Çukurca'da Suriye parmağı var mı?

Mehmet Çetingüleç

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Eklenme Tarihi 22 Ekim 2011
Kısa bir süre önce; 7 Ekim'de Suriye Devlet Başkanı Esat, Ankara'yı uyarıyor:
- "Türkiye sorunlarımızı istismar etmeye kalkarsa daha büyük sorunlarla karşılaşır.
Doğrudan kendisi de etkilenir ve düşmanlık kendisine döner." "Tehdit" niteliğindeki açıklama şöyle devam ediyor:
- "Bölge ülkeleri arasında siyasi, ekonomik, etnik yapının yanı sıra birçok alanda benzerlik bulunuyor. Sonuç olarak Türkiye de aynı konularda sıkıntılar yaşıyor..."
***

Bu açıklamadan 12 gün sonra, teröristler Çukurca'da 8 ayrı noktadan aynı anda askeri birliklere saldırıyor.
PKK'nın bilinen eylemlerinden çok daha farklı bir saldırı.
Emri veren Suriye uyruklu Bahroz Erdal; ağır silahlar kullanılmasını, büyük bir eylem olmasını istiyor.
PKK içerisinde çok sayıda Suriyeli militan ve yönetici var.
Geçmişte baba Hafız Esat'ın PKK'ya verdiği destek ve barınma imkanları, oğul Beşşar Esat'ın açıklaması ve ardından meydana gelen sıra dışı saldırı, "Acaba Suriye ile PKK arasındaki organik bağ hala devam mı ediyor" sorusunu akıllara getiriyor.
***

PKK sadece Suriye tarafından değil, "dost" görünen birçok ülke tarafından kullanılan bir terör örgütü.
Ama artık uluslararası desteği azalıyor.
Yalnızlaşıyor.
Yalnız kaldıkça, küçük ülkelerin kullanımına, yönlendirmesine daha açık hale geliyor.
Oysa dünyadaki benzer örgütler, silahla bir yere varmanın mümkün olmayacağını anlamış durumda.
Bakın Bask bölgesini İspanya'dan ayırmak için 43 yıldır silahlı mücadele veren ETA örgütü bile silah bıraktığını açıkladı.
Artık sorunlarına siyaset yoluyla çözüm arayacaklar.
Bu "demokrasi"ye şans tanımaktır.
Nitekim İspanya Başbakanı Zapatero, ETA'nın kararını "demokrasi, hukuk ve aklın zaferi" olarak niteledi.
***

Türkiye'de BDP gibi siyaset zeminine sahip olanlar, Meclis'te temsil imkanları varken hala terörden medet umuyor.
Sorunları "korkutarak" çözeceklerini sanıyorlar.
Oysa karşılarında büyük bir devlet var.
Geleneği, birikimi, askeri gücü, disiplini yüksek bir devlet.
Savaşarak sonuç alacağını düşünenler gaflet uykusundan umarız erken uyanır.
Silaha sarılıp, onun-bunun piyonu olacaklarına İspanya'ya baksınlar.
Herkese huzur getirecek tek bir "zafer"den söz edilebilir. Zapatero'nun dediği gibi; demokrasi, hukuk ve aklın zaferi...