından Arapça'ya çevrildi ve Arap dünyasına servisi yapıldı. Diyanet, 'Aile içerisinde şunu, şunu caiz görüyor' diye başlık kullanıldı ve haberleştirildi. Beni üzen şahsımla ilgili şeyler değil. Beni iki şey üzdü. Ben aklını ve ahlakını yitirmiş hiçbir insanın söyleyemeyeceği bir cümleyi, hiçbir vatandaşımızın Diyanete isnat edebileceğine ihtimal vermedim. Onun için konuşmadım ve geciktim. Çünkü sıradan, aklını ve ahlakını yitirmiş hiçbir insan, 'İslam dini aile içinde şunu caiz görüyor' demez. Diğer üzüntüm; bu haberin hedefi keşke ben, keşke Diyanet olsaydı. Bu haberin hedefi; yeryüzüne rahmeti getiren, aile hayatına izzeti, hayayı, nezaketi getiren İslam'ın kendisine olmuştur. Hiçbir İslamofobik nefret suçu içerişsinde olan hiçbir müfteri, tarih içerisinde İslam dinine, İslam geleneğine, fıkıh geleneğine böyle bir iftira atmadı ifadelerini kullandı.
"KURULDAKİ UZMANLARIN HEPSİ MASTER YAPMIŞ KİŞİLERDİR"
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 16 bilim adamından oluştuğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
"Bunun 10 tanesi İlahiyat Fakültelerinde profesör, dekan. Her biri kendi alanında Türkiye'de uzmanlaşmış, kitaplarıyla, makaleleriyle dünyaya yayım yapmış ilim adamlarından oluşuyor. Bir defa bütün gazetelerde Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvası olarak geçti; bu doğru değil. Bir de Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanları var. Bu uzmanların hepsi master yapmış, doktora yapmış, ilahiyat alanında uzman kişiler. Bunların bazıları artık bu sorular konusunda o kadar mahir ki; ben onlardan gidip zaman zaman ders almak isterim.
Kamuoyunda çok tartışılan 'fetva' iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Görmez, "100 bin civarında din gönüllüsüyle, müftüsüyle, imamıyla bir haftadır can evimizden vurulduk. Tarihinde çok ağır hakaretler, ağır iftiralar yapıldı Diyanet İşleri Başkanlığı'na ama bu seviyede bir yıpratma, bir itibarsızlaştırma hiç olmadı. Bu öyle bir haber ki, öyle bir itibarsızlaştırma kampanyası ki; bu Diyanet'i, başkanını, hocaları, imamları toplumun yüzüne bakmaktan bile alıkoyan bir iftiradır. Bizi bütün babalarımıza, kızlarımıza, ailelerimize mahcup etmeyi hedefleyen bir iftiradır bu. Ben bu konu hakkında ilk defa konuşuyorum. Ama her şeyi içime akıttığımı, bütün arkadaşlarımızın nasıl bir üzüntü duyduğunu, Türkiye'nin en ücra köşesinde bu toplumun düğününde, cenazesinde, sevincinde, üzüntüsünde onlarla beraber olan her hocamızın, her din gönüllüsünün nasıl bir üzüntü duyduğunu ben size anlatamam.
"BU GAYRI AHLAKİ BİR HABER MÜHENDİSLİĞİDİR"
Bu bir haber değildir. Bu İslamofobik nefret içeren gayrı ahlaki bir haber mühendisliğidir. Benim toplum huzurunda telaffuz etmekten haya ettiğim bu haber, yüz binlerce yerde yer aldı ve yanına da benim sarıklı cübbem yerleştirildi; ben buna üzülmedim. Ama bu haber İngilizce'ye çevrildi, Vatikan'ın yanı başında İtalya'nın en büyük gazetesine manşet yapıldı. Bu haber, bizatihi bu topraklarda, bu milletin sadakasıyla kurulan bir haber ajansı tarafından Arapça'ya çevrildi ve Arap dünyasına servisi yapıldı. Diyanet, 'Aile içerisinde şunu, şunu caiz görüyor' diye başlık kullanıldı ve haberleştirildi. Beni üzen şahsımla ilgili şeyler değil. Beni iki şey üzdü. Ben aklını ve ahlakını yitirmiş hiçbir insanın söyleyemeyeceği bir cümleyi, hiçbir vatandaşımızın Diyanete isnat edebileceğine ihtimal vermedim. Onun için konuşmadım ve geciktim. Çünkü sıradan, aklını ve ahlakını yitirmiş hiçbir insan, 'İslam dini aile içinde şunu caiz görüyor' demez. Diğer üzüntüm; bu haberin hedefi keşke ben, keşke Diyanet olsaydı. Bu haberin hedefi; yeryüzüne rahmeti getiren, aile hayatına izzeti, hayayı, nezaketi getiren İslam'ın kendisine olmuştur. Hiçbir İslamofobik nefret suçu içerişsinde olan hiçbir müfteri, tarih içerisinde İslam dinine, İslam geleneğine, fıkıh geleneğine böyle bir iftira atmadı ifadelerini kullandı.
"KURULDAKİ UZMANLARIN HEPSİ MASTER YAPMIŞ KİŞİLERDİR"
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 16 bilim adamından oluştuğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
"Bunun 10 tanesi İlahiyat Fakültelerinde profesör, dekan. Her biri kendi alanında Türkiye'de uzmanlaşmış, kitaplarıyla, makaleleriyle dünyaya yayım yapmış ilim adamlarından oluşuyor. Bir defa bütün gazetelerde Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvası olarak geçti; bu doğru değil. Bir de Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanları var. Bu uzmanların hepsi master yapmış, doktora yapmış, ilahiyat alanında uzman kişiler. Bunların bazıları artık bu sorular konusunda o kadar mahir ki; ben onlardan gidip zaman zaman ders almak isterim.