Yani; 17-25 Aralık FETÖ'cü savcı ve emniyetçiler üzerinden yapılan darbe girişiminden 15 gün sonra. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa'da yaptığı açıklama, Oda tv tarafından haberleştirilmiş ve aynen şöyle denmiş: "Zekeriya Öz, uzun yıllar devlet hizmeti görmüş, devlete hizmet vermiş birisi. Yalan söylemesine gerek yok. Başbakan 'Yüksek yargı kökenli 2 kişiyi gönderdi, tehdit etti' diyorsa, büyük bir olasılıkla doğrudur. Başbakan bizi tatmin eden bir açıklama yapmadığı sürece, Öz'ün açıklamalarına itibar edeceğiz." Haberin başlığı da şöyle: "Kılıçdaroğlu, Zekeriya Öz'e sahip çıktı!" Balyoz ve Ergenekon operasyonlarıyla başlayan ve kurgulanmış sahte deliller ve yargıdaki maşaları eliyle doğrudan hükümeti ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı apaçık ortaya çıkan 17-25 Aralık darbe girişimi operasyonlarına, bu operasyonun en kilit ismi Savcı Zekeriya Öz'ü koruyan sözleriyle sahip çıkan CHP Lideri'nin, 15 Temmuz darbe kalkışmasına da "kontrollü darbe" demesine de şaşırmamak lazım zaten.
AK Partili bazı isimlerin 17-25 Aralık'tan çok önce Zekeriya Öz ile ilgili açıklamaları üzerinden eleştiren CHP sözcülerine tavsiyemiz, önce arşivlere bakıp kendi genel başkanlarının hem de FETÖ'nün kurgulayıp sahneye koyduğu 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası Öz'e canhıraş sahip çıkan bu sözlerini hatırlasınlar.
KENDİNE DEMOKRAT, TÜRKİYE'YE ŞAŞI
Dünkü gazetelerde Almanya'da sosyal medyaya yönelik alınan kararlı ilgili bir haber sizin de dikkatinizi çekmiştir. Sabah gazetesinde "Almanya'dan sosyal medyaya dev kıskaç" başlığıyla verilen haberde şöyle deniyor: "Nefret söylemi ve sahte habere savaş açan Almanya'nın yeni sosyal medya kanunu illegal paylaşımları 24 saat veya 7 gün içinde silmeyen platformlara 50 milyon euroya kadar ceza kesilecek." Yasa, sosyal medya sitelerini yasa dışı içerik, nefret söylemi ve sahte haber içeren paylaşımları çok hızlı biçimde silmeye zorluyor. Facebook, yasanın gerektirdiği paylaşımları silmeleri için Almanya'da yüzlerce insanı işe aldı bile. İngiltere'de de benzer bir hazırlığın yapıldığı, İçişleri Bakanlığı Güvenlikten Sorumlu Bakan Yardımcısı Ben Wallace tarafından da üstü kapalı açıklandı. Ama gelin görün ki; ifade özgürlüğü ile ilgili başka ülkelere pabuç bırakmayan Almanya ve İngiltere, kontrolsüz kullanılan sosyal medya ile ilgili en sert kararları, kanun yoluyla almaktan çekinmiyor.
Yanlış anlaşılmasın; ben bu her 2 örneği de destekliyorum.
İfade özgürlüğü olmaktan fersah fersah uzak olan kimi paylaşımların sosyal medya yoluyla herkese yayılmasını asla doğru bulmayanlardanım.
Ama, bize gelince "özgürlüklerin kısıtlandığı, ifade özgürlüğünün olmadığı" örneklerin en başında sosyal medya yoluyla yapılan bu paylaşımların kaldırılmasını gösteren Avrupa ülkelerinin ikiyüzlülüğüne en güzel örnek olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
GÜNÜN FOTOĞRAFI

Yılın son günü sıcacık bir fotoğraf hepimizin içini ısıttı. Jandarma Genel Komutanlığı ve Konya Meram Belediyesi işbirliğiyle "Ana Kucağından Peygamber Ocağına" projesi kapsamında Konyalı annelerin yaptığı yaprak sarması, içli köfte, su böreği gibi anne sevgisi de katılmış yemekler, Şırnak'ta vatani görevini yapan Mehmetçiğimiz'e moral oldu. Bu projede yer alan Meram Belediyesi'nin kadın Başkanı Fatma Toru'yu ve Jandarma Genel Komutanlığı'nı kutlarım.
İRAN'DA ZAMANLAMA MANİDAR
2017'nin son günlerinde İran'da garip olaylar başladı. Perşembe gününden bu yana devam eden protesto olaylarında ülkenin neredeyse her bölgesinde onlarca insan hayatını kaybetti. Muhalifler genel grev çağrısı yaparken, Cumhurbaşkanı Ruhani halkın provokasyonlara karşı uyanık olmasını istedi. İsrail ise protestocuların başarılı olması dileğini saklamadı. ABD adına Başkan Trump, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Rejimin yolsuzluklarından ve ülkenin varlığını yurt dışında terörizme harcamasından bıkmış olan İran halkının barışçıl protestoları ile ilgili bilgiler geliyor. İran yönetimi, kendini ifade hakkı olan İran halkına saygı göstermelidir.
Yüce İran halkı yıllardır baskı altında" derken son cümlesi hayli manidar: "TİME FOR CHANGE" yani Değişim zamanı geldi! İran halkını "yüce" gören Trump, her ne hikmetse İranlıların ABD'ye girişine izin vermiyor. Kaldı ki; büyük harflerle yazdığı "değişim zamanı geldi" sözünün karşılığı da ilginç.
Ve son olarak İsrail ile aynı paraleldeki dilekleri ve zamanlaması da manidar.
İran'daki bu gelişmeler, 2013'teki Gezi olaylarını anımsatıyor. Türkiye ve İran ile Rusya'nın bölgedeki stratejik yakınlaşması bu 2 ülkeyi çok ama çok rahatsız ediyor. Ortadoğu'nun 2 kalesi Türkiye ve İran'ın önemi de ortada. Türkiye'yi Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonları ve son olarak 15 Temmuz ile yıkamayanlar, şimdi hedef olarak İran'ı seçtiler.
Zamanlama manidar dememiz de bu yüzden zaten...
GÜNÜN SÖZÜ
Zenginlik ve şeref eğer doğru bir yolda kazanılmamış ise pek çabuk kaybedilir. Konfüçyüs