

İNSAN İMANDAN ÇIKAR MI?



ŞEYTAN PUSUDA BEKLER

Kardeşlerim bendeniz bunu işittiğimde inanın ki dünyam değişti ve hâlen meselelerimi bu anlatılanla çözüyorum.

Kaşıkçı elması gibi düşünün. Bu taş, ortamda mevcut olan az bir ışığı, açısını yakalayabildiğinizde projeksiyon gibi km ile ifade edebileceğiniz bir mesafede nokta atışı gibi aydınlatabiliyor.

Beslenmek için ailesiyle beraber geceleyin karaya çıktıklarında, ağzındaki bu taşı dilinden çıkartır yüksekçe bir taşın üzerine koyar, onun aydınlığında etrafındaki otları yiyerek karnını doyururmuş. Hayvan şebçerağ denilen taştan iyice uzaklaşınca avcılar da şebçerağı, üzerini bir kille kapatıp alırmış. Işıksız kalan hayvan da korkuyla denize kaçarmış.

Bu sefer şeytan da pusuda bekler, bi atar kili üstüne yapıştırır, dönüp bakarsınız ki, iman adresinde bir şey kalmamış."


Ramazan Ayı'nda kazandıklarımızı nasıl koruyacağız?

Uhrevî ulvî coşkular içerisinde bir an geçiriyoruz fakat Siz'in meclisinizden ayrılınca dünya gâilesi bizi yakalıyor."


Yani imtihan içerisinde olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın. Rehâvete kapılsanız bile onun çözümü o rehâvetten kurtulmaktır.
Peygamber Efendimiz (sas): "Kötü bir iş işlediğinizde hemen arkasından hayırlı bir iş işleyin." buyuruyor.



Cenâb-ı Hakk bizim ömrümüzü maddî ve mânevî rızıklarıyla bereketlendirsin inşallah. Âmin.
Mü'minin Çektiği Her Sıkıntı Onu Bir Günahtan Kurtarır
Efendimiz'in (sas) en çok sevdiği ve O'nun âlem-i cemâle göçmesinden sonra ilk halifemiz olan baş tâcımız, Hz. Ebû Bekir Sıddık ile Efendimiz (sas) arasında şöyle bir konuşma geçiyor; müjdeye bakın, dostlar!
Peygamber Efendimiz (sas), Hz Ebû Bekir Efendimizi üzgün ve mahzun bir şekilde görünce ona: "Sen niye üzgünsün, Yâ Ebû Bekir?" diye sorar.
Hz Ebu Bekir Efendimiz: "Yâ Resûlullah, Siz'den dinlediğimiz âyet-i kerimeleri düşünüyorum.
Bunları düşününce hesap ediyorum, ben galiba cehenneme düşeceğim, cennete giremeyeceğim diyorum.
Aslında mesele cennete girememek de değil, Allah'ın cemâlinden mahrum kalacağım ve Sen'in gibi bir peygambere yetiştiğim hâlde böyle bir azap beni bekliyor diye korkuyorum.
İşte bundan dolayı düşünüp mahsun oluyorum, Yâ Resûlullah!" diyerek cevap verir.
Efendimiz (sas): "Hangi düşünce seni buna sevk etti?" diye sorar. Bu kez, Ebû Bekir Efendimiz mahsun bir şekilde: "Yâ Resûlullah, bakıyorum amelim eksik.
Allah'ın emirlerini hakkıyla yerine getiremediğimi düşünüyorum. Sanırım ben hakkıyla kulluk edemiyorum, Cenâb-ı Hakk'a." der.
Bunun üzerine güzeller güzeli Efendimiz (sas): "Ya Ebû Bekir, yapabildiğin kadarını Allah kabul eder, senin yapmaya gayret ettiğin şekliyle.
Üzülme ya Ebû Bekir! Dünyada verilen sıkıntılarla Allah sizi affeder ve dünyada çektiğiniz sıkıntılar günahlarınıza keffâret olur." diyerek Ebû Bekir Efendimiz'e müjdeyi verir.
Efendimiz (sas)'den bu müjdeyi alan, Sıddıki Ekber: "Nasıl, Yâ Resûlullah?" diye sorar.
Efendimiz (sas): "Yâ Ebû Bekir, herhangi bir şeyi kaybedip de, aradığın oldu mu?" diye sorunca, Ebû Bekir Efendimiz: "Oldu, Yâ Resûlullah." der. Efendimiz (sas): "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, işte o bile senin günahlarına keffâret olabilir, o bile affına sebep olabilir."diye buyurur.

Yoksa çile çekersin, bir sürü gam, keder de görürsün ama bir faydası olmaz. İnsan hangi yola gittiğini bilip yola öyle çıkmalı.
Bu yola çıktığınızda korkmayın dostlar. "Başlamak başarmaktır." Tam da bu İslam'ın niyet ve amel ilişkisine; kararlı bir Müslümanın cennete, cemâle gidişine özet mahiyetinde bir sözdür. "Başlamak, başarmaktır." O yüzden biz başlamayı tehir etmeyelim, anlamayı tehir etmeyelim.
Bir an önce bunu anlayıp, niyet edip bu kararlılık ile yürüyelim.
AYET-İ KERİME
"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler."
Âl-i İmran: 191
HADİS-İ ŞERİF
"Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar." Müslim ?
"İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü "Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)" sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır."
Buhârî
SORDUM-ÖĞRENDİM
Çok Kaza Namazı Borcum Var, Nasıl Bitirebilirim?
Bitmeyecek işin hakkından yatmak gelir deyip kaza namazına başlamamak olmaz. Hemen hiç vakit kaybetmeden bugün başlayacaksın; başladın Allah muhafaza eylesin, ertesi gün öldün. Allah Teâlâ'nın huzuruna en azından borcunu ödemeye başlamış birisi olarak çıkarsın, vâden yetmemiştir. Allah Teâlâ o kaza namazına başladığın için elbette senin günahlarını siliyor; namazlarının borcunu Cenab-ı Hakk sen kılmışsın gibi sana ihsan ediyor. Neden? Başladın çünkü. "Başlamak bitirmektir.", "Başlamak başarmaktır." sözü belki de kaza namazı için de söylenmiş olabilir. Çünkü Allah, senin bu attığın adımı hiçbir zaman zâyi etmiyor. Unutma, "O Allah'tır, O Kerim'dir."
DUA
"Ey Evvel, Ey Âhir, Ey Zâhir, Ey Bâtın olan Allah'ım! İsmimizin İsminle, sıfatımızın Sıfatınla, arzumuzun Arzunla, tedbirimizin Tedbirinle kaynaşmasını ve birleşmesini istiyorum. Veli kullarına ikram ettiğin lütuflardan bize de ihsan eyle! Bizi koyacağın yere doğrulukla koy ve bizi çıkaracağın yerden dürüstlükle çıkar. Bize yüce katından bizi sevindirecek ve bize destek verecek bir kuvvet ver. Şüphe yok ki, Sen her şeye Kâdirsin." Âmin.