Mussolini'nin bağışı

1929 yılında Roma Katolik Kilisesi, tarihinin en zor günlerini yaşıyordu. Halk arasında desteğini artırmak isteyen Mussolini de, Papa'nın ayağını öptü ve sonra büyük bir para bağışında bulundu

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 16 Kasım 2010 Güncelleme 09 Aralık 2010, 14:56
Mussolini’nin bağışı

İÇİNDEKİLER

Roma Katolik Kilisesi tarihinin en buhranlı günlerini yaşıyordu. Lateran Sarayı'nda mali sıkıntılar sonucu, harabiyet başlamıştı. Bütçe yetmiyordu. Mussolini 1925 yılında, aklındaki ''Faşist devlet''fikrini şekillendirmişti. Halkın desteğini de alması gerekiyordu. Bu konuda hemen bir çalışma yapıldı. Halk üzerinde etkisi çok büyük olan Papa'nın da desteğini alması gerekiyordu. Kilise'ye olan dostane duygularını göstermek için, iflasın eşiğine gelen kilise kurumlarına yardım etme kararı aldı.

RACHELE İLE EVLİLİK
Mussolini, papalığın sempatisini kazanmak için uzun yıllar birlikte yaşadığı Dona Rachele ile Roma Katolik Kilisesi'nde evlenmeye de karar verdi. Dindarlığını sık sık göstermeye başladı. Din konusunda, yüz seksen derece dönerek,' "Papa'ya dokunan hemen ölmeli''şeklinde nutuklar da atmaya başladı. Yıl 1929.Noel. Kilise ve devlet anlaşma yapmak için Laterna Sarayı'nda tören düzenlendi. Mussolini diz çökerek papanın yüzüğünü ve çıplak ayağını öptü. Papa Pius diktatörü kutsadı. Anlaşma imzalandı. Berlin'de Hitler büyük sevinçle karşıladı.

MUCİZE ADAM
Kilise'nin faşizmle barış yapıyor olması, tarihe Lateran antlaşması olarak geçti. Ve hemen Vatikan şehri bağımsız devlet olarak tanınmıştı. Vatikan'a 90 milyon dolar nakit para, devlet bonosu, papanın şahsi kasasına miktarı belirtilmeyen çok önemli bir ödeme yapıldı. Lateran anlaşması, Vatikan'ı dipten tavana vurdurdu. 20'nci yüzyılın haritasını çizecek olan uluslar arası para piyasasaında Vatikan hayal edemeyeceği özel konuma gelmişti. Vatikan, yeryüzünün en varlıklı ve birçok yönden en güçlü kurum haline gelme yoluna girdi.

Lateran anlaşması sonucu, Papa Pius, bir finans ajansı kurdu, Reichsbank'ı sıçratacak finans dehası Nogara'yı göreve getirdi. Maden bilimcisi olan uzun yıllar Türkiye ve Bulgaristan'da maden operasyonlarını yönettiği anlaşıldı. Nogara, madencilik yaparken Banka Commerciale İtalia'nın İstanbul şubesi müdürü de olmuştu. Yeni Türk cumhuriyeti yönetecileri ile yakın ilişki kurmayı başardı.
Nogara Vatikan'da banka dehalığını gösterirken, Papa'nın huzuruna doğrudan ve istediği zaman çıkabilen tek memur konumuna yükseldi.

PİUS ÖLÜ BULUNDU
Tekstilden gaz sanayine telekomünikasyon şirketlerinden, devlet hisselerinin önemli kısmını elde etmeye kadar başarılı oldu. Vatikan Holding haline geldi. 1929 yılında papalık Berlin temsilcisi Başpiskopos Pacelli, Roma'ya çağrıldı. Vatikan'ın dışişleri bakanı olarak atandı. Hitler ile yakın dostluğunu konuştan yeni bakan, Almanya ile inanılmaz bir anlaşma yapmayı başardı. Almanya'da çalışan Katoliklerden kilise vergisi alınması kararı çıktı. 10 Şubat 1939 yılında, Almanya ile yapılan anlaşmayı Papa Pius açıklayacakken, aniden 9 Şubat gecesi yatağında ölü bulundu.

HİÇ ŞAHİT YOKTU
Kimse Papa'nın ölümüne şahit olmamış, Papa sanki kimsenin olmadığı zamanda ölüp gitmişti. Kardinal Pacelli, Papa'nın hemen mumyalanması için emir verdi. Kardinaller heyeti, Kardinal Pacelli'yi son üç yüz yılda yapılan en çabuk seçimle Papa ilan etmesi şaşkınlık yaratttı. Hatta, birçok ülke bu duruma tepki gösterdi. Yıllar sonra, Kardinal Tisserant, "Onlar papayı öldürdü. Hem de çok ince düşünülmüş bir cinayet planıyla''açıklamasını yaptı. Peki, katiller kimdi? Kardinal Tisserant, çok net biçimde iki isme işaret etti. Dışişleri Bakanı Pacelli, Papa'nın uzun yıllardır doktorluğunu yapan Petacci. Hatta doktorun genç bir aktris olan Claretta adındaki kızının Mussolini'nin gözde metreslerinden birisi olduğunu öğrendiğinde Kardinal, şüphelerinden emin olduğunu söyledi.

Kardinal Tisserant, bu suçlamaları sık sık dile getird. Hatta öldükten sonra Papa Pius'un garip ölümü ve kilise hakkında yazdığı yazıların karanlık ellerce yok edilmesinden de korktuğunu belirtti.
Ancak bu, açıklamalar birçok kişi tarafından ciddiye alınsa da, gerçek hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Hatta, bu iddiayı kanıtlayan birçok kanıt gösterilse de, Vatikan 'gizemli' iç dünyasının ışığa çıkmaması için gerekli tüm tedbirleri aldı. Vatikan'a karşı gelenler, en kısa zamanda cezalandırıldı. Kurallara uymayanlara hemen uyarı yapıldı!..