Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 16 Ocak 2017

Evrim Teorisi’ne güle güle!..

Hala nasıl olup da okul kitaplarında kalabildiğine akıl erdirilmesi güç konulardan birisi de Evrim Teorisi'dir.
1850'lerde Charles Darwin tarafından geliştirilen teori, kendi başına pek bir şey ifade etmiyor aslında. Ve zaten adı üzerinde, bir teori.
Ancak teori ile birlikte akla gelen o kadar saçma sapan şey var ki, bu yönü teorinin kendisinden çok daha problem.
Evrim Teorisi, canlıların bir tesadüf eseri olarak kendiliklerinden meydana geldikleri (abiyogenez) iddiasını hatırlatıyor öncelikle.
Tek hücre ile başlayan canlıların milyonlarca yıl içerisinde evrimleşerek değişik türlere dönüştükleri ve dünya üzerinde hayat süren canlıların böylelikle oluştuğu, iddianın devamı...
En mütekamil canlı olan insanın da, mesela maymunların evrimleşmesi ile bu halini aldığı gibi saçma-sapan iddialar da, aslında içermiyor olsa da, Evrim Teorisi denildiğinde akla üşüşen hususlardan.
Charles Darwin ve takipçilerinin oluşturdukları teoride ne olduğundan çok, onun on yıllardır müfredatta kalmasını sağlayabilenlerin buna ilave olarak söyledikleri daha önemli.
Ve galiba sadece bu sebeple müfredatta kalabildi o teori.
Hayatın başlangıcı ve devamı ile ilgili olarak 1800'lü yıllarda ortaya atılmış, ispat edilememiş ve zaten ispat edilmesi de mümkün olmayan bir teorinin dünyanın birçok ülkesinde ve hele Türkiye'de müfredatta bulunması, akıl dışı bir durumdu yani.
Dünyamızdaki bütün canlıların, milyonlarca yıl sürdüğü varsayılan bir evrim sürecinden geçerek bugünkü hallerini aldığı, teorinin temel esaslarından birisi.
Bu iddianın sahipleri, evrimin bulunacak fosillerle ispat edileceğine inanıyorlardı eski yıllarda.

Evrim'i fosiller yalanladı...

Ancak günümüzde bilim dünyası nerdeyse milyonlarca fosile sahip durumda. Ve bulunabilen bütün fosillerin ortaya çıkardığı gerçek de şu: Milyonlarca yıl önce bile karınca aynı karınca, yılan aynı yılan, böcek aynı böcek, maymun aynı maymun ve insan aynı insandı...
Canlıların bir halden bir hale geçtikleri yani evrim geçirdikleri iddiası, tecridi değişimi ileri sürüyordu.
Bu durumun da bulunacak ara form fosilleri ile destekleneceğine ve evrimle ilgili fosillerin bulunacağına inanıyorlardı, ama böyle bir fosil hiç bulunamadı.
Ama teori, şaşırtıcı bir şekilde ders kitaplarındaki yerini hep korudu...
Evrim Teorisi ile ilgili en sıkıntılı durumlardan birisi de, 'ancak güçlü olanın ayakta kalabileceği' şeklindeki temel iddialarından birisinin sosyal alanda kullanılması.
Devletler arasında ya da insan toplulukları içinde güçlülerin zayıfları ezmeleri, hatta yok etmelerinin tabii bir durum olduğu şeklinde özetlenebilecek Sosyal Darwinizm'in ırkçı ve emperyalist düşüncelere dayanak oluşturmak için kullanıldığı bilinmektedir.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamaları ve tabii bu açıklamanın ardından başlatılan tepkiler, artık bu saçmalıktan kurtuluyor olduğumuzun işareti.
Bakan Yılmaz'ın yeni müfredatın bakanlık internet sitesinde katkılara açıldığını haber vermesinin ardından, öncelikle Evrim Teorisi'nin durumunu merak ettikleri anlaşılan çevreler verdi haberi:
Lise son sınıf Biyoloji kitabında bulunan 'Hayatın Başlangıcı ve Evrim' ünitesi kaldırılacak ve yerine "Canlılar ve Çevre" başlıklı bir ünite konulacak...
Geç olsun da güç olmasın...