İlk zaman, hayret verici bir şekilde, Marksistkomünist-Allah'sız güruhla, dindarmütedeyyin- Allahımız'ın adıyla güne başlayan Kürt vatandaşlarımızı bir arada toplamaya çalıştılar. Projenin dış ayağı canlandı.
Selahattin Demirtaş, "Soykırım" yalanını diline dolayarak Ermeni diasporasının ekmeğine yağ süren bir açıklama yapınca, diasporanın 'beyin takımı' ABD Ulusal Ermeni Komitesi'nin (ANCA) Başkanı Aram Hamparian, anında HDP'ye destek verdiğini açıkladı. Demirtaş ile Hamparian arasında yaşanan bu göz yaşartıcı paslaşmanın perde arkasında, Kasım 2013'te ABD'de gerçekleşen bir buluşma vardı. ABD'de Demirtaş, diasporanın vurucu gücü Taşnak örgütü ve ANCA'nın beyin takımıyla görüşmeler yapmıştı.
Doğan Medya'nın, Türkiye'nin Çipras'ı yapmaya uğraştığı Selahattin Demirtaş çoştu. "Diyaneti kaldıracağız", "Taksim demokrasinin Kâbe'sidir", "İsrail'in Kudüs'ü" demekten çekinmedi. Derin Avrupa'ya mesaj veriliyordu. Almanya kıpır kıpırdı. Avrupa Ermeni Federasyonu da, HDP'ye oy verme çağrısı yaptı. (Sözde soykırım teşvikçisi, Kaspar Karampetyan Başkanlığı'ndaki örgüt, Doğu ve Güneydoğu'dan toprak istemekle tanınıyor.)
Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, HDP'ye tam desteği açıkladı, "HDP birleşenleriyle Yeşiller'in değerleri örtüşüyor" diyordu. HDP de rolünü gayet iyi oynuyordu. Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi, Türkiye'deki 7 Haziran genel seçimlerinde Halkların Demokrasi Partisi HDP'yi destekleme kararı aldı. Kimdir bunlar? Türkiye marjinal solu. Marksist-Leninist-Komünist örgütler. "Allah'sızlar. Din afyondur" diyenler. HDP'yi sevdikleri için değil, HDP üzerinden AK Parti'yi yıpratmak amacıyla bunu yapıyorlardı. Aslında, Marksist örgütlerle PKK arasındaki ilişkiler eskiye dayanıyordu. Öcalan, Marksizm-Leninizm üzerine kurduğu PKK'sını, zamana göre, taktiksel değişime tabi tutuyordu. Dini politik hedefi için araçsallaştırmıştı. "Şiddet kullanarak" ulus yaratma yöntemini tercih ettiğinden 'aşiret' yapısından nefret ederdi. Zaten kendisinin de aşireti yoktu. Derin Avrupa'nın destekleriyle partiler kurarak örgütlenmişti.
Dindar-mütedeyyin Kürt vatandaşlarımız, Marksist-komünist-Allah'sız odaklarla yan yana getirildiklerini öğrenince, destekler çekilmeye başladı. Ermeni diasporası yardımlarından çok tedirgin olmuşlardı.
Nitekim, Metropol'ün mayıs ayı anketinde, HDP 9.2'ye geriledi. Metropol Başkanı Prof. Özer Sencar bir gazeteciye yaptığı açıklamada, "Diyanet'i kaldıracağız, Taksim demokrasinin Kâbe'sidir ve İsrail'in Kudüs'ü ibaresi cümleleri, muhafazakâr, dindar kesimi HDP'den geri püskürttü" diyordu.
Çünkü Kudüs İsrail'in değildir. Çünkü Taksim Kâbe değildir. Çünkü Diyanet'e düşman olana bütün inananlar da düşman olur. Çünkü Marksist-Leninist-Allah'sızlarla, dindar-mütedeyyin insanlar aynı yerde toplanamaz. Çünkü Amerikan-Avrupa Ermeni diasporasının, katlettiği Türk diplomatlarının kanında boğulmasını bekleyen milyonlarımız, Demirtaş-Ermeni diyasporası dostluğuna destek vermesini kabul edemez. 7 Haziran'a az kaldı. Türkiye yol ayrımında. Aziz milletimiz sadece iktidar için oy kullanmayacak. Önümüzde iki yol var. Eski Türkiye'nin siyaset paradigmasıyla mı yola devam edeceğiz, yoksa 21. yüzyılı Türkler'in yüzyılı yapacak bir yola mı gireceğiz? Meydanlara bakınca aziz milletimizin, "Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın toplumun önüne koyduğu 2023 hedefini bu seçimde anlam kazandırmaya, Yeni Türkiye inşasına hız vermeyi" düşündüğünü hissediyoruz.
SONUÇ: Selahattin Demirtaş, Diyanet duvarına çarptın. Ermeni diasporası, derin Almanya destekleriyle nereye kadar gidebileceksin? Marksist-Leninist-komünist odakların desteğinde nasıl politika yapacaksın? Doğan Medya lojistikte bakalım seni kurtarabilecek mi?
