İdam ipi ne demek Sayın Pamukoğlu?

Eklenme Tarihi 5 Kasım 2010
Gençlerin isyanları, protestoları beni hep umutlandırır ve eski günlerime götürür. Parkalar, sol yumruklar, sloganlar... Kanlı 1 Mayıs katliamından önceki Taksim yürüyüşleri...
***

Onlardan birinde çok matrak bir olay yaşanmıştı. Yanılmıyorsam ya 1973 ya da 74 yılıydı... Önce Beşiktaş'ta toplanmış, üstü açık kamyonlara doluşmuş ve Kabataş'tan Taksim'e, 1 Mayıs alanına doğru yola çıkmıştık. Bir Pazar günüydü... Yılmaz Güney'in de cezaevinde olduğu dönem.
Kamyonlardan birinden 'Yılmaz'a özgürlük' diye bir tezahürat başladı. Bir salgın gibi aynı anda diğer araçlara da yayıldı. Ve tam o sırada İnönü Stadı'nın önünden geçmekteyiz... İçerde maç var ama bütün stat o inanılmaz bir şekilde bizim nakarata katıldı... Binlerce insan 'Yılmaz'a Özgürlük' diye bağırıyor. Tüyler ürperten bir an. Ve o hain gol, işte o anda geldi...
***

Stadyum'dan öyle bir "Goooool" narası yükseldi ki, ne Yılmaz kaldı, ne özgürlük...
Sadece bu hoş anı kaldı geriye. Peki bütün bunları neden anlattık? Geçen gün televizyonda bir gurup 'gencin' protestosunu izledim de ondan. İçim acıdı aslında. Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 'Hangimiz Laik Değiliz' paneline konuşmacı olarak katılan Taraf ve Star Gazetesi yazarlarını protesto eden Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) üyesi gençler, gazetecilerin masasına idam ipi attılar. Ve dediler ki; "Siz nerede olduğunuzun farkında mısınız? Burası Milli Mücadele'nin kanla yazıldığı, her gün ihanet etmekten geri kalmadığınız o şanlı şehitlerimizin yattığı vatan topraklarıdır. Burası Sakarya'dır!"
***

Partinin yöneticileri ise gazeteciye idam ipi atan 'gençlerine' sahip çıktı. Peki Hepar'ın hangi partiden olduğunu bilen var mı? Ama başkanının adını biliyoruz; Osman Pamukoğlu...
Militarist tavırlarıyla dikkat çeken bu eski 'paşa' bana göre rüzgar ekiyor. Artık ilerde fırtına mı biçer tufan mı bilemem ama ipli gençlerin lideri olarak kendisiyle gurur duyduğu kesin. Oysa faşizm çok eski ve keskin bir kılıç sayın Pamukoğlu ve siz bunu hepimizden daha iyi bilirsiniz.
Farklı program artık farklı kanalda... '
Yaşamdan Dakikalar'
bundan böyle yeni adresinde. . Artık önümüzdeki kış geceleri, TV 8'de bu doyumsuz sohbetleri izleyebileceğiz. Nebil Özgentürk, Sunay Akın ve Hıncal Uluç... Yine bir aradalar ve yine ünlü konuklarıyla hiç bilinmeyenleri konuşmaya devam edecekler. Yayın günleri Perşembe, yayın saatleri 21.00... Malum aynı zaman diliminde diğer kanallarda dizi izlenir genellikle ama Yaşamdan Dakikalar'ın böyle bir derdi yok. Programın fanatikleri zaten 'kurgulanmış senaryolar' yerine 'yaşamın en gerçek, o en şaşırtıcı hikayelerini' izlemeyi yeğleyenler. Hadi bakalım yeni tanıtım spotları da benden olsun; "Hayatın doğrulamadığı hiçbir şey gerçek olamaz!
Dakika dakika yaşamlar, Yaşamdan Dakikalar' da..."


* * *
MİNİ ANKET
Sualim şudur; Dün CHP'de olanlardan ne sonuç çıkardınız? Şıkları işaretleyiniz.

a) Ülkelerini o denli seviyor ve hizmet etmek için o kadar çok ısrar ediyorlar ki, bu ağır görevle en yakın arkadaşlarını 'yormak' istemiyorlar.

b) Deniz Baykal konusunda vatandaşın verdiği hüküm, 'Aferin bak nasıl da koltuktan vazgeçip, asilce köşesine çekildi' kararı meğer erken bir kararmış.

c) İddia ettikleri gibi sadece AK Parti diktatörlükle idare edilmiyormuş, görüldüğü gibi halkın partisi CHP'de bunun en alası hüküm sürmekteymiş.

d) Ve taraftarların, önümüzdeki seçimlerde mecliste koltuk kapma sevdası gözlerini o kadar döndürmüş ki, bu yüzden nitekim dün kalkıp birbirilerinin gözlerini oydular.

e) Hepsi...