Türkiye'den rahatsız olan komşu ülkeler var!
MİT'in hedef seçilmesinin ardında Türkiye'den rahatsız olan komşuların olduğunu söyleyen Mete Yarar "Uludere ile PKK'nın dağ kadrosuna, bununla KCK'ya nefes aldırıldı. İstihbaratı olmayanlar bölgede yarı kördür" dedi
Giriş Tarihi:
Güncelleme Tarihi:
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ı harcamak isteyen güçlerin, Ortadoğu'da Türkiye'den rahatsız olan ülkeler olduğunu söyleyen Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli güvenlik danışmanı Mete Yarar, Başbakan Erdoğan'ın bu süreçten güçlenerek çıkacağını belirtti. MİT'in KCK'ya sızıp şehir yapılanması çökertilecekken, emniyetin MİT'e yönelik hamlesiyle PKK operasyonuna darbe vurulduğunun altını çizen Yarar, Fidan'ın ifadeye çağrılması ile yaşanan gelişmeleri SABAH'a değerlendirdi:
SONUCA BAKILMALI
MİT olayında kafama yatmayan bazı şeyler, mantık hataları var. Dünyada bu tür terör örgütleriyle mücadele eden istihbarat birimlerinin çalışma şeklini iyi analiz etmemiz lazım. Bunun hukuki dayanağı, siyasi sorumlulukları nedir? Bunu anladığımızda bu yapılan operasyonun da ne olduğunu çok rahat ortaya koyabiliriz.
Dünyada bunu en fazla uygulayan üç ülke var. ABD, İngiltere ve İspanya. Herkesin bildiği ETA, IRA ve El Kaide örgütleri. En son CIA'nin Usame Bin Ladin'in öldürülmesiyle ilgili bir operasyonu vardı. Ladin'in ele geçirilmesiyle ilgili içeri sızdırılan bir doktordan bahsedildi. Bu operasyon sonuca kadar getirildi. CIA'nin terör örgütü listesinde yer alan ve şu an çatışma yaşadığı bir Taliban var. Taliban'la CIA'nin görüşmeler yaptığı, hatta İstanbul'da bu görüşmelerin yapılacağını sağır sultan bile biliyor. Ama ABD'de hiç kimse, 'Bizim askerlerimizi öldüren Taliban'la neden görüşülüyor' denilmiyor. Bunu kimse sorgulamıyor. İstihbarat operasyonları planlanırken, başlangıç ile sonuçlar arasında bir fark yoktur. Ama ilk başlangıçta izlenilen yol bir çok kişi için aykırı olabilir. Amaç sona bakmaktır.
KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR
Devlet içinde koordinasyon bozulduğu zaman büyük sıkıntılar olur. Emniyet, yargı, güvenlik birimleri koordineli çalışmak durumundadır. Hepsinin farklı yöntemleri var. Ancak amaçları ortak. Koordinasyon "eksiklikleri var. Yargının önüne gelen evraklar çok önemli. Bence bu evrakların nasıl geldiğini iyi irdelemek gerekir.
Oslo görüşmelerinin nasıl yapıldığını herkes biliyor. MİT görev aldı, Başbakan'ın bilgisi dahilinde yapıldı. MİT, 'Ben bu görüşmeleri yaptım' dedi. Bunu emniyette, yargı da biliyor. Burada ilk yapılması gereken, emniyetin eline gelen belgeleri üstleri olan siyasi erk, yani İçişleri Bakanlığı. Bu bilgiler ilk önce bu erke teslim edilmeliydi.
KCK'nın içine sızan bazı MİT görevlileri, 'Biz bu nedenler için sızdık' dediler. Emniyet, İçişleri Bakanı'na, 'Bu görevlilerin başı, sorumlusu kimse bununla konuşmak istiyoruz' demeleri gerekiyordu. MİT yetkilileri iyi dinlenmeliydi. Ona göre evrak savcılığa gönderilirken, 'Bu görüşmeler kapsamında MİT'in ilgili birimleriyle görüşmeler yapıldı. Amaç böyle bir fotoğraftı dersiniz.
Kimse emniyete, 'Bu evrakları yok edin' demiyor. Bütün bunlar tam olarak yapılsaydı Hakan Fidan şüpheli olarak değil, bilgisine başvurulmak için çağrılırdı. Burada emniyetten başlayan bir eksiklik var. Savcı evrak üzerinden hareket etti. Başsavcının haberi yok. Burada bazı eksiklikler, rahatsız edici unsurlar var.
PKK, TAŞERON ÖRGÜT
PKK terör örgütü, Ortadoğu'nun kullanılabileceği tek taşeron örgütü. Bu örgütü İsrail, Irak, İran, Suriye zaman zaman kullandı. Bazı Avrupa ülkeleri de kullandı. Dolayısıyla bu örgütün kaldırılmasını istemiyorlar. Son aylarda başarılı operasyonlar yapıldı. Ele geçirilen militanlar üst düzey. Böyle bir operasyon yapısını güden bir devlet yapısı, KCK'nın içine sızmış bir MİT.
