DSP'liler Ecevit için bir hafta süreyle etkinlikler düzenledi.
CHP ise dün eski Genel Başkanını özel bir törenle andı.
Ama iki parti bir araya gelip, ortak bir kutlama yapamadı.
Görüldüğü gibi Ecevit konusunda "ikilik" ortaya çıkmış durumda.
Öyle ki, eşi Rahşan Hanım bile kurucusu olduğu DSP'yi bırakarak CHP'ye gitti, oradaki törene katıldı. "Ecevit'i de yanımda getirdim" dedi. ...Ve klasik bir soru yeniden gündeme geldi:
Ecevit DSP'li mi, CHP'li mi?
Aslında bu sorunun yanıtını ölümünden 2 yıl önce Ecevit vermişti.
Yaşam öyküsü ve anılarından oluşan bir belgesel hazırlamak için aylarca çekim yapmıştık.
Henüz yayımlama imkanı bulamadığımız röportajlarda Ecevit DSP'yi de anlatmıştı.
2004 yılında genel başkanlığı devretmek üzere kurultaya giderken söylediği sözler, yukarıdaki sorunun yanıtı niteliğinde: "Ben DSP Genel Başkanlığından ayrılıyorum ama DSP'lilikten hiçbir zaman ayrılmayacağım. DSP'nin bayrağını benden sonra da sizlerin devam ettireceğinize güveniyorum."
Bu sözler, onun DSP'den hiçbir zaman kopmadığını gösteriyor.
Çünkü Ecevit, CHP'de bugün hala varlığını koruyan hiziplerden, çekişmelerden bıktığı için DSP'yi kurmuştu.
CHP'nin Ecevit'i sahiplenmesine gelince.
Ecevit, CHP'nin "efsaneleşmiş" Genel Başkanıydı.
Partisini 1970'li yıllarda iki kez iktidara taşımayı başardığı gibi, yüzde 41.7 ile tarihindeki en yüksek oy oranına da ulaştırmıştı.
Dolayısıyla CHP'nin de Ecevit'e sahip çıkması normaldir.
Ancak, Ecevit, Türkiye gerçeğini iyi okuyan bir siyasetçiydi.
CHP ile inançlı kesim arasında köprü kurmayı başarmıştı.
Bu köprüyü DSP döneminde de oluşturdu.
Kimseyi ötelenemeden, dışlamadan, "bunlar cemaatçi" ya da "bunların başı örtülü" demeden seçmenlerin tümüne seslendi. ...Ve inançlı kesimden büyük oy desteği alarak yaşamının son döneminde iktidarı yeniden yakalayabildi.
Hem de iki kez.
Ecevit, sağdan sola oy taşımayı başarmış bir siyasetçiydi. "53 yıldır tek başına iktidara gelemeyen" CHP'nin de buna ihtiyacı yok mu?