Böbreklerin nabzını tutun!

Tansiyon kadar nabız sayısı da kalp sağlığında önem taşıyor. Düşük nabız sayısı; tiroit, karaciğer ve böbrek hastalıklarının belirtisi olabiliyor...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 12 Nisan 2018 Güncelleme 12 Nisan 2018, 02:16
Böbreklerin nabzını tutun!

İÇİNDEKİLER

Kalp damar hastalıkları, dünyada meydana gelen ölümlerde ilk sırada yer alıyor. Dünyada olduğu kadar ülkemizde de tansiyon, en sık görülen rahatsızlıkların başında geliyor. Ancak uzmanlar, tansiyon kadar nabız sayısının yüksekliği ve düşüklüğünün de önemli hastalıklara işaret edebileceğini söylüyor. Ortalama 60-100 arası olması gereken kalp atım hızı yani nabız sayısının normalden düşük olması; kalp damar hastalıklarından, karaciğer böbrek rahatsızlıklarına kadar birçok hastalıktan kaynaklanabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Nihat Özer, nabız düşüklüğü ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi veriyor...

KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİR
'Nabız' olarak nitelendirilen kalp atış hızı; cinsiyete, yaşa, fiziksel ve duygusal duruma, spor yapma alışkanlığına, kullanılan ilaçlara hatta havanın sıcaklığı gibi birçok faktöre bağlı olarak değişiyor. Tüm bunlar hesaba katıldığında, ideal kalp atışı, ortalama olarak yetişkin bireylerde 10 dakikalık bir istirahatin ardından 60 ila 100, çocuklarda ise 70 ila 100 arasında yer alıyor. Kalp atış hızının 60 altında olmasına bradikardi yani yavaş nabız 100 üzerinde olmasına ise taşikardi yani hızlı nabız deniliyor.

BEYİNE OKSİJEN GİTMEZ
Nabız düşüklüğünde, kişinin beynine ve diğer organlarına yeterli miktarda oksijen gitmiyor. Bayılma veya bayılmaya yakın duruma gelinmesinin yanında; baş dönmesi, zayıflık, yorgunluk, nefes problemi, göğüste ağrı, hafıza problemi ve fiziksel aktivitelerde çabuk yorulma gibi sorunlar yaşanabiliyor. Düzenli egzersiz yapan kişilerde ve sporcularda kalp güçlenirken, dolaşım sisteminin işlevselliği artıyor. Kondisyon artmasıyla birlikte bu kişilerin kalbi diğer insanlara göre daha az çalışarak aynı işi yapabiliyor. Kondisyonu çok yüksek sporcularda nabız sayısı 40'a inebiliyor. Düzenli egzersiz ve spor yapan kişilerde nabız sayısının düşüklüğü sağlık göstergesi olarak biliniyor.

GUATR, UYKU APNESİ
Düzenli spor ve egzersiz yapılmamasına rağmen nabız sayısının normalin altında olması ciddi rahatsızlıkların habercisi olabiliyor. Uzmanlar, düşük nabıza neden olan rahatsızlıkları şöyle sıralıyor:
Kalbin kendi elektriksel sistemi, yapı ve fonksiyon bozuklukları, kalp damarındaki darlıklar,
Yaşlanma ile birlikte kalbin uyarı ve ileti sisteminde bozulmalar,
Enfeksiyonların kalp dokularını etkilemesi,
Romatizmal hastalıklar gibi rahatsızlıkların kalbi tutması,
Karaciğer ve böbrek hastalıklarında sıvı tuz dengelerinin bozulması,
Aşırı sıcaklarda ya da sıvı kayıplarında su ve tuz dengesizlıkleri,
Deli bal gibi nabzı düşürebilen beslenme,
Guatr bezinin hastalıkları,
Nabzı düşürebilen sakinleştirici içerikli ilaçlar,
Uyku apnesi olarak bilinen uyku esnasında nefes alışverişinin sürekli sekteye uğraması...

KALBİNİZİ GÜÇLENDİRİN
Kalbi zinde ve sağlıklı tutmanın yolu, kaliteli bir yaşamdan geçiyor. Uzmanlar, şunları öneriyor:
Kolesterolünüze dikkat edin.
Sigaradan ve ağır yağlı yemeklerden kaçının.
Tansiyonunuzu kontrol altında tutun.
Tuzsuz ve düşük kalorili beslenmeyi tercih edin.
Yaşınıza, kondisyonunuza ve genel sağlık durumunuza uygun egzersizler yapın. Özellikle düzenli şekilde yürüyüşü tercih edin.

ÖNCE TEŞHİS SONRA TEDAVİ
Nabız düşüklüğünün tedavisine, önce altta yatan nedenlerin teşhis edilmesiyle başlamak gerekiyor. Tüm bunlara rağmen nabız düşüklüğünün devam etmesi durumunda geçici veya kalıcı kalp pili işlemi uygulanabiliyor. Kalbin yaydığı elektrik sinyallerinde zayıflık yaşandığı durumlarda kullanılan kalp pili tedavisi genellikle 65 yaş üzeri kişilerde uygulanıyor.