Uludere olayı ile Hava Kuvvetleri ile Kara Kuvvetleri'nin ortak operasyon yapma kabiliyetini ortadan kaldırdılar. Hava ve Kara Kuvvetleri'ne darbe vuruldu. Şu an da MİT ile KCK içindeki operasyona darbe vuruldu. Uludere olayı ile PKK'nın dağ kadrosuna nefes aldırıldı. Bununla KCK'ya nefes aldırılıyor. Uludere'de yapılan yönlendirme, manipilasyonla devleti yönlendirdiler. Kendi halkını, 'öldürme' pozisyonuna düşürdüler. Devletin en üst düzey istihbarat örgütü MİT'i devlet aleyhine hareket ediyor noktasına getirdiler. Ancak bu işten hem Başbakan, hem de siyaset güçlenerek çıkacak.
SONUCA BAKILMALI
MİT olayında kafama yatmayan bazı şeyler, mantık hataları var. Dünyada bu tür terör örgütleriyle mücadele eden istihbarat birimlerinin çalışma şeklini iyi analiz etmemiz lazım. Bunun hukuki dayanağı, siyasi sorumlulukları nedir? Bunu anladığımızda bu yapılan operasyonun da ne olduğunu çok rahat ortaya koyabiliriz.
Dünyada bunu en fazla uygulayan üç ülke var. ABD, İngiltere ve İspanya. Herkesin bildiği ETA, IRA ve El Kaide örgütleri. En son CIA'nin Usame Bin Ladin'in öldürülmesiyle ilgili bir operasyonu vardı. Ladin'in ele geçirilmesiyle ilgili içeri sızdırılan bir doktordan bahsedildi. Bu operasyon sonuca kadar getirildi. CIA'nin terör örgütü listesinde yer alan ve şu an çatışma yaşadığı bir Taliban var. Taliban'la CIA'nin görüşmeler yaptığı, hatta İstanbul'da bu görüşmelerin yapılacağını sağır sultan bile biliyor. Ama ABD'de hiç kimse, 'Bizim askerlerimizi öldüren Taliban'la neden görüşülüyor' denilmiyor. Bunu kimse sorgulamıyor. İstihbarat operasyonları planlanırken, başlangıç ile sonuçlar arasında bir fark yoktur. Ama ilk başlangıçta izlenilen yol bir çok kişi için aykırı olabilir. Amaç sona bakmaktır.
KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ VAR
Devlet içinde koordinasyon bozulduğu zaman büyük sıkıntılar olur. Emniyet, yargı, güvenlik birimleri koordineli çalışmak durumundadır. Hepsinin farklı yöntemleri var. Ancak amaçları ortak. Koordinasyon "eksiklikleri var. Yargının önüne gelen evraklar çok önemli. Bence bu evrakların nasıl geldiğini iyi irdelemek gerekir.
Oslo görüşmelerinin nasıl yapıldığını herkes biliyor. MİT görev aldı, Başbakan'ın bilgisi dahilinde yapıldı. MİT, 'Ben bu görüşmeleri yaptım' dedi. Bunu emniyette, yargı da biliyor. Burada ilk yapılması gereken, emniyetin eline gelen belgeleri üstleri olan siyasi erk, yani İçişleri Bakanlığı. Bu bilgiler ilk önce bu erke teslim edilmeliydi.
KCK'nın içine sızan bazı MİT görevlileri, 'Biz bu nedenler için sızdık' dediler. Emniyet, İçişleri Bakanı'na, 'Bu görevlilerin başı, sorumlusu kimse bununla konuşmak istiyoruz' demeleri gerekiyordu. MİT yetkilileri iyi dinlenmeliydi. Ona göre evrak savcılığa gönderilirken, 'Bu görüşmeler kapsamında MİT'in ilgili birimleriyle görüşmeler yapıldı. Amaç böyle bir fotoğraftı dersiniz.
Kimse emniyete, 'Bu evrakları yok edin' demiyor. Bütün bunlar tam olarak yapılsaydı Hakan Fidan şüpheli olarak değil, bilgisine başvurulmak için çağrılırdı. Burada emniyetten başlayan bir eksiklik var. Savcı evrak üzerinden hareket etti. Başsavcının haberi yok. Burada bazı eksiklikler, rahatsız edici unsurlar var.
PKK, TAŞERON ÖRGÜT
PKK terör örgütü, Ortadoğu'nun kullanılabileceği tek taşeron örgütü. Bu örgütü İsrail, Irak, İran, Suriye zaman zaman kullandı. Bazı Avrupa ülkeleri de kullandı. Dolayısıyla bu örgütün kaldırılmasını istemiyorlar. Son aylarda başarılı operasyonlar yapıldı. Ele geçirilen militanlar üst düzey. Böyle bir operasyon yapısını güden bir devlet yapısı, KCK'nın içine sızmış bir MİT.
Uludere olayı ile Hava Kuvvetleri ile Kara Kuvvetleri'nin ortak operasyon yapma kabiliyetini ortadan kaldırdılar. Hava ve Kara Kuvvetleri'ne darbe vuruldu. Şu an da MİT ile KCK içindeki operasyona darbe vuruldu. Uludere olayı ile PKK'nın dağ kadrosuna nefes aldırıldı. Bununla KCK'ya nefes aldırılıyor. Uludere'de yapılan yönlendirme, manipilasyonla devleti yönlendirdiler. Kendi halkını, 'öldürme' pozisyonuna düşürdüler. Devletin en üst düzey istihbarat örgütü MİT'i devlet aleyhine hareket ediyor noktasına getirdiler. Ancak bu işten hem Başbakan, hem de siyaset güçlenerek çıkacak.