Başbakan: Türkiye her alanda büyüdü

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milletin ruhunda artık korkaklık yok, pısırıklık yok. Korkuların üzerine gittiğimiz, sorunların üzerine cesaretle yürüdüğümüz, çözülmez gibi görünen meselelere el atığımız için Türkiye her alanda 3 kat, 4 kat büyüme kaydetti" dedi.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Başbakan: Türkiye her alanda büyüdü
Başbakan Erdoğan, Tekirdağ Valiliğinin onuruna verdiği akşam yemeğinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş adamları ve diğer katılımcılara hitap etti.

Tekirdağ'da, Çerkezköy ve Çorlu'da toplu açılışlar yaptıklarını, 206 yeni eserin resmen açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, toplam bedeli 1 milyar lira tutarındaki yatırımların Tekirdağ'a hayırlı olmasını diledi ve yatırımlarda emeği geçen herkese teşekkür etti.

"Selçuklu'yu da Osmanlı'yı da büyük yapan ufuklarıydı, vizyonlarıydı, bu ufuk vizyon olmamış olsaydı bugün buralarda olamayacaktık" diyen Başbakan Erdoğan, onlarda büyük tasavvur ve heyecan bulunduğunu, büyük düşünmeyenin de tarihte yeri olmayacağını söyledi.

Cumhuriyetin kurulması ve bugünlere ulaşmasının da büyük fikirlerin, engin vizyonun, kadim tarih ve medeniyetin inşa ettiği büyük tasavvurun neticesi, eseri olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Tarihte büyük düşünmeyenleri, ülkesini, milletini korkulara sürükleyenleri küçük hedeflerle oyalayanları bugün kimse hatırlamıyor. Bizler bu büyük tarihin ve ecdadın mirasçıları olarak büyük düşünmek, büyük hedefler belirlemek ve bunun yanında büyük adımlar atmak zorundayız. İşte 11 yıldır yeniden büyük Türkiye'yi, yeni Türkiye'yi inşa etmek, bu büyük rüyayı gerçekleştirmek için her alanda dev adımlar atıyoruz. Bugün artık ülkemizin herkesiminde, milletimizin tümünde gencinde, yaşlısında büyük bir özgüven var. 'Gençlerimize ben en iyisi yapabilirim, yaparım' idrakının yerleşmiş olması bu heyecanın onlarda oluşmuş olması bir dönüşümün ifadesidir."

Türkiye'nin iş adamlarının günümüzde dünyanın dört bir yanında iş bağlantıları kurduğunu, Latin Amerika'dan ABD'ye, Afrika'nın en ücra köşelerinde Türk işadamlarının ticaret yaptığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bir yerde eğer ön kesiliyorsa, iş adamımız 'burada önüm kesildi durayım' demiyor, atlıyor Afrika'ya gidiyor, kimsenin gitmediği yerlere bizim iş adamlarımız gidiyor orada ekmeğinin kapısını aralıyor" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, yola çıkarken "dünyayı fellik fellik dolaşacağız, iş adamlarımızı yanımıza alacağız ve dünyanın dört bir bucağına gideceğiz" dediklerini anımsatarak, şu anda bunun gerçekleştiğini, Türkiye'nin iş adamları ve büyükelçilikleriyle dünyanın dört bir yanında bayrağını, sancağını dalgalandırır hale geldiğini söyledi.

Kadınların da iş dünyasında artık "ben de varım" diyebildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu milletin ruhunda artık korkaklık yok, pısırıklık yok. Korkuların üzerine gittiğimiz, sorunların üzerine cesaretle yürüdüğümüz, çözülmez gibi görünen meselelere el atığımız için Türkiye her alanda 3 kat, 4 kat büyüme kaydetti" diye konuştu.

Türkiye'de yolsuzlukların, yasakların aşıldığını, yoksulluğun da büyük ölçüde azaldığını ifade eden Erdoğan, "Bundan dolayı da artık alan el değil, veren el olan bir Türkiye vardır. Göreve geldiğimizde 45 milyon dolar veren el durumunda olan bir Türkiye şimdi ise 2,5 milyar dolar veren el olan bir Türkiye var, dünyada artık Türkiye'ye bu gözle bakılıyor. Bütün bunları korkuları aşarak, Türkiye'yi büyüterek gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.

Tekirdağ'ın, Kırklareli'nin, Edirne'nin 100 yıl öncesine kadar büyük acılar yaşadığını, badireler atlattığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Balkanlar, oralardaki kardeşlerimiz tarifi mümkün olmayan acılar yaşadılar. Bu salonda şüphesiz ki Rumeli insanı da var, Anadolu insanı da var. Burada tamamiyle kuçaklaşan adeta Türkiye'nin özeti bir tablo var. Bugün Balkanlara gidin Kosova, Bosna Hersek, Makedonya'yı dolaşın orada iş adamımızı göreceksiniz, ama iş adamımızın yanında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni göreceksiniz. Tüm oradaki tarihi eserleri ayağa kaldırmış olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni göreceksiniz. Bütün o ecdadımızın orada inşa ettiği o eserler yere yeksan olmuştu, biz ayağa kaldırdık. Mostar'ı biz ayağa kaldırdık, gidin Kosova'ya orada Fatih Sultan Mehmet'in adına inşa ettiği camiyi biz ayağa kaldırdık, aynı şekilde Pritzen'de Sinan Paşa Camii'ni biz inşa ettik, ayağa kaldırdık. Bütün oralardaki birçok şu anda ihmal edilmiş, farklı hale dönüştürülmüş eserleri görürsünüz.

Gazi Mustafa Kemal'in babasının doğduğu, büyüdüğü ev yok olmuştu, biz ayağa kaldırdık. Onlarca eseri biz ihya ettik, onlar şimdi bir çekim alanı oluşturuyor. Selanik'te yine aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal'in şu anda müze olarak kullanılan yeri biz ihya ettik, bunlar çekim alanı oluşturuyor. Bugüne kadar gelenler buraya gitmediler, uğramadılar. İktidarlar 'Balkanlarda bizim izimiz var, gidelim bakalım' demediler. Çünkü onlar dertli değildi, sevdalı değildi. Bu ülkede de yaptıkları bir şey yoktu. Bu ülkenin altyapısı, üstyapısıyla uğraştıkları yoktu."

Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki hükümetlerin göreve ideolojik yaklaştığını onun için çalışmadıklarını, dert edinmediklerini belirterek, onun için dünyada Türkiye'nin esamesinin okunmadığı kaydetti.

Yaşanan tüm zor günlerde yıkımlara, katliamlara, göçlere rağmen İstiklal Savaşı'nın verildiğini, cumhuriyetin kurulduğunu ve bugünlere ulaşıldığını anlatan Erdoğan, Çanakkale'deki şehitliklere bile kendilerinden önceki hükümetlerin ilgi göstermediğini, Anıttepe'deki anıtın, tabyaları yeniden inşa ettiklerini, müzeler yaptıklarını, iktidarlarından önce senede 300 bin kişinin gezdiği yerleri şimdi 3 milyona yakın insanın gezdiğini belirtti.

Çanakkale'de yapılanların Avustralyalı ve Yeni Zellandalılar tarafından bile şaşkınlıkla karşılandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü değişim, dönüşüm ortada bu bir iradenin, ufkun meselesidir. Bunu takdir edemeyenler olabilir, bu bizim umrumuzda değil. Çünkü biz, hizmet aşkıyla yola çıktık, biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiğimizi, geleceğimizi söyledik. Şu anda hizmetkar olmanın gereğini yapıyoruz. Çanakkale'yi, şehitliklerimizi gezen varsa bu iktidarın neler yaptığını gayet görürler. Ama şehit, şehitlikle ilgisi olmayanlar bunu hiçbir zaman görmeyecektir. Çünkü insanda göz vardır görmez, kulak vardır duymaz, dil vardır hakikati konuşmaz, söylemez. Marifet iltifata tabidir, iltifatı olmayan marifet zaidir. Hiç kuşkusuz gücümüzü biz geçmişten alıyoruz ve geçmişten alacağız. Ruhumuzun gıdasını aynı şekilde tarihten ve ecdadımızdan alacağız, ama geriye değil her zaman ileriye bakacağız. Acılar üzerine, korkular üzerine, şüphe ve tedirginlikler üzerine gelecek inşa edilmez. Geçmişin acıları sürekli sıcak tutularak mutlu, huzurlu bir aydınlık, bir gelecek imal edilemez."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu'ya girişimcilerin güven sıkıntısından dolayı gitmediğine dikkat çekti. Erdoğan, "Bakın bir yıldır sıkıntı yaşamıyoruz ama şurada iki gündür yine Hakkari'yi karıştırmak isteyenler var. Karıştırıyorlar. İşte geliyorlar, bir taraftan kamu binalarına saldırıyorlar, bir taraftan özel bir öğrenci pansiyonunu işgal etme girişiminde bulunuyorlar. Hani bunların bir defa ülkeyi sevmek diye de bir derdi yok. dedi.

Terör konusu üzerinde duran Erdoğan, "Niye Güneydoğu'ya yatırımcı gitmiyor? Gitmez. Çünkü; bu güven olmadıkça, bu terör devam ettikçe, gitmez. Hep söylerim; para cıva gibidir. Kendisi için hep uygun olan limanı arar. Oraya kaçar. Onu oraya kaçırmamak lazım. İşte o güveni temin ettiğinizde de işte o zam Güneydoğu'ya da benim girişimcim gider. Biz 6. Bölge 7. Bölge buralara çok ciddi teşvikler verdik. Arazi veriyoruz, vergi muafiyeti enerji hepsi var. Buna rağmen gitmiyor. Sebep işte bu anlattığımız güven. Terör, bütün bunlar. Bunu ortadan kaldırdığımız anda inşallah, hep beraber buna destek vermemiz lazım. diye konuştu.

Önceki gün Hakkari'de meydana gelen olayları hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın bir yıldır sıkıntı yaşamıyoruz ama şurada iki gündür yine Hakkari'yi karıştırmak isteyenler var. Karıştırıyorlar. İşte geliyorlar kamu binalarına bir taraftan saldırıyorlar. Bir taraftan özel bir öğrenci pansiyonunu işgal etme girişiminde bulunuyorlar. Hani bunların bir defa ülkeyi sevmek diye de bir derdi yok.

Hakkari'de havalimanı yapımı başlattıklarını aktaran Başbakan Erdoğan, "Ama o bölücü terör örgütü mensupları müteahhit firmaları tehdit ediyorlar. Şu anda onu da bitirmiş olacaktık. Fakat müteahhit kaçıyor. İş yürümüyor. Yıl sonuna kadar yükleniyoruz işte, orayı da açacağız. Hakkari'de de benim vatandaşım yaşıyor ve oraya da hizmeti götürmemiz gerekir diyoruz. Birilerinin elinde biz koz bırakmak istemiyoruz. Bunlar hem terör eylemini yapar bir taraftan da devlet buraya el uzatmadı der. Ama biz onlara devletin elini uzattığını göstereceğiz. ifadelerini kullandı.

Tunceli'ye üniversite yaptıklarını ifade eden eden Erdoğan, "Son zamanlarda bir tane şöhret arayışı içinde olan zat var. Bir gün Meclis'te şu ifadeyi kullandı; 'Acaba Tunceli'ye de üniversite yapacak mısınız görelim' dedi. Halbuki bizim hiç aykırı bir düşüncemiz söz konusu değildi. Arkadaşlarıma verdiğim istikamet, 81 vilayetin 81'ine de üniversite yapacağız. Yaptık, ne oldu? Gelip de aynı kürsüden bunu yapanlara bir teşekkür mü ettin? şeklinde tepkisini dile getirdi.

Kime , hangi partiye oy verildiğiyle ilgilenmediğine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın altını çizerek ifade ediyorum. Kime, hangi partiye oy verdiğiyle değil, hizmet siyasetinin proje siyasetinin yapıcı birleştirici kucaklaştırıcı egemen olmasıyla ilgiliyiz. Etnik kökenler, inançlar, kaygılar, korkular, şehitlerimiz gibi ortak değerler üzerinden siyaset yapmak Türkiye'ye hiç bir zaman kazandırmadı. Bundan sonra da kazandırmayacak. Bu zamana kadar siyasi partiler korkutarak tabandan oy alıyordu, hala alanlar var. Korkutarak tehdit ederek. Taban siyasi partileri artık değiştirmeli dönüştürmeli . Biz sizden ideoloji istemiyoruz. İdeoloji ne karın doyuruyor ne de ülkeyi ayağa kaldırıyor. Ne şehri ayağa kaldırıyor ne ülkeyi ayağa kaldırıyor, ne beldeyi ne köylerimizi ayağa kaldırıyor. Ne yaptın arkadaş? Seçmen bunu sorduğu anda netice alır. şeklinde konuştu.