Kör dövüşü!

Eklenme Tarihi 21 Ağustos 2009
Türkiye günlerdir "demokratik açılımı" tartışıyor. Sürecin neler getireceği üzerine çeşitli yorumlar yapılıyor.
Genel olarak bir kamuoyu ve medya desteğinin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak, son derece sert tepkiler de ortaya çıkabiliyor.
Henüz ortada Hükümet tarafından açıklanmış bir yol haritası yok. Sürecin neler getireceği çok da net değil. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, çeşitli kişi ve kuruluşlarla görüşüyor. Onların nabzını tutmaya çalışıyor.
CHP tepkili...
Neye tepkili? İşte o belli değil. CHP'den gelen açıklamaların çok da net olduğu söylenemez.
MHP toptan karşı çıkıyor...
Peki neden karşı çıkıyor?
Devlet Bahçeli ve MHP kurmayları, zaman zaman bunları ortaya koymaya çalışıyorlar. Ancak, bu tepkilerin tamımı varsayımlar üzerine kurulu. Çünkü, bu sürecin sonunda neler çıkacağı İktidar tarafından açıklanmış değil.
Bir de bu açılımın engellenmeye çalışılmasının "ülkenin önünü tıkayacağını" söyleyenler var. Ancak, onların da "açılım" konusunda belli bir noktada buluştuklarını söylemek zor. Birbirinden çok değişik fikirler ortaya konuluyor.
"Açılım" denilince herkesin anladığı da beklediği de farklı!
***

Şimdi tek tek bakalım...
Terör örgütü PKK ne istiyor?
Bunun üzerinde kafa yorulması çok da doğru değil. Adı üzerinde PKK bir terör örgütü.
Durum bu olunca, Öcalan'ın sözlerinin suyu bulandırmaktan öte anlamı yok. Zaten devletin zirvesinden gelen açıklamalar da oradan gelen sesin ciddiye alınmadığı gösteriyor.
DTP'nin talepleri neler?
Parti içinde her kafadan ayrı ses çıkıyor. Sürekli çelişkili açıklamalar geliyor. Kimi "Biz bölünme istemiyoruz" diyor. Kimisi de meydanlara çıkıp "toprak talebinde" bulunuyor; hedef olarak bölünmenin en uç noktalarını gösteriyor. Kimi zaman da "açılımı" başlatanlara tehditler yöneltiliyor.
Oysa, beklentiler madde madde sıralansa... Bunlar kamuoyuna resmi bir belge olarak açıklansa... O durumda mesele hallolacak. Biz de DTP'nin gerçekten ne istediğini öğreneceğiz.
CHP ve MHP'nin itirazları neler?
Her iki parti de bir liste hazırlasalar... Bu süreç içinde "olabilecekleri" ve kesinlikle "olamayacakları" sıralasalar... Ya da "Bu konuda tek bir adım bile atılamaz" tavrını ortaya koysalar... Kamuoyu iyice aydınlanacak. Muhalefetin gerçekte nasıl bir tavır içinde olduğunu anlayacak.
Peki, AB'nin bizden resmen istedikleri neler?
Belki de en önemli noktalardan biri bu. Neler olup bittiğini anlayabilmek için bunların da tek tek ortaya çıkması gerekli. AB, Türkiye'den bu konuda hangi adımları atmasını istiyor? Bize resmen ilettikleri talepler neler? Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için bunların bilinmesine de ihtiyaç var.
En önemlisi ise, Hükümet'in yol haritasında neler yer alacak?
Düğümü çözecek olan en önemli nokta muallakta. İçişleri Bakanı Beşir Atalay' ın temasları devam ediyor. Henüz net olarak neler yapılacağı ortaya çıkmış değil. Kamuoyunda varsayımlar üzerine fikir yürütülüyor.
Kısacası...
Pek çok belirsizlikle karşı karşıyayız. Ortada "demokratik açılım" yapmak isteyen bir irade var. Bu iradenin neler yapacağı konusunda ise, herhangi bir netlik yok.
***

Bütün bu belirsizliklere rağmen, biz hararetli bir tartışmanın içindeyiz. Kimimiz, hangi adımın atılacağını bilmeden peşin "olmaz" diyoruz. Kimimiz de hararetli bir savuna içine giriyoruz.
Durum bu olunca, tartışmalardan sağlıklı sonuç alınamıyor. Tersine, tam bir kör dövüşü ortaya çıkıyor.
Oysa, atılacak adımlar zaman içinde şekillenecek...
Tablo, başlatılan bu sürecin sonunda netleşecek.
Biraz daha beklemek ve sürecin nasıl işleyeceğini görmek gerekiyor. Belirsizlik ortamında kör dövüşünü sürdürmenin anlamı yok.