Aşk diye bir şey yokmuş... Sevgi varmış, hani "Sevgi emektir" derler ya yalanmış... Fazla emek, fazla değer zararmış. Her şey yalanmış. Aşkta yaşananlar, yaşanmamış sayılırmış... Zaman gelir silermişiz biz hatıraları, geriye bir gözleri kalırmış. Hani "Görmedikçe özlersin" derler ya o da yalanmış. Seni günlerce beklediğimde anladım. Hani "Ağladıkça unutursun" derler ya o da yalanmış. Her gece başımı yastığa koyup ağladığımda anladım. "Aşık olunca insanın gözü bir şey görmezmiş, ayakları yerden kesilirmiş" derler ya o da yalanmış... Aşk acı çekmek, ağlamakmış. Bana sırtını dönüp gittiğinde anladım. Hani "Aşkın bittiği yerde nefret başlar" derler ya doğruymuş. Şimdi senden nefret ettiğim için anladım. Hani "Çok özlersin, değer verirsin. Onsuz nefes alamazsın" derler ya bir anlıkmış, gelip geçiyormuş her şey... Şimdiki mutluluğumda anladım.
Hani "Onla her şey toz pembe, dünya güzel, aşk güzel... Onsuz dünya karanlık" derler ya o da anlıkmış. Sonraki gülmelerimde anladım.
MASAL ÜLKESİNE İLK ADIM
Hani herkes der ya "İleride bunları hatırlayıp güleceksin" diye bir tek bu doğruymuş. Şimdi mutluyum, seni görünce anladım.
Aşk diye bir şey yokmuş, sevgiyi tanıyınca anladım.
Bir de "Aşk diye bir şey var" dersek neler anlatacağız bakalım.
Beyin durur, kalp atar, göz konuşur, dil susar. Aşk bilinmeye doğru onu keşfetmek amacıyla yapılan bir yolculuktur.
Keşfetme süreciyle birlikte doruk noktasına ulaşmış oluruz. Bir masal ülkesine atılan ilk adımın şaşkınlığı uzun süre sürer, sanki masmavi bulutların arasında pembe bir aleve doğru yapılan bir gezintidir.
Sürekli ertelediğimiz bir yolculuğa, hiç hazırlıklı olmadığımız bir anda kılavuzsuz olarak çıkmaktır.
AŞK BİR YOLCULUKTUR
Ne gariptir ki aşk, gideceğiniz yeri bilmediğiniz halde, geri dönüşünün olmadığını bile bile mütemadiyen uzatmak istediğiniz bir yolculuktur. Aşk çileye ve hüzne yolculuktur. Çünkü mutlu aşk yoktur. Çünkü mutlu aşkların tarihi tutulmaz, kayıtlara geçirilmez. Mutlu aşklar, trajedisi olmayan aşklardır. Şarkılara, destanlara giremezler. Bu yüzden okuduğumuz kitaplar da dinlediğimiz şarkılarda mahvederiz kendimizi.
Her aşk kendine biriken acıdır ve acı tarihi olmayandır. Tarihi olmayanın pedagojisi de olmaz. Bu yüzden aşk, mutlak acemiliktir. Tecrübe edildikçe biriken bir cahilliktir. Aşk acı ve hüzünle beslenir ve büyür. Aşk aslında ulaşamadığımızdır. Evet aşk vardır ama acıdır. Sevgi ise tatlıdır